Behice

271 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Yine felsefik bir eserle karşınızdayım efenim #bitikadam 'ı yine #sebepsizceokuyoruz ekibiyle birlikte okuduk geçtiğimiz Mart ayında. Benim için ilginç bir deneyimdi, pek sık felsefik şeyler okumuyorum. #giovannipapini bey biraz otobiyografik tarza kendi iç dünyasını, çocukluğunu, ergenliğini, yetişkin halini, tüm tutkularıyla, tüm hırsları, yenilgileri ve zaferleriyle bize, okura sunmuş. Adamı anlamanız, kendinizi onun yerine koymanız mümkün değil çünkü zaten kendisini biz fanilerden çok üstün görüyor beyimiz. Kimsenin onu anlamadığını, onun gibi düşünmediğini, aslında biz normal insanları eğitmeye ve sevmeye çok çalıştığını ama bir türlü bunu başaramadığını söylüyor. Biraz "Çavdar Tarlasındaki Çocuklar" ve "Oğullar ve Rencide Ruhlar" kitabındaki ana karakterlere benzettim ben bu halini. Evrene, sanata, edebiyata her şeye bambaşka bir gözle bakabilmek için güzel bir kitap. Okuyun derim ben şahsen
Bitik Adam
Bitik AdamGiovanni Papini · Monokl Yayınları · 20201,078 okunma
Reklam
687 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Evet "Suç ve Ceza" nihayet yorumunu yazdığım günlere gelebildik. Kitap yorumu yaparak kitaba karşı bir sorumluluğumuz oluyor ve ben bu kitabın hakkını verememekten korkuyorum. Bu yüzden bu süreci uzatmak ve zaman kazanmak için alıntı ile başladım Başlıyorum... Kitabı okumam 27 günümü almış. Tam bir ay. Ve ben 687 sayfa ve bir ay boyunca Raskolnikov'u anlamaya çalıştım; cinayeti tam olarak neden işlediğini, neden itirafta bulunmadığını, neyden korktuğunu, yaptığı suçtan niye pişmanlık duymadığını... Raskolnikov tüm bu süreç boyunca duygularını rafa kaldırmış meğer, kendini ailesinden, Sonya'dan, Razumihin'den soyutlayarak onlara acı çektirmeyeceğini, onları kirletmeyeceğini düşünmüş. Romanın psikolojik yanı o kadar kuvvetli ki suçtan cezaya varana dek biz hep Raskolnikov'un ne hissettiğini ve neye nasıl tepki verdiğini okuduk. Sayfaları hızla çevirerek, aha şimdi öğrenecekler diye diye... Bir üniversite öğrencisinden bir katile evrilmesini, cinayeti işlerkenki amacını ve bu gerçekle nasıl yaşadığını, dünyaya iz bırakan biri olmak isterken şimdi olduğu kişiyi anlatırken Dostoyevski olayları karakterin iç dünyasıyla o kadar güzel harmanlamış ki...
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022161,2bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Candide" bir felsefi öykü ve benim de bu türde okuduğum ilk kitap. Öykü kitaba ismini veren karakterin başına gelen talihsiz, trajik olayları anlatıyor ve her şey yaşadığı şatodaki baronun kızına aşık olmasıyla başlıyor. Olayları sarkastik bir şekilde ele alan Voltaire adeta #sarcasm ın kitabını yazıyor Olayları anlayış biçimiyle, Candide'in akıl hocası Pangloss karakteriyle, ve olayların absürtlüğüyle karşı çıktığı fikirleri o kadar ustaca alaya alıyor ki insan sözü geçen fikri desteklemeye utanıyor. Birçok filozofu, felsefi akımı bu şekilde alaya alan Voltaire, en belirgin olarak Leibniz'in iyimserlik felsefesine Pangloss'un "mümkün dünyaların en iyisi" ideolojisiyle ele alıp eleştiriyor. Dünyada cennetin olmadığını, savaşın, yoksulluğun, adaletsizliğin her yerde olduğunu Candide'in yolculuklarında başına gelenlerle gösteriyor. Uzun lafın kısası felsefeyle ilgilenen veya ilgilenmek isteyeniniz varsa okumalı bence.
Candide
CandideVoltaire · İthaki Yayınları · 20185,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitaba koca bir "Ah!" diyebilirim sanki kitaba dair hissettiklerimi en iyi bu ifadeyle anlatabilirim gibi. Seyrüsefer bir seyahat kitabı. Taha Kılınç Kur'anın yeryüzünde gezip dolaşmamızı emreden ayetlerini baz alarak dünyanın çeşitli ülkelerine farklı zamanlarda seyahat ediyor ve bu seyahatlerden edindiği izlenimleri, bilgileri bir kitaba dönüştürüyor. Kitapta Fas, Tunus, Yemen, Filistin, Katar, Japonya, Güney Afrika, Bosna, Makedonya ve Lübnan ülkelerine ait yazıları yer alıyor. Tarihi bilmeyi ve coğrafyayı tanımayı Müslümanlığın bir görevi olarak görüyor. Bekarken yalnız başına, evlendikten sonra da hep eşiyle ve çocuklarıyla ülke ülke geziyor, hatta bunu bir gelenek haline getirmişler ve her yaz tatilinde bir ülkeye seyahat ediyorlar. Bu detay beni daha da bağladı kitaba Okuduğum ilk seyahat kitabı olması sebebiyle biraz çekimser yaklaşıyordum kitaba, sıkılacağımı veya elimde çok uzun süre kalacağına inanıyordum. Kılınç her bir ülkeyi anlatmadan önce sizi o ülkeye bağlıyor, kendinden anılarla o ülkenin veya şehrin manevi değerini size hissettiriyor ve bir şekilde size sevdirmeyi başarıyor. Gittiği gezilerde genel olarak türbe, cami, katedral gibi eski yapıtları ziyaret eden Kılınç, aynı zamanda size o bölgenin tarihi arka planını, şehre veya ülkeye verilen isimlerin filolojik açıklamalarını yapıyor ve bunları yaparken siz de yeni ve belki burda okumasanız başka yerde araştırma gereği hissetmeyeceğiniz farklı bilgileri öğrenmenin tadını çıkarıyorsunuz. Sonuç olarak kitabı gerçekten sevdim. Benim kalbimde yer etti, umarım sizinkinde de ettirebilmişimdir
Seyrüsefer
SeyrüseferTaha Kılınç · Aşina Yayınları · 2020161 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitap İthaki yayınlarının bilim kurgu klasikleri dizisinden okuduğum üçüncü kitap. En başında ismiyle feminist yanımı çekmişti bile Kitap reklamların yasak olduğu bir zamanı anlatıyor. Ürün pazarlamak adına yapılan her türlü girişim yasak televizyon reklamları, afişler, hatta ürünlerin paketlerinde ürünü çekecek şeyler olması dahi yasak. Bir de toplumsal güzellik algısına kesinlikle uymayan "çirkin" bir kızımız var. Kendine değer vermeyen bu sebepten toplum tarafından da değer görmeyen bir kız P. Burke ve intihar etmeye karar verdiği anda "hayatının fırsatı" ile karşılaşıyor. P. Burke'u elektrikli kablolarla bir kumanda haline getiriyorlar ve karşılığında "insan elinin ürettiği en güzel canlılardan biri olarak, Delphi olarak" var olma şansını elde ediyor. Anlaştıkları firmaların ürünlerini P. Burke olan Delphi holokameralar önünde kullanmaya ve övmeye başlıyor. Ürünler yok satıyor ve reklam yapmadan reklam yapmanın çaresini bulmuş oluyorlar. İşler istedikleri gibi gitmiyor tabi ama o kadar uzun anlattım ki devamını siz okuyun P. Burke'a yaptıkları bana bu zamanın influencerlarının yaptıklarını hatırlattı. Algı yönetmek gibi bir şey. Kitabı okurken kendinizi zorla kitaba dahil etmeye çalışıyorsunuz, özellikle başlarda ne olup bittiğini anlamak biraz zaman alıyor. Diğer bir yandan anlatıcı size olayları sanki bir arkadaşına anlatıyormuş gibi anlatıyor. Reklamsız bir distopya ve ortaya çıkan influencerlar bence çok da uzak bir gelecek sayılmaz. Bu nedenle size de okumanızı tavsiye ederim
Uzaktan Kumandalı Kız
Uzaktan Kumandalı KızJames Tiptree Jr. · İthaki Yayınları · 03,323 okunma
Reklam
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.