DaNeZ

DaNeZ
@Bendenizayse
☆Edep yahû edep! Evvelâ edep! ☆Allah âşkına sesli harf katili olmayın. ☆Bir böyle :) Bir şöyle :( ☆Edebiyatı severim, mübâlağa sanatına âşığım. ♡MAYISLAR BİZİMDİR. BEN ÖYLE UYGUN GÖRDÜM.
Reklam
Ben Türk çocuğuyum yer gök inlesin. Duysun sesimizi cihan dinlesin. Hürriyeti emanet etti bana Ata'm, Ellerimle yükselecek emanet vatan.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
OSMANLI’NIN ŞAİR SULTANLARI Osmanlı İmparatorluğu padişahları arasında şiir yazan, hatta divan oluşturanlar hiç de az sayıda değildir. Şair padişahlar ve mahlasları (takma adları) ise şöyledir: II. Murat: Muratî Fatih Sultan Mehmet: Avnî II. Bayezit: Adlî Kanuni Sultan Süleyman: Muhibbî III. Mehmet: Adnî I. Ahmet: Bahtî II. Osman: Farisî IV. Murat: Muratî II. Mustafa: İkbalî III. Ahmet: Necib III. Mustafa: Cihangir III. Selim: İlhamî II. Mahmut: Adlî
Tarihimizdeki Garip Olaylar
Tarihimizdeki Garip Olaylar
Reklam
İstanbul’un en bilinen simgelerinden olan Kız Kulesi Osmanlı tarihinde yalnız bir defa ve bir kişi için hapis olarak kullanılmıştır. Burada, 18. yüzyılın namlı vezirlerinden Hekimoğlu Ali Paşa hapsedilmiş ve oradan Kıbrıs’a sürgüne gönderilmiştir. Tarihimizde kabrine gece yarısı defnedilen tek insan da yine Hekimoğlu Ali Paşa’dır. Kütahya valisiyken, 14 Ağustos 1758 tarihinde ölmüş ve orada defnedilmişti. Ali Paşa hâlâ kendi adıyla anılan büyük bir camii yaptırmıştı ve ölünce camiinin yanındaki türbesine gömülmesini vasiyet etmişti. Buna izin verildi; Kütahya’daki geçici mezarından çıkarılan naaş Üsküdar’a geldi, fakat halk büyük bir hürmet beslediği bu vezire karşı bir karışıklığa sebep olabilecek şekilde tezahürata hazırlandığından, tabut Üsküdar’dan İstanbul’a gece yarısı geçirildi ve sessizce Fatih’teki türbesine defnedildi.
Tarihimizdeki Garip Olaylar
Tarihimizdeki Garip Olaylar
İDAMINDA BİLE ESPRİ YAPAN ŞAİR: NEF’Î Vezir Bayram Paşa’ya yazdığı ve bir yerinde vezire “sen kadar düşmen-i devlet mi olur a hınzır (senin kadar büyük devlet düşmanı mı olur) ne turur saltanatun sahibi bilsem a köpek” (neden durur saltanatın sahibi, bilsem a köpek) diye hitap ettiği şiirinden dolayı ünlü hiciv şairi Nef’î idama mahkum olmuştur. İdamına dakikalar kala, araya birilerinin girmesi sonucu, Dârüssaâde Ağası şairin affı için aracılık yapıp sadrazama mektup yazmayı kabul eder. Nef’î ise başında durmuş, mektubu yazan zenci ağayı seyretmektedir. Az sonra bir damla siyah mürekkep kalemden düşüp beyaz kâğıda damlayınca, Nef’î çenesini tutamaz ve zenci ağaya dönerek, ölümüne sebep olan son espriyi yapar: “Efendim, teriniz damladı!” Ağa öfkelenip mektubu yırtarken, Nef’î cellâdın yağlı kemendine teslim edilir ve sarayın odunluğunda kementle boğularak cesedi denize atılır. Ölümünden sonra kendisi için söylenen beyit meşhurdur: “Gökten nazîre indi Sihâm-ı Kazâ’sına Nef’i diliyle uğradı Hakk’ın belâsına"
Tarihimizdeki Garip Olaylar
Tarihimizdeki Garip Olaylar
GALATASARAY LİSESİ Galatasaray Lisesi Türkiye’de kuruluş tarihi en eski olan okuldur. Temeli Fatih Sultan Mehmet’in oğlu II. Sultan Bayezit tarafından atılmıştı. Rivayet edilir ki: O zamanlar, Galata’nın arkasındaki sırtlar, yani Beyoğlu, muazzam bir ormanla kaplı bir kırlıktır. Avcıların gezip dolaştığı yerlerdendir. Bir kış günü Sultan Bayezit da oralarda avlanmağa çıkar. Bugünkü Boğazkesen Caddesi’nin geçtiği vadide tipiye tutulur. Sığınacak bir yer ararken gözüne bacasından duman tüten bir kulübe ilişir ve hemen oraya at sürüp kapısını çalar… Kapıyı beyaz sakallı, yüzü nurlu bir ihtiyar açar, “Buyurun padişahım!” der. Sultan Bayezit içeriye girer. Girer ama şaşırır kalır; kulübenin içi gül saksılarıyla doludur. Fidanların hepsinde taze taze güller açmıştır. Padişah ile münzevi derviş saatlerce sohbet ederler. Sultan Bayezit kalkacağı sırada: “Gül Baba! Benden ne istersin?” deyince münzevi de: “Padişahım, burada bir mektep yaptır. Bu mektepte okuyup yetişenleri de devlet hizmetinde kullan” cevabını vermiş. Saraya dönen Padişah hemen emir vermiş. Orada şu kadar bin dönümlük arazinin etrafına duvar çekilmiş. İçinde iki yüz çocuğun okuyabileceği üç koğuşlu bir okul yaptırmış. Okula bir camii, her koğuşa birer hamam, çocukların başındaki amirler için daireler yapılmış. Farsça, Arapça, okuma-yazma, musiki hocaları tayin edilmiş. Bu arada Gül Baba da bu yatılı okulun elifba hocası olmuş…
Tarihimizdeki Garip Olaylar
Tarihimizdeki Garip Olaylar
"Bir yastık arıyorum kuş seslerinden mühim değil sonrası''
İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci
Reklam
Karalama defterim
Bugün beni çok şaşırtan ve sinirlendiren bir olay oldu. Tasarımı çok güzel bir düğün davetiyesi gelmiş. Heyecanla açtım, acaba kim evleniyor diye. Çok güzel dini bir söz yazılmış. Ey Yâr…! Duâ Gibisin Gönlümde. Bilirim, “Besmelesiz” Seversem Eğer Seni, Kabul Olmazsın. O Zaman Şahit Ol Dediğime; Seni İki Cihânda da Sevmeye “Bismillahirrahmanirrahim” Altına damadın adı, lakin kadının adı yerine "zevcesi hanımınefendi" denilmiş. Hemen sonra anne babalarının adlarına baktım. Anne adları da yok. Sanırım düğün sahipleri sadece erkekler. Burada amaç nedir? Kadına değer vermek mi, değersizleştirmek mi? Kadınların sesini kısmaya kalkıştınız, şimdi sıra kadının adını kaldırmaya mı geldi? Burada da bu kafa yapısında olan çok şahıs var, kötü bir fikir vermiş oldum ellerine, ama bu saçmalığı paylaşmak istedim.
Barış Manço~Gülpembe
open.spotify.com/track/4KHLOlytj... Gülpembe'nin Barış Manço'nun babaannesi olduğunu biliyor muydunuz? ☺️
Resim