benisinla

Yoksulluk ayıp değil, bir gerçek...Ama sefillik bayım, sefillik yüz karasıdır. Yoksullukta yaratılıştan gelen soylu duygularınızı koruyabilirsiniz, sefillikte ise asla!
Reklam
Hem her şey insanın kendi elinde, hem de insan yalnızca korkaklığı yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor... Bu artık yadsınamaz bir gerçek, bir belit. İlginç bir şey, acaba insanlar en çok neden korkarlar? Atacakları yeni bir adımdan, kendi söyleyecekleri yeni bir sözden herhalde...
İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır...
Sayfa 162Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İnsan içinde bulunduğu umutsuz koşullarda bazen bir zinciri bir saç teliyle koparabileceğini sanır.”
Ölümden korkunuz, gururla kendisine elini uzatacak kralın huzurunda titreyen çoban gibidir. Mutlu değil midir çoban, titremesinin ardında, kralın dokunuşunu taşıyacağına? Fakat yine de farkında değil midir titrediğinin?
Reklam
Kendi düşünceleriniz ile aranız bozulduğunda konuşursunuz. Artık yaşayamadığınızda kalbinizin ıssızlığında, dudaklarınızda hayat bulursunuz; bir meşgale, bir eğlencedir ses.
“Kafka,.., Çocukken samimi bir iletişimden yoksun kalmıştı. Bu yoksunluktan anlatamayacağı kadar çok çekmişti ve bunu yapıtları -ister Dava, ister Dönüşüm, ister Şato olsun- iletişim eksikliği dışında hiçbir şey anlatmaz. Bütün bu romanlarda ve öykülerde sorular hiç duyulmaz, tuhaf çarpıtmalarla, tahrifatlarla yanıtlanır ve merkezindeki figürler hep tamamıyla yalnız ve kimseye kendini dinletemediği kişilerdir.”
Sayfa 171Kitabı okudu
“Olmamı istediğiniz gibi olmak istemiyorum. Olmak istediğim gibi olmak için de cesaretim yok, çünkü hâlen daha sizin yanınızda hissettiğim yalnızlığın ve beni reddedişinizin acısını çekiyorum. Peki sizi mutlu etmeye çalıştığım için yalnız değil miyim? Bunu yaparak kendime ihanet ediyorum.”
Sayfa 178Kitabı okudu
"Ağır hastalıklar, erken yaşta ölüm ve intihar; aslında gerçek hayatlarımızı boğsalar da ahlak dediğimiz kurallara boyun eğmemizin mantıklı sonuçlarıdır. Hayatın kendisi yerine, bu kuralları yüceltmeye devam ettiğimiz sürece, dünyanın her yerinde durum böyle olmayı sürdürecektir. Beden böylesi bir muameleye isyan eder, ancak onun konuştuğu dil, hastalık dilidir. Çocukluktaki gerçek duyguların reddedildiği fark edilmedikçe de nadiren anlaşılan bir dildir bu... Zoraki sevginin çok büyük bir zarar verebileceği gerçeğinin genel olarak farkına varılması şarttır. Çocukluğunda sevilen insanlar, bunun karşılığında anne babalarını seveceklerdir, onlara anne babalarını sevmelerini söyleyen bir emre gerek yoktur. Bir emre itaat, asla bir sevgi doğuramaz."
“Gelişmemiş hayvanlar bile asla eşlerine kötü davranmaz, onları öldürmezlerdi....Çünkü eşlerini öldüren tek canlı, insan türünün erkekleridir.”
Reklam
“there is only one sin, only one. And that is theft. Every other sin is a variation of theft. When you kill a man, you steal a life... you steal his wife's right to a husband, rob his children of a father. When you tell a lie, you steal someone's right to the truth. When you cheat, you steal the right to fairness... there is no act more wretched than stealing”