Ama bu gün çok farklı bir tercihle baş başa kalmıştım. Onun daha da büyüyüp gelişmesi için ondan vazgeçmek…
Bir zamanlar onu büyütmek için verdiğim sevgiyi şimdi onun daha güçlü, kuvvetli olması için vermem gerekiyordu. Ondan vazgeçmem…
Bir çırpıda söylenen ama yudum yudum içilen bir cümle bu, vazgeçmek. Tıpkı acı gibi… Sevmek bazen de vazgeçmekti zaten. Ama vazgeçtiğin sevdiğin değil kendindir aslında.
Onun iyiliği için özlemlerini içinin en derinlerine gömüp orda beslemektir. Onu artık göremesen de, görünmez yerlerinde sevgini büyütüp, onun böyle daha iyi olduğunu
düşünüp bundan mutlu olmandır.
"Makyajsız gelin olur. Çalgısız düğün olur. Bol gelinlik olur. Sade ev olur. Güzel ahlâk ve kalbe şifa kitaplar çeyiz olur. "İnsanlar ne der?" diye kahrolası bir put vardır diyor ya İsmet Özel, eğer o putu baltayla yıkarsak her şey olur."
"İnsana en çok ne eza verir? Dışındaki soğuk mu, yoksa içindeki yangın mı? Bana kalırsa, hiçbir şey insana kendi eliyle kendine yaptığından daha ıstıraplı değildir."