Beyaz Kitaplık

Ucuz lükslerin savaş sonrasındaki gelişimi, egemenlerimiz için elbette oldukça hayırlı oldu. Balık ve patates kızartması, suni ipek kadın çorapları, somon konservesi, ucuz çikolata, filmler, radyo, sert çay ve futbol bahislerinin devrimin önüne geçmiş olma ihtimali çok yüksek. Bu yüzden, zaman zaman bunların egemen sınıfın işsizleri zapt etmek için kurnaz bir manevrası, yani bir tür "ekmek ve sirkler" meselesi olduğu söyleniyor.
Reklam
En ucuz lüks olan kumardır. Açlık sınırındaki insanlar bile yarım peniye bir çekilişten birkaç günlük bir umut satın alabilir.
Cebinizde üç yarım peniniz, ev dediğiniz yer de su sızdıran bir yatak odasının köşesi olabilir ve hayatta hiçbir umudunuz olmayabilir; ama yeni kıyafetlerinizle bir caddenin köşesine dikilip kendinizi Clark Gable ya da Greta Garbo olduğunuz hülyasına kaptırabilirsiniz, ki bu da birçok eksikliği telafi edebilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Taksitli alışveriş kadim borç korkusunun altını oydu...
Orta sınıfa mensup olanlar bile nihayet işsizlik diye bir şeyin olduğunu idrak etmeye başlıyor. Beş yıl önce her nezih çay masasında duyduğunuz, "Canım, işsizlik hakkındaki tüm bu saçmalıklara inanmıyorum. Çünkü daha geçen hafta bahçedeki yabani otları ayıklayacak bir adam aradık ve kimseyi bulamadık. Çalışmak istemiyorlar, hepsi bundan ibaret!" sözlerinin giderek daha seyrekleştiği fark ediliyor.
Reklam
O zamanlar kimse işsizliğin kaçınılmaz olduğunu itiraf etmeye yanaşmıyordu; çünkü bu, işsizliğin büyük olasılıkla sürüp gideceğini itiraf etmek anlamına gelecekti. Orta sınıftan insanlar hâlâ "işsizlik ücretiyle geçinen tembel işsizler"den söz ediyor ve, "İsteseler bu adamların hepsi iş bulur," diyordu....
"Eğitimli" insanlar gerginlik zamanlarında öne çıkma eğilimindedir; diğer insanlardan daha yetenekli değillerdir ve "eğitimleri" kendi başına bir işe yaramaz; fakat belirli bir saygı görmeye ve itaat edilmeye alışkınlardır ve dolayısıyla bir komutanın ihtiyaç duyduğu küstahlığa sahiplerdir. Her zaman ve her yerde, öne çıkmaları beklenir. Lissagaray'nin 1871 Paris Komünü Tarihi adlı eserinde, Komün'ün bastırılmasının ardından gerçekleşen kurşuna dizmeleri betimleyen ilginç bir pasaj vardır. Devlet, elebaşlarını vurmaktadır ve kimlerin elebaşı olduğunu bilmediklerinden, daha iyi sınıftan olanların elebaşı olacağı ilkesi uyarınca aradan seçerler. Bir subay, sıraya dizilmiş tutsakların önünden geçerek, aralarında elebaşı olması muhtemel tipleri seçer. Bir adamı saat taktığı, bir diğerini"zeki bir yüzü olduğu" için vururlar.
Siz, ben ve Times Literary Supplement'in editörü, nonoş şairler, Centenbury başpiskoposu ve Marxism for Infants kitabının yazarı olan X Yoldaş - hepimiz de nezih hayatlarımızı, gözleri hariç her tarafı kapkara olmuş, boğazları kömür tozu dolu halde, kolları ve çelik gibi karın kaslarıyla kürek savurarak yeraltında köle gibi çalışan zavallılara borçluyuz.
Gençliklerinde, bellerinde koşumlar ve bacaklarının arasından geçen bir zincirle, ellerinin ve dizlerinin üzerinde emekleyerek kömür teknelerini çekerek yeraltında çalışmış az sayıda çok yaşlı kadın hâlâ hayatta. Hamileyken bile bunu yapmayı sürdürürlermiş. Ve hamile kadınlar tarafından bir o yana bir bu yana çekilmeden kömür üretilmiyor olsa, kömürden mahrum kalmaktansa sanırım bugün bile onlara bunu yaptırır; ama elbette çoğu zaman onların bunu yaptığını unutmayı tercih ederdik.
Dondurma yemekten Atlantik'i geçmeye, ekmek pişirmekten roman yazmaya, yaptığımız neredeyse her şey doğrudan ya da dolaylı olarak kömür kullanımını gerektirir. Her tür barış için kömüre ihtiyaç vardır; savaş çıkarsa daha da çok kömüre ihtiyaç duyulur. Devrim döneminde madenci devam etmek zorundadır, yoksa devrim durmak zorunda kalır; çünkü gericilik kadar devrimin de kömüre ihtiyacı vardır. Yüzeyde ne olursa olsun, kazma kürekle yapılan çalışma aralıksız ya da hiç olmazsa bir kaç haftadan uzun ara verilmeden sürmek zorundadır.
Reklam
Kömür çıkarma işlemi kesinlikle izlemeye değerdir. ... Oraya gidilecek zaman, makinelerin homurdandığı, havanın kömür tozundan karardığı ve madencilerin ne yaptıklarını gerçekten görebileceğiniz zamandır. O zaman mekân, cehennem gibi ya da en azından benim kafamdaki cehennem imgesi gibidir. İnsanın cehennemde olacağını hayal ettiği şeylerin çoğu orada mevcuttur...
Elinden geleni ardına koymamasına rağmen, insanoğlu hâlâ pisliğini her yere ulaştırmayı başaramadı. Yeryüzü o kadar engin ve hala o kadar boş ki, uygarlığın pis kalbinde bile otların gri yerine yeşil olduğu çayırlar bulabilirsiniz; ararsanız belki içinde somon konserveleri yerine canlı balıklar olan akarsular bile bulabilirsiniz.
Daha iyi asla herkes için daha iyi demek değildir, diyor. Kimileri için daha kötü demektir, her zaman.
Sayfa 272Kitabı okudu
Cennet için sana ihtiyacımız var. Cehennemi kendi başımıza da yapabiliyoruz.
Sayfa 253Kitabı okudu
Kuşkusuz yurtsever ya da dinci fanatikleri böyle tehlikeli hale getiren şey fanatiklerin kendilerinin ölümü değildir; onların, kafir düşmanlarını ezmek ya da yok etmek için kendi yandaşlarından bir bölümünün ölümünü kabul etmekten çekinmemeleridir. Tarihte sözü geçen Hıristiyan ve Müslüman fetihlerine yol açan savaş fanatikliği son 6000 yıl içinde şeflikler ve özellikle devletler ortaya çıkıncaya kadar yeryüzünde görülmemiş bir şeydi.
737 öğeden 721 ile 735 arasındakiler gösteriliyor.