Daha ilk sayfasından çarpıcı sözleri yüzünüze vuran o kitap...
Kitaptaki olay akışı Gazeteci İbrahim'in çocukluk arkadaşı olan Hüseyin'in ölümünü öğrenmesi üzerine İstanbul'u geride bırakıp Mardin'e gitmesiyle başlıyor.
Hüseyin'in ölümünü araştıran İbrahim, çocukluk arkadaşının ölümün ardındaki gerçeklerle bir bir yüzleşir ve Ezidi bir kadın olan Meleknaz'ın hikayesine temas eder.
Romanda ezidi halkının inançları yüzünden uğradıkları zulümlerin, toplumsal baskıların, insanların duyarsızlığının üzerinde duruyor. Kitabın genelinde aşk ve vicdani hesaplaşma ikilemine sahip oluyoruz.
Kitap boyunca yazar olayları düşünce akışı şeklinde aktarmış ve iki noktalara, tırnak işaretlerine yer vermemiş. Buna rağmen anlatım gücünden hiçbir şey eksilmemiş, aksine daha da güçlendirmiş. Bu bakımdan Livaneli bir kez daha kaleminin yetkinliğini ortaya koymuş. Özellikle bir kadın okuyucu olarak bazı bölümlerde gözyaşlarımı bırakmak istedim desem yeridir. Ortadoğunun bitmek tükenmek bilmeyen sarhoş edici kanını, insanların, özellikle kadınların, acısını yüreğimin en derinlerinde hissettim. Eğer bakmayı bilirseniz hala günümüze bir ayna aslında...
Eleştireceğim tek nokta sonu biraz belirsiz bitti benim için. Yazar belki de bunu etkileyiciliği artırmak için ve okuyucuları düşündürsün diye de yapmış olabilir. Ama ben Meleknaz ve İbrahim hakkında mutlak bir son görmeyi istedim.
Şu anlık yılın en beğenerek okuduğum kitabı olsun. Tavsiyemdir, okuyun.
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017107,1bin okunma
Ben bir Şarklıyım diye düşündüm, onca yılın batı eğitimini, Avrupalı, Amerikalı gibi bir yaşam biçimine sahip olma çırpınmalarımı delinmiş bir çorap gibi bir tarafa atıvererek, ben bir Şarklıyım, Şark suyu içmişim ve masallar dünyasından geliyorum.
Hele o zenginler, hele o paraya, kata, yata tapanlar, hele o gösteriş düşkünleri. Hepsini o süslü saatleriyle, pırlanta yüzükleriyle, limuzinleriyle birlikte gömmeli. Aman ayrılmasınlar onlardan.
Sevişirken iç içe geçen, solukları karışan, birbirine en yakın hale gelen insanların, sonradan bu kadar yabancılaşmasına, hatta can yakmaya çalışmasına hep hayret etmişimdir