“Bir toplumu yok etmek istiyorsanız, işe ilk olarak o toplumun fertlerini değil, belleğini yok etmekle başlayın.”
Kitapları yakmak, çok eski çağlardan bu yana bilgi tarihinin (kütüphaneler, arşivler) bitmek bilmeyen yok edilme tehlikesini gözler önüne seren, belgelere, anılara dayanan bir kitap. Yıkmak ve yeniden yapmak üzerine kurulu bir döngüde bitmek bilmeyen bir savaş veren bilgi tarihinin kültürler, toplumlar için ne denli önemli olduğunu, dijital dünyada bilgiyi saklamanın ne derece mevcut olduğunu, kayıtların yok edilmesinin gerçekleri de beraberinde götürüp götürmediği gibi bir çok konuyu gayet akıcı bir dille tartışıyor yazar. Bir kütüphaneci olarak uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Yazarı da tıpkı benim gibi Bodleian kütüphanesinde kütüphaneci olarak çalışmakta. Meslektaşımın kaleminden mesleğime dair ilginç bilgiler öğrenmek, mesleğime daha farklı ve düşünsel boyutta bakmak oldukça faydalı oldu. Yer yer çok sinirlendiğim, yer yer iyi ki bu mesleği seçmişim dediğim bir okuma süreci geçirdim. Sadece kütüphanecilerin değil, herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Okumayı düşünenlere şimdiden keyifli okumalar