Serhat

Öncelikle bilinmesi gereken şey yazmanın sadece bir aktarma faaliyetinden ibaret olmadığıdır. Yazmak, okumaktan farklı bir öğrenme biçimidir. Okumanın yazarken öğrendiğin biçimde öğrenmeyi sağlamadığını unutmamak gerekir. Bir diğer önemli mesele: yazmak, bir taşma faaliyeti olmalıdır. Dimağınızdan taşan konuyu yazmalısınız. Pek çok akademik telifin çok kötü olmasının sebebi budur. Zira bu eserler şu şekilde telif edilir: Şahıs kafasında 10 tane kitap konusu belirler. Okuduğu her kitaptan bu 10 kitaba nakiller çeker. Bunlar daha sonra dipnotlar olacaktır. Belirli bir süre sonra bu eserler için yeterli sayıda nakil toplayınca, nakilleri sıralar ve ara boşlukları yazarak doldurur. Ben bu tarz eserleri telif saymam. Zira çok büyük oranda bu tarz eserlerin orijinalitesi yoktur. Yazarın okuduğu kitapları okusanız sizin de fark edebileceğiniz şeylerin dışarısına pek çıkmazlar. Bu bir çeşit derli toplu nakildir. Oysa öğrenmeyi tanımladığımız ilk bölümde anlattığımız gibi öğrenmek, işlemektir. İşlediğiniz bilgiler sizden taşınca orijinal telifler ortaya koyarsınız. O halde yine yazmaktan maksat aktarmak değildir.
Reklam
İtimat ettiğin birisi bir kitap önerdiğinde kenara not etmek iyidir. Her bilgili insanın iyi kitap tavsiye edemeyeceğini de bilmek gerekir. Çok bilgili bazı tanıdıklarımdan bazı sahalarla ilgili malumat düzeyinde bilgi almak için kitap tavsiyesi istediğimde hayal kırıklığına uğradığım çok olmuştur. Çok yüksek ya da çok düşük düzeyde eserler tavsiye edebiliyorlar. Zira tavsiye sadece sahayı bilmekle ilgili değil muhatabı da tanıyabilmekle alakalıdır. Sahayı bilen her insan muhatabını tanımak konusunda başarılı olamayabilir. Burada kişinin "biliyor" olmasından ziyade "tavsiye edebiliyor" olması esas alınmalıdır.
Çoğu zaman konu odaklı kitap almak zorunda kalırız. Özellikle tarih, sosyal bilimler gibi sahalarda bu büyük oranda geçerlidir. Bu alanlarda ikincil eserler önem taşır. Bu eserlerden (sosyoloji giriş, dinler tarihi gibi) genellikle sahaya dair itibar gören kitapları öğrenebilirsiniz. Bu yüzden bir sahayı çalışmadan önce herhangi bir giriş eseri okumak literatürü bir nebze olsun anlamak için oldukça faydalı olacaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İlim tahsilini bir çeşit yüce arkadaşlık ve heybemde biriken zekalar toplamı gibi görürüm. İsterim ki heybemde çok zeki ve bilgili 300 500 kişinin bakışı olsun. Okuduğum o dehayı tamamen sindireyim. Bu sebeple önemli yazarları bulmayı, tavsiye kitap bulmaktan daha fazla severim.
Yani gündem-anlatım-eser... Bunların arasında pişmeye müsaade edecek kadar süre olması gerekir. Okur okumaz anlatmak, anlatır anlatmaz yazmak genellikle ham anlatım ve ham eserle sonuçlanır. Tabii bu, konunun soyutluğu ile de alakalıdır. Yaklaşık 10 yıldır fıkıh usulü okuyorum ancak bu alanda halen bir şey anlatmadım. Muhtemelen birkaç sene daha anlatmamaya devam ederim. Ama daha somut bir konu olan tarih hakkında bu kadar uzun süre beklemek gerekmeyebilir. Sürenin boyutu konuya, kişiye ve ortama göre değişebilir.
Reklam
Reklam
12bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.