Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Selçuk
Selçuk
@Birazsiirbirazroman
İyi kitaplar en gerçek dostlarımızdır..
Hekim
Ankara
383 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Kitabin kapagina bakinca siradan bir aşk romani oldugunu dusunerek erteledigim bir kitapti.Ama oyle degilmis farkli bir kurgusu var. Renkli bir hayati olan, konuskan, hayata pozitif bakan Lou ve parlak ve hareketli sehir genci olan ama gecirdigi kaza sonrasi omurilik felci olan, depresyonda,sinirli ve ölmek isteyen Will in bulusmasi. Engellileri daha iyi anlamak bir gun onlar gibi olabilecegimizi dusunerek hayati onlara kolaylastirmaliyiz.
Kitap ozetle: Aşkın önunde hicbir engel duramaz in cümlelere dokulmus hali ...
AŞK ACISININ ŞIIRE DOKULMUS HALI
Şairin okudugum 2.siir kitabi.
Ayriligin, ask acisinin siire doküldugu satirlarla yazdigi siirler insanin yuregine isliyor. Icinde sadece bilinen sarki sozu niteliginde siirlerden haric birbirinden guzel siirleri var.
"Yoklugunda ne ateşleri hasretinle yaktim da
Bir seni yakamadim beni yaktigin gibi
Çolde su mahpusta gun,oructa ekmek gibi bekledim seni
Sen cagirdin da ben gelmedim mi?
Adi sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktin da ben yanmadim mi?
Çek silahini daha sırtıma
Sen vurdun da ben ölmedim mi? "
Ahmet Selcuk yasayan en onemli sairlerden birisi. Şiir seven arkadaslara tavsiyemdir..
TUTAMAĞINI ARAYAN ADAM
Hayat denen zorlu yolculukta her insanin bir arayışı vardir. Kimisi para,kimisi rahatlik,kimisi zevk sefa kimisi kariyer...Hayati gercekten anlamlandiracak şey Aşktır.Kitabin ismi Aylak Adam ama aslinda Arayan Adam.Başka başka tenlerde gercek aşki sevgiyi tutunacak bir dal, dayanacak birini ariyor.
"İnsanin bir tutamagi olmali.Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz.Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi!.Benimle birlik dusunen,duyan,seven bir kadin."
Iyi okumalar arkadaşlar.
Okur Takip Önerileri
Ümitsizlik ve karamsarlik
Yazar Nietzsche ve Dr.Breueri cok iyi analiz etmis ki gercek hayata karsilasmamis 2 insandan muthis dialoglar olusturmus. Dr.Breuer psikoalanizin atasi ve Nietzshe'yle empati yapiyor kendini onun yerine koyarak kendi hayatinin özüne ulasiyor. Kitabin kilit ismi Lou Salome. Nietzsche cok karmasik ve hastaliktan muzdarip bir insan ve o hastaligi 18. yuzyil tibbiyla tam tedavi edilemiyor.Ama o başağrilari ve cektigi sıkıntilardan cok derin felsefe ortaya cikiyor.Schopenhouerin kurdugu Nihilizmi yeniden tanimladi.Lou Salome ye karsi hissettigi duygular yasamini butunuyle etkiliyor:
"Onu hala çikartip atamiyorum.Bir gunum,bazen bir sattim bile onu dusunmeden gecmiyor.Çogu zaman içimde ona buyuk nefret duyuyorum.Onu karalamak,insan icine cikamaz hale getirmek istiyorum.Onun surunmesini ve yalvararak bana gelmesini istiyorum.Bazen tam tersi oluyor,onu özluyorum, onun elini tutmak ve Orta gölunde kayikla gezmek, birlikte Adriatik gunesini selamlamak istiyorum." Kitapta Sig Freudun gencligi de anlatiliyor hipnoz tedavisinin temelleri atiliyor.
Insanin hayatta cektigi acılar onu olgunlastirir, ve daha guclendirir.
Psikoloji ve felsefeyle ilgilenen herkesin okumasini tavsiye ederim..
Bir yazarin okunmayacak sıradan bir kitabi varmidir? Her kitabi okunur mu? Livaneli ile ilgili kafamda karisik sorular son kitabina kadar devam edecek gibi gorunuyor.Yine harika bir roman..
Yollari kesişen 4 farkli karakter uzerinden toplumsal sorunlara dokunakli sekilde deginmis.Aile ici siddet, istismar ve tecavuzler, Anadoluda dini baskilarla kadini gunahkar, hor goren anlayis ve Tore cinayetleri. Ozellikle cocuklara yapilan istismarlarin kendini daha dindar gosteren kişiler tarafindan yapildigini goruyoruz.(Bugunun haberi Ateistler ahlaksizdir diyen Genclik,Ilim ve hikmet dernegi bask 4 erkek cocuga tecavuzden 24 yil ceza aldi; başka bir haber Kars’ta bir imam hatip ortaokulunda bulunan notla ortaya çıkan tecavüz olayında 12 yaşındaki yeğenine dört yıldan beri tecavüz eden, diğer yeğenine ise istismarda bulunan amcanın 30 yıl hapsi istendi. Skandala karşı küçük kızın ailesi tecavüzcü amcadan şikâyetçi olmadı.)
Cemal ve Memo karakterleriyle 30 yildir devam eden aslinda kardes kavgasi olan Kürt sorunu, kalabalik sehirlerde monoton yasamlarda zoraki evliliklerde kendini boslukta hisseden psikolojisi bozulan insanlar..
Kitaptan bir alintiyla incelememi bitiriyorum:
Emekli Yargic Kurşat bey:
"Anadoluda aile ici taciz çok yaygindir, kizlar utanip sıkıldiklari icin bunlardan ancak binde biri mahkemeye intikal eder.Oglan evlenir, askere gider,kayinpeder gelinin başina çoker.Amcalar enisteler dayilar, genc kizlarin irzina geçer."
Iyi okumalar..
Sadık Hidayet modern Iran edebiyatinin en onde gelen yazariymış ve Dogunun Kafkasi olarak aniliyor.
Sade bir hikaye diye baslayip derin bir felsefi kitapla karsilasacagimi beklemiyordum. Kitap boyunca yazarin melankolik ruhsal bir cokuntu icinde oldugunu hissedebiliyorsunuz. Bence Ö.Hayyam dan ciddi sekilde etkilenmis. Hayattan cok olume yonelik yazilari sozleri, sarap aliskanligi itikad noktasindaki bakis acisiyla Hayyamdan izler tasiyor. Kitap ilk ciktiginda Iranda yasaklanmis ki inanc noktasinda sorgulamalari var: "Tanri gercekten var mi?Yoksa kutsal imtiyazlarin korunmasini gozeten yeryuzu gucluleri tarafindan vatandaslari daha rahat somurebilmek icin kendi tasarilarina gore mi yaratilmistir".
Kitapta kendine ihanet eden esinden hem nefret eder hem onu seven bir adami konu ediyor.Ondan sıklıkla"kahpe" diye soz ediyor. Kitabin asil kisisi esrar iciyor ve algi sorunu yasayip gercekle hayalleri karistiriyor. Adam kendi kendine konusur dis yasama guvensizlik ve ofkesini asagilik adamlar aç kopekler sozleriyle niteler. Kendini daha cok olume yakin görur ki kendi hayatina Pariste bir otel odasinda intihar ederek son vermistir.
"Yalniz ölum yalan soylemez.Olumun varligi butun vehim ve hayalleri yok ede.Bizler olumun cocuklariyiz,hayatin aldatmacalarindan bizi o kurtarir.Hayatin denizlerinden seslenir,yanina çagirir bizi."..
Psikolojik sorununuz yoksa okumaniz tavsiye olunur..
Kartal Yuvası
Hassan: "-Neredeyse tum insanlik seninkinin benzeri bir cehalet icinde zaten."
Ibn tahir: -"Nasil olmasinlar ki? Insanlarin inançlarini senin gibi sömürenler oldukca tersi mumkun mü?"
Selcuklu sarayindan uzaklastirilan H.Sabbah Misirda Ismaili mezhebini benimsemis ve Iranin turk sunni bir kavme degil şii Iranlilara ait olmasi icin ve gecmisteki Nizamulmulk ve Hukumdarla hesaplasabilmek icin Ismaili devleti kurmak istiyordu. Iranin kuzeyinde Kazvin yakinlarinda yalcin bir dağ olan Elbruzun tepesinde kartal yuvasi bir kaleyi kolayca ele gecirdi. Ele gecirilmesi ve kusatilmasi zor surlarla cevrili kale icinde gorkemli köskler, askerler muhafizlarin oldugu bir ordu, koleler ve en tepesinde bir kule vardi. Burada Ismaili devletini .
Kitaba gore! Kalenin icinde irmaklar akan binbir cesit bitki ve meyvenin oldugu yemyesil bahceler, evcillestirilmis vahsi hayvanlar ve birbirinden guzel bakirelerden kurulu yalanci bir cennet kurdu.Ve cennete ulasma yolunda olumu goze alan genc cesur fedailer. Onlari istedigi vakit cennet kapilarini acabilecegine inandirmisti.
Fedai ibn tahir:"Bir fedai icin vazifenin sonunda ölmek en buyuk mutluluktur."
H.Sabbah: En korkunc Ismaili dustununu Bolge daisi olan ust mertebelere anlatacagim ki: "Hicbirsey gerçek değil, hersey mubah"..
Bazi tarihciler Alamut kalesi ve Ismaili devleti kurmasi ne kadar dogru olsa da sahte cennet ve suikastlerin dogru olmadigini soyluyorlar.
Kitabin bir kismi kurgu olsa da su gibi akan bir tarihi bir romani okumak gizemli Alamut kalesine olan ilgimi daha artirdi. Herkese tavsiye ederim..
Eskiden beri dinledigim sarkilarin, okudugum siirlerin yazarinin kitabini gorunce aldim. Okumadan once siradan bikac sarki sozu vardir diye sanarken duygu dolu bircok siirinin oldugunu farkettim. Ama Ahmet Selcuk un misralarindaki aşk genelde ayrilikla biten ve kalpte derin yaralar acan kara sevda asklari. Ihtiras, ozlem, ayrilik, ihanet ve huzun dolu siirler.
Kitap artik anayurt yayinlarindan cikiyor 1K daki cep boy eski basim.
Iste o dizelerden bir parca:
İşte gidiyorsun
Ve biliyorsun
Birazdan sol yanıma düşeceğim
Yaramın olduğu yana
Vurduğun yere yani
Ne de olsa ayrılık acıdır zordur
İşte karşında
Ağır yaralı bir adam
Bir avuç gözyaşı
Ve ihanet makamında bir şarkı
Suç mahallinde
Senden kalan son delil budur
Git hadi git vazgeçilmezim
Şunu bil ki
Dünyada bütün mezarlıklar
Senin gibi vazgeçilmezlerle doludur…
Kutlu Kurt
Bu kitabi biraz abartilmis buldugum icin okumayi bir sure ertelemistim. Ilk 30-40 sayfadan sonra surukleyici akıcı hikayesi cok ozgun bir kitap. Basindan sonuna kurt kopegi Beyaz dis'i merak ederek okudum.
Hayattaki tum zorluklara karsi durabilirsiniz ve onlari aşmanin mutlaka bir yolu vardir. Ne kadar vahsi de olsa her canli sevgiye ilgiye muhtactir ve egitilirse hayvanlarin insanin en iyi yoldasi olabilecegini goruyorsunuz.
Jack London baska kitabina rastlarsam yine okuyacagim bir yazar. Iyi okumalar.
Sabahattin Alinin en guzel oykulerinden derlenen bir kitap Sirca kosk.Ozellikle Bobrek, Dekolman, Cankurtaran, Çirkince ve Sirca kosk oldukca guzeldi.Sabahattin Ali yine Yurdum insanini anlatan ve o zamanki devlet yonetimini elestiren bir tarzda yazmis.Bundan dolayi bir donem yasakliymis.Son cumlesindeki elestiride yillar oncesinde adeta bugunleri gormus:
“Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.”...
Yaşamin sifreleri
Lubnanli yazar Halil Cibran'in felsefi icerikli kitabi. Yazar El mustafa nin agzindan siirsel bir dille tavsiyeler sunuyor.Her cumlesi derin manalar iceriyor. Burada gecen El Mustafa muhtemelen Hz Muhammed veya Hz Isa peygamberlerden birisi.Ophalase halki onun gitmesini istemiyor.Her okuyan dusunup kendine birseyler alacaktir.
"Aşk ile calisinca nefsinize,birbirinize ve Tanriya baglanirsiniz.Peki aşk ile calismak nedir?
Giysinin kumasini yureginizden cekilmis ipliklerle dokumaktir,giysiyi sevgiliniz giyecekmiscesine.Evi muhabbetle insa etmektir,icinde sevgiliniz oturacakmiscasina."
"Kucuk seylerin sebnemiyle sabahina erip tazelenir yurek"
Tarih boyunca diktatorlukle yonetilen ulkelerde halkin bir kısmı ve esirler zulum ve katliamlara ugramistir.Bunlardan biri 1940 li yillarda nazilerin yahudi toplama kamplarinda yasanmistir. Polonyadaki Auschwitz kampi da onlardan birisi. 9 yasindaki kucuk kasif Bruno ve schumelin arkadasligi burada geciyor.Isminde gecen cizgili pijama aslinda gercek pijama degil. Kitabi filminden daha guzel, filmde olmayan detaylar var.Sadece bir cocuk kitabi degil..
Z.Livaneli Kardesimin hikayesinde de diger kitaplarinda oldugu gibi kalemini ustaca konusturmus.Dunyada parayla satin alinamayacak o kadar degerli şeyler oldugunu Âşk'in insan hayatinin yonunu degistirecek tehlikeli bir duygu oldugunu goruyorsunuz.
Sonu surprizli cok surukleyici bir hikaye..
Amin Maalouf'un Semerkand'inda 2 zat one cikiyordu. Birisi Omer Hayyam. Simdiye kadar okudugum siir kitaplarindan farkli olarak oldukca derin anlamlar iceren bir eser. O yuzden bir cirpida okunup bitirilecek bir kitap degil.
Hayyam siirlerinde bu dunyanin geciciligini ve ölümun gercekligini durmadan hatirlatir.Bu dunyayi onemsemez.Yarin ölecegimiz bir dunyada öbur tarafta nasil bir alemle karsilasacagimiz belli degilken bu dunyaya neden bu kadar meyleder insan? Dunyada akli olan paraya ve mala deger vermez.Onun icin para sadece gecim kaynagidir.O cagda milletin sirtindan zengin olanlari ve din tuccarlarini sert elestirir.Asirlar gecmis olmasina ragmen onlar hala var ve hicbirsey degismemis diyebiliriz. Şaraba siirlerinde cok deger vermis. Ama Hayyam şarabı dertlerinden kurtulmak ve unutmak icin bir icecek olarak gorur. Dunyada hicbirsey icin uzulmeye kaygi duymaya degmez. Tum insanlarin gidecegi yer kara topraktir.O halde insan dunu hatirlayip yarini dusunup dunyanin dertleriyle kaygilanmamali, bu dunyayi guzel yasamalidir.
"Gönlunu hos tut, sonu gelmez kaygilarin
Gök kubbede catismasi bitmez yildizlarin
Senin topraga karisacak bedeninse
Tugla olacak sarayina baskalarinin"
TARIH DOLU BIR ŞAHESER
Tarihi gercek olaylardan esinlenerek yazilmis hikaye sizi alip o gunlere goturuyor. 40 li yillar ve istanbulun tarihi sokaklari. Schubert in Serenad ini dinleyerek ve bitmesini istemedigim icin yavas okudum.
Yakin tarihimizde gelisen ama cok dile getirilmeyen aci olaylar Mavi alay ve Struma. Struma gemisine doldurulan 800 e yakin candan biri Nadia ve ona olumune asik Prof.Max Wagner in hikayesi. Kiyilarimizda haftalarca soguk kis gunlerinde yardim bekliyor. Ama emperyal ulkelerin baskisi ile el uzatilmiyor.
"Hicbir iktidar masum degildir."
Donemin basbakani Refik Saydam ise savunma yapmis:
"Türkiye, başkaları tarafından arzu edilmeyen insanlar için vatan hizmeti göremez."
Bir haksizligi ve zorbaligi gorup el uzatmayan da ayni olcude sucludur.
Zulme sessiz kalan zulmu yapan gibidir.
Iyi okumalar..
