Onlar işportaya konan bir elma gibi onu süsleyip temizlemişler, parlatmışlar, sonra yağlı bir müşteriye okutmuşlardı. Kız yetiştirmekten de gaye bu değil miydi?
Bizim küçük Anadolu şehirlerimizde bu müzmin evlenme hastalığı daima hüküm sürmektedir. En kuvvetliler bile bir iki sene dayanabildikten sonra bu amansız mikroptan yakalarını kurtaramazlar ve kör gibi önlerine ilk çıkanla evleniverirler.
"Şimdi acı çekin ki gelecekte mutlu olabilesiniz' demek, ancak "kendinizi denize atın ki, sonrasında kurtarılmanın nasıl rahatlattığını hissedebilesiniz" demek kadar anlamlıdır.