Melih Cevdet Anday "Bilinmeyen şiir. 'Bilinmez' mi deseydim yoksa? Bu kadar yakın ve bu kadar bilinemez olan başka bir konum yok benim. Şiiri duyuyorum, hatta görüyorum, dokunuyorum sanki ona, yıllardır yapıyorum da, ama onunla her karşılaşmada bir şaşkınlığa düşüyorum. Bütün tarihte, bütün dünyada şiir var, ama onun ne olduğunu bir bilen yok. Uğraşacaksınız, didineceksiniz, sizi sevindirdiğini göreceksiniz, tanımış gibi olacaksınız, ama yitiverecek o, başka sefer başka başka bir kılıkta çıkacak karşınıza. Son dönemlerim daha çok bunu düşünmekle geçiyor.''
"Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir ama biz bu yolu yitirdik. Hırs, insanların ruhunu zehirledi; dünyayı bir nefret çemberine aldı ve hepimizi sefaletin ve savaşın içine sürükledi. Hızımızı arttırdık ama bu hızın tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme, bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler, bizi çıkarcı yaptı. Zekâmızı da katı ve acımasız... Makineleşmeden çok, insanlığa gereksinimimiz var."
Türkiye bir tarım ülkesi ve bu değişimi adım adım hep beraber yaşadık ve sadece seyrettik. Hayır, aslında seyretmedik, tüketimimizi artırarak bu bozulmaya çanak tuttuk, tutuyoruz.
"KPSS ve atama işlerine bulaşan her şeyini kaybediyor; psikolojisini, gençliğini, ruhunu, yaşam sevincini. Ortaya kocaman bir heykel çıkıyor. Mutsuzluğun heykeli.."