İncelemesi zor bit kitap gerçekten, yazarın diğer kitapları gibi.
Charlie ve Humboldt'un Amerikan Kültürü karşısında ideallerini ve ruhlarını koruma mücadelesi. Daha yaratıcı ve yetenekli olan Humboldt'un kültür karşında sanatçı ruhunu kaybedip aklı dengesini kaybederek ölüme uzanan hikayesinin Charlie üzerindeki yansımalarını okuyoruz. Charlie Humboldt'un aksine birazda şansının yardımıyla başarı kazanır ama gerçekliğin içinde ama bir o kadarda dışında yaşayarak. Bunun dışında Charlie'nin hayatı,ölümü ve sonrasını içine alabilecek yaşam felsefesini kurma çabalarını görüyoruz kitap boyunca ancak bunu yaparken hayatın ne kadar dışında olduğunu görüyoruz.
Ama hayat hata kabul etmiyor, kayıplar kaçınılmaz oluyor. Ve Humboldt'dan gelen bir süpriz gidişatı tekrar değiştiriyor...
Gerçekten dolu dolu bir kitap. Bu yazarın okuduğum 3.kitabı ve benzer şekilde hayatın sorgulaması yapılıyor bu kitabındada ama bu kitap sonundaki önermesiyle okuduğum Boşlukta Sallanan Adam ve Herzog kitabından ayrılıyor. Sanırım bu olgunluk ve yaşlılık dönemi ürünü olduğundan kaynaklı. Bunu şunun için diyorum. Bu kitabın sonundaki önermenin diğer kitaplarından farklı olması, kitapta insanın biyolojik temellerinin ötesinde bir varlığı olmalı diyen Charlie'nin kitabın yazarıyla azda olsa çelişkiye düşmesi. Çünkü yazarın bu degişen görüşüne yaşlılık yani biyolojik temellerinin zayıflığı sebep oldu diye düşünüyorum.
ASIL LANETİMİZ FARKLILIKLARIMIZ DEĞİL BENZERLİKLERİMİZ..
Her insan her hayat ne kadar birbirinden ayrı, farklı olsada bizi bir kılan, benzer yapan bir yaşama motivasyonumuz var.
İnsan kendi çıkarını gözeterek, kendi iktidarının peşinde, kendi zevkine göre yaşayan bir varlık.
Floransa Büyücüsü her ne kadar daha fazla şey anlatsada ben yazarın bu
Başkalarının Tanrı'ya veya sevgiye inandığı gibi o da gizli gerçeğe yani gerçeğin her zaman gizli olduğuna, görünürde olanın, açıkta olanın her zaman bir tür yalan olduğuna inanıyordu. Kesinliği seven bir adam olduğundan gizli gerçeği kusursuz bir biçimde ele geçirmeyi, açıkça görmeyi ve yerli yerine koymayı arzu ediyor, her biri dünyanın yüzeydeki aldatmacalarının birer cephesi olan, her şeyin nasıl işlediğle esasında pek az ilişkisi bulunan, aslında hakikatle gerçek bir bağlantısı olmayan doğru ve yanlış, iyi ve kötü, güzellik ve çirkinlik kavramlarının ötesindeki gerçeği, esrarlı şifreleri, saklı biçimleri, gerçek gizemi keşfetmek istiyordu.