Michael Duncan Haggar

124 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Yazık. Mihriban şiirini bu adam yazmış. Sadece küfür ve hakaret. Kendi gibi olmayan, kendi gibi yaşamayan, düşünmeyen herkese karşı kin ve nefret. Faşist derecesine varacak kadar aşırı milliyetçi. Yobaz derecesine varacak kadar aşırı dinci. Normal, sağlıklı ve rasyonel bir zihnin ürünü değil. Bu kitap bağlamında, edebi niteliği sıfır olan şiir adı altında yazılmış küfürname. Hiçbir felsefi derinliği yok. Kuru hamaset. Keşke sadece aşk şiirleri yazsa. Yazdığı en iyi şiir olan Mihribana sahip çıkan, besteleyen ve topluma mal eden de bir solcu. Patalojik bir ruh hali. Kim bilir ne yaşadı da bu hale geldi. Allah rahmet eylesin. Taksiratını affetsin.
Kan Yazısı
Kan YazısıAbdurrahim Karakoç · Kadim Yayınları · 2018525 okunma
Reklam
242 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Hristiyan sembolizmi ile bezenmiş cümleler yoğun, okuması ağır ve akıcı olmayan bir kitap. Kitabın baş karakteri bir rahip. Tanrısına ulaşmak, ona daha yakın olmak, onun sevgisini, merhametini hak etmek için kiliseye yüksek bir kule inşa ettirmek istiyor. Fakat bu çok zor ve imkansıza yakın bir iştir. Fakat rahip çok inandığı ve istediği bu eylemi gerçekleştirmek için sancılı ve bir o kadar da trajik günler yaşıyor. Amacı ise sadece Tanrısı için bir eser inşa etmek. Fakat gerçeklerle yüzleşince hikaye acınası bir hal alıyor.
Kule
KuleWilliam Golding · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021780 okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Hz Ali muhafazakar bir karaktermiş. Kendinden önceki üç Halife gibi pragmatist bir yapısı yokmuş. Değişen koşullara ve sürekli dönüşen toplumsal dinamiklere karşı aldığı tutumlar strateji ve taktiksel eksiklikler içeriyor. Hz Ali her koşulda Hz Muhammed’i taklit etmeye çalışmış, her soruna ve her çatışmaya karşı tavır belirlerken Hz Muhammed’in pratiği ile cevap vermeye çalışmış bu nedenle değişen koşullara ve değişen sorunlara özgün ve yeni çözümler üretememiştir. Bu nedenle siyaseten tasfiye edilmiştir. Freud’un tabiri ile “babasını öldürmediği için büyüyememiştir”.
Hz. Ali
Hz. AliOral Çalışlar · Everest Yayınları · 201814 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
386 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bu kitapta söz konusu Kürt Meselesi ve Kürtlerin kollektif hakları olunca, toplumun farklı kesimlerinin, Kemalistinin de islamcısının da, liberalinin de milliyetçisin de, sosyalistinin de nasıl aynı cephede olduğunu, uzlaşmaz karşıtlıkların nasıl aynı safta konumlandıklarının tarihsel ve sosyolojik nedenlerini irdeliyor Barış Ünlü.
Türklük Sözleşmesi
Türklük SözleşmesiBarış Ünlü · Dipnot Yayınevi · 2018295 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Richard Sennett, Karakter aşınması isimli kitabında. İş yaşamımızın, üretim ilişkileri içindeki rolümüzün, karakter ve kişilik üzerindeki etkisini çok iyi anlatır. Bir nevi Marks’ın yabancılaşma teorisinin ispatı gibidir Sennett’in bu çalışması. Aynı şekilde Türk sinemasına bu konuya değinmiş ve hak ettiği değeri görmemiş müthiş bir film vardır.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
Reklam
260 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
İslam ortaçağ toplumunda yarı köleci- feodal ekonomik alt yapı üzerinde gelişmiş bir üst yapı kurumudur. Hukuksal, sosyal, toplumsal içeriğini yarı-köleci feodal ve toprağa bağımlı bir ekonomik düzen üzerine inşa eder. Günümüz dünyasında, kapitalist ekonomik alt yapının var olduğu bir endüstri çağında, islam ideolojisinin, değişmeden, reforma
İslam Ekonomi Toplumunun Kuruluşu
İslam Ekonomi Toplumunun KuruluşuProf. Dr. Muhammed ABDÜL MANNAN · Fikir Yayınları · 19891 okunma
116 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Sadık Hidayet bu kitabındaki öykülerinde, yine İran toplumunun kanayan yaralarına parmak basıyor. Psikolojik öğlelerin çok iyi işlendiği öykülerde, hurafe, esrar bağımlılığı, kadın sorunu, çok eşlilik, intihar gibi olgular öykülerin ana temasını oluşturuyor. İnsanlığın varoluşsal mücadelesi Sadık Hidayetin bütün öykülerine sirayet ettiği gibi bu kitaptaki öykülerinde de bunu açıkça görebiliyoruz.
Alacakaranlık
AlacakaranlıkSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 2018825 okunma
592 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Hayatımda okuduğum en iyi futbol kitabı. Futbolun taktiksel açıdan tarihsel gelişmesini müthiş başarılı biçimde anlatmış. Bir nevi futbolun teorisini anlatıyor. Bütün futbolseverlerin okuması ve kütüphanesinde bulundurması gereken bir kitap.
Futbol Taktikleri Tarihi
Futbol Taktikleri TarihiJonathan Wilson · İthaki Yayınları · 201798 okunma
460 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Emile Zola’nın son kitabı. Emile Zola hayatı boyunca gerçeğin peşinden koşmuş bir yazardır. Bu romanını ünlü Dreyfus olayından esinlenerek yazmıştır. Olay bir çocuğun, bir rahip tarafından tecavüz edilerek öldürülmesi ile başlamaktadır. Tecavüzcü rahip, dinsiz ve Hristiyan düşmanı olarak gördüğü yahudileri suçlar. Belediye okulunda öğretmenlik yapan yahudi Simon bu suçlamalar sonucunda hapise atılır. Simon ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. Bundan sonra gerçeğin peşinden koşan, idealist bir öğretmen Marc sahneye çıkar. Marc gerçek katilin kim olduğunu bulmak için, arkadaşları ile birlikte mücedele yürütür. Tüm toplumsal baskılara rağmen, devlet ve kilisenin düşmanlığını kazanmasına rağmen, gerçeği bulma mücadelesinden bir saniye bile vazgeçmez. Sonunda gerçek ortaya çıkar. Cinayeti kimin işlediği bulunur. Bu roman salt bir cinayet romanı bir polisiye eser değildir. Bu roman yazıldığı zamanın ruhunu yansıtan. Zamanın sosyolojisini, politik atmosferini, adalet mekanizmasını çok iyi biçimde göz önüne seren müthiş bir manifestodur. Gerçekle yalanın. Akılla hurafenin. Din ile aydınlanmanın. Sömürenlerle, sömürülenlerin amansız savaşıdır.
Gerçek
GerçekEmile Zola · Bordo Siyah Yayınları · 2016666 okunma
357 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Sivil itaatsizlik eyleminin öncüsü olan, fikirleriyle Gandi ve Martin Luther gibi bir çok önderi etkilemiş olan Thoreau’nun otuzlu yaşlarındayken, modern hayattan çekilip, Walden gölü kıyısında, ormanlık bir alanda yaşadığı 1 yılı anlatıyor. Kitabın başında neden böyle bir hayatı seçtiğinin gerekçesini anlatıyor. Modern yaşama dair eleştirilerini yaparken, doğal bir yaşamın felsefesini buluyoruz ve gerçekten yazar bizi bu konuda ikna ediyor. Kitabın sonraki bölümleri bu yaşamın ekonomisini içeriyor. Nasıl yaşadığı, evini nasıl inşa ettiği, nasıl beslendiği, nasıl barındığını anlatıyor. Minimal bir yaşamın ekonomik boyutunu nasıl sağladığını anlatıyor. Sonrasında ise Walden kıyısında nasıl zaman geçirdiğini, neler yaptığını, yağmurları, rüzgarları, kış soğuğunu yaz sıcağını ve bunlara karşı gösterdiği dirayeti anlatıyor. Onunla birlikte balık tutuyoruz, onun yaktığı ateşin başında ısınıyoruz. Sıcaktan korunmak için ağaç dallarının gölgesine sığınıyoruz Thoreau bize yaşadığı her durumu hissettiriyor. Okuyan her insanı doğal yaşama özendirecek ve teşvik edecek bir kitap. Üstelik bunun o kadar zor olmadığını yaşam pratiği ile ispatlıyor. Anlattıkları teori ya da düş değil. Düşlerinin peşinden giden bir adamın yaşadığı gerçeklerdir. Okumanızı öneririm.
Walden
WaldenHenry David Thoreau · Zeplin Yayınları · 20191,593 okunma
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabın baş kişisi Arthur Schnitzler soylu bir katolik ailenin çocuğudur. Eğitimli ve entellektüel bir insan olmasına rağmen hayatını Palyaçoluk yaparak idame eder. Ailesinin ve içinde yaşadığı toplumun değerleriyle çatışma halindedir. Palyaçoluk yaparak kendini daha bağımsız ve toplumun dindar ve tutucu yapısından kopmuş daha özgür hisseder. Sonra bir kadına aşık olur, kadınla birlikte yaşamaya başlar. Çok mutludur, ikisi de birbirine aşıktır. Fakat kadın kilisenin üzerinde kurduğu baskıdan bunalmıştır,dinsiz biriyle evlilik dışı ilişki yaşadığı için, toplumun tepkisini görmektedir; bu sebeple sevgilisinin kendi mezhebine geçmesini ister, fakat bunun riyakarlık olacağını düşündüğü için açıkca söyleyemez, sürekli ima eder. Bir gün kadın baskılara dayanamayarak Palyaçoyu terk eder. O andan sonra Palyaçonun hayatı değişir, hiçbir şey eskisi gibi olmaz, önce sanatından vazgeçer sonra yaşadığı toplumun sahip olduğu tüm değerlere karşı saygısını kaybeder. ilginç bir biçimde bu romandaki en açık, kendisini en çok belli eden karakter Palyaçodur, diğer bütün karakterler riyakar, kendini gizleyen, iki yüzlü karakterlerdir. Trajik bir çelişkidir bu. Bu roman yayımlandığı yıllarda katolik kilisesinin tepkisini çekmiştir ve yıllar sonra bu romanın ve içerdiği fikirlerin değerinin farkına varılmış ve yazar bu romanı ile nobel ödülü kazanmıştır.
Palyaço
PalyaçoHeinrich Böll · Can Yayınları · 20191,504 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Amin Maalouf’dan distopik bir roman. Ama olmamış. Zayıf kalmış. Severek okuduğum bir yazar olan Maalouf’un bu romanını da merakla aldım. Ama hayal kırıklığına uğradım. Yani diğer romanlarıyla karşılaştırınca en zayıf romanı diyebilirim. Maalouf okumaya başlayacaksanız bu kitaptan başlamayın.
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215,1bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Türkiye toplumunun fantastik hali. Kitabı okuyanlar Türkiye ne alaka diyebilirler. Anlatayım. Kitaptaki karakter Victor Frankenstein bir tıp doktoru. Ceset parçalarını birleştirerek bir beden yaratıyor. Sonra bu bedene elektirik akımı vererek bu bedenin canlanmasını sağlıyor. İlk başta zararsız olan bu yaratık sonra içine girdiği topluma uyum sağlayamıyor. Ölü bir bedeni ayağa dikip canlı bir toplumun içine dalması, toplumla uyumsuzluk durumu ortaya çıkarıyor. Bu ölü beden metaforik olarak ölü düşünce, çağ dışı düşünce ya da zamanı geçmiş, tarih nehrinin akışında geri de bırakılmış düşünce olarak da alıgılanabilir, aslında böyle algılamak daha doğrudur. Sonra bu yaratık kontrollüden çıkar, kendine özgürlük alanı bulur ve cinayet işlemeye başlar. Kendini yaratan doktorun kardeşini bile öldürür. Sonra kimleri öldürmez ki. Aynı bugün Türkiye’de hapise atılmış, sürgün edimiş, eziyet görmüş liberal aydınlar gibi Doktor Frankenstein’in kaderi. Kendi elleriyle yarattıkları, besledikleri, can verdikleri canavar tarafından öldürülmek!
Frankestain
FrankestainMary Shelley · Tibet Yayıncılık · 202013,8bin okunma
111 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Sümer-Babil destanıdır. Hamurabi zamanında yazılmıştır. Kutsal kitapların kaynak göstermeden ç”alıntı” yaptığı bir destandır. Çamurdan insan yaratmak, Nuh tufanı benzeri bir tufan, denizi ikiye yarmak vb birçok mit kaynak gösterilmeden kutsal kitaplara monte edilmiştir. Günümüze varlığını sürdüren semavi dinlerin prototipidir diyebiliriz. Toplam 1600 satır olarak yazılmıştır fakat şimdiye kadar %70’i çözülmüştür. Daha fazla çözüldükçe vahiy denilen olayın nasıl bir palavra olduğuda oraya çıkacaktır.
Gılgamış Destanı
Gılgamış DestanıAnonim · Cumhuriyet Kitapları · 19985bin okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
130 günde okudu
AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKMEK İhsan Hoca bu kitabı yazarken ne düşündü bilmiyorum ama onun iyi niyetinden şüphem yok. Eğer İslamdan yani kendi tabiriyle “gerçek islamdan” demokrasi çıkacağını iddia ediyorsa beyhude bir beklenti içinde. İslam inanç olarak kalacaksa, yani inanan insanın kendi kişisel hayatındaki pratiği olarak kalacaksa, bunda
Demokratik Özgürlükçü İslam
Demokratik Özgürlükçü İslamRecep İhsan Eliaçık · Tekin Yayınevi · 201633 okunma
Resim