Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Meftuni متفكر

Meftuni متفكر
@BoksDelisi
Ne zaman kırılsam birilerine, sükût nakışlı hırkalar giyiyorum. Kıvrılıp da içimin denizlerine, boşver nasılsa öleceğiz diyorum... مدرسة المحمودية
طالب العلوم
Lisans
5 Mayıs
64 okur puanı
Haziran 2021 tarihinde katıldı
Müslüman’ın bugünkü hali, onun İslâm’dan uzak düşmesiyle açıklanabilir. Ama bu açıklamayı anlayabilmek için bile İslâm’ı anlamış olmak gerekiyor...
Reklam
Bugün, bir Müslüman'ın yaşayış tarzından hiç kimse, onun Müslüman olup olmadığını anlayamamaktadır. Zencinin alamet-i farikası olan, onun derisinin rengi gibi insana yapışık bir İslâmi hayat tarzını hiçbir Müslüman yeterli ölçüde gerçekleştirememektedir...
Eğer dine (İslam'a) hayatımızın herşeyi diye bakmıyorsak, onu kendisiyle amel edeceğimiz bir hükümler bütünü olarak görmüyorsak, dini bir zihin fantezisi olarak kabul ediyoruz demektir...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Din nasihattir" diyen bir peygamberin salikleri bugün: "Benim nasihate karnım tok" diyorsa nasihatin, yüreğin ve kafanın dışında bir yere hitap ettiğini sanmaya başlamış demektir...
Reklam
Allah dilerse her şey olur. Ona kuşku yok. Fakat Allah'ın dilediği, emrettiği hayatı yaşamadıkça, Allah'ın hükmü insanlar arasında yürürlüğe girmez. İnsanı o hayat tarzını yaşamaktan Allah mahrum etmiyor, o kendi kendini mahrum ediyor...
Bilinir ki, İslâm, ayakta kalmasını Allah'tan başka kimsenin lütfuna borçlu değildir...
Sayfa 154Kitabı okudu
"Büyük tâbiî Mesrûk b. el-Ecda’ şöyle der: “Hz. Peygamberin ilminin genel olarak sahâbîlerden altı kişide toplandığını gördüm.Bunlar Ali b. Ebî Talib, Abdullah b. Mes’ûd, Ömer b. el-Hattab, Zeyd b. Sabit, Ebu’d-Derda ve Übey b. Ka’bdırlar. Bu altı kişinin ilminin de Ali b. Ebî Talib ve Abdullah İbn Mes’ûd’da toplandığını gördüm.”
"İstihsan"
İlimle fazla uğraşmamış, anlayışı kıt birtakım kimseler, Hanefîlerin istihsan prensiplerinin, kişinin kendi arzu ve hevesine uyarak hüküm vermesi demek olduğunu sanırlar. Hatta İbn Hazm el- İhkam... adlı eserinde istihsanı, doğru olsun, yanlış olsun nefsin arzusuna uygun olan şey diye açıklamıştır. Ancak hiçbir İslam hukukçusu istihsanı bu şekilde anlamamıştır. Eğer Hanefîlerin istihsandan maksatları bu olsaydı, muarızlarının onlara hücumda yerden göğe kadar hakları olurdu. Ancak Hanefîlerin muarızları, onları yanlış anladıkları için hücumlarda bulundular. Aslında bu hücumlar kendilerine racidir; çünkü bu konuda Henefîlerin maksat ve anlayışlarındaki inceliği kavramaktan aciz kalmışlardır. Kıyası kabul edenler arasında Hanefîlerin kastettiği manada istihsan yapmayan yoktur...
Reklam
Cumanız mübarek olsun inşaAllah dua eder dua bekleriz..
Cuma gününde öyle bir vakit vardır ki, Müslüman bir kul, o anda Allah'tan ne isterse, Allah Teâlâ kendisine mutlaka verir...
Sayfa 223
Ölüm bir son değil, bir başlangıç.. Mesele mahcup gitmemek bu âlemden, O'na mahcup düşmemek...
Anladı ki; Müslümanların derdi gönül derdidir ve gönül derdi ilaçla iyi olmaz. Gönül derdi imanla iyi olur...
Sayfa 264Kitabı okudu
Hiç gürbüz, hiç pembe yanaklı sayfalarımız olmadı mı bizim? Biz hiç mavi kalacak bir mevsime çıkmamış mıydık yorgun yokuşlarından kışın? Kendiliğinden gelen sözcüklerin misafirliğini ne çok severdin, Nasılsın?.. Bugünlerde ben iyi gibiyim. Yorgun, gri kaideler arasında hüzünlü bir yeşilim, Ya sen?... Sen, Nasılsın? Göğsündeki ağrılar nasıl? İyi misin?...
Sayfa 167Kitabı okudu
Yavaş yavaş ölmenin adına "yaşamak" denmişti...
192 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.