Buket

128 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Psikoloji okumaları yapmayı oldum olası çok sevmişimdir. Kuramcıları içinde ise en çok Jung'u. Düşüncelerin, hislerin, tepkilerin evrenselliği enteresan değil mi? Jung analitik psikoloji kuramını oluştururken felsefe eğitiminin etkisiyle, vardığı bir düşünceyi salt doğru olarak kabul etmemiş derinlemesine incelemiştir. Bu yoldada kendine doğayı, rüyaları, efsaneleri, mitleri ve sembolleri birer ışık olarak seçmiştir. Hristiyan bir ailede, din adamı bir baba ile yetişen Jung, dini psikoloji yorumlarına katan ilk psikiyatrdır aynı zamanda. Kitap Jung ile ilgili hap bilgiler alabileceğimiz formda hazırlanmış. Okuması, anlaması oldukça kolay. Günümüzde entellektüel tartışmalarda başı çeken Freud ile görüş ayrılıkları meselesine de kısmende olsa değinilmiş. Kısacası ben keyifle okudum.
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan Uyanır
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan UyanırÖzlem Küskü · Destek Yayınları · 20202,343 okunma
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Deniz Tarsus!! Muhteşem bir öykücü. Öyküleri öyle derin, öyle sarsıcı ki. İt Gözü kitabından sonra Ben Murtaza için beklentim çok yüksekti ve kitap beklentimin çok üstündeydi. Murtaza adlı bir gezginin son yolculuğunda rastlaştığı Selim'e, tanıştığı en çarpıcı kişileri anlatmasının hikayesi kitap. Öykü diye geçiyor ama tüm öyküleri anlatan Murtaza olduğu için bir novellada sayılabilir. Okuyun, asla pişman olmayacaksınız.
Ben Murtaza
Ben MurtazaDeniz Tarsus · Alakarga Sanat Yayınları · 2021119 okunma
309 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Babasının ölümü ile çocukluk travmalarının içine çekilen 50'li yaşlarındaki Bergljot'ün hikayesini okuyoruz Miras'ta. 23 yıl önce yaşanmış büyük bir hesaplaşmadan sonra annesi, babası ve 3 kardeşi ile bağlarını koparan Bergljot, babasının ölümü üzerine miras meselesinin içinde bulur kendini. Ailesiyle tekrar görüşmeler yapmak zorunda kalmasıyla travmaları canlanır, tetiklenmeler yaşar ve hem kendini hem ailesini tekrar sorgulamaya başlar. Dili ve kurgusu ile ilk sayfalardan itibaren içine çekildim kitabın. Freud ve Jung'un görüşleri üzerine düşünceler ve karşılaştırmalar yapan yazar, ailenin trajedisini bir yandan anlatmayı bir yandan çözümlemeyi denemiş gibiydi sanki. Annenin inkarı, gerçeği görmemek ve duymamak üzerine çabası, Bergljot'ün babasını bir şekilde kurban rolüne koyması, onun annesi ile yaşadığı bağlanma sorunu üzerine babasını temize çıkarma çabası, hepsi, hepsii gerçek bir trajedinin içindeymişim gibi hissettirdi. Klara, evli profesör, rüyalar; tüm yardımcı figürlerin içinde psikolojik mesajlar vardı. Bunları çözümlemek ayrı bir lezzet kattı okumaya. Norveç Edebiyatı'ndan okuduğum 2. Kitaptı. İlki gibi bunu da çok beğendim.
Miras
MirasVigdis Hjorth · Siren Yayınları · 20213,635 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
368 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
1947'de Gece Postası adlı gazetede tefrika halinde yayınlanan Kendine Tapan Kadın 2018 yılında İthaki Yayınları tarafından kitap haline getirilmiş. Suat Derviş'in okuru içine çeken anlatımı bir yana romanın hikayesi oldukça dikkat çekiciydi bence. Sevmekten ve bir insana ilgi duymaktan aciz, hatta sevgiden ölesiye nefret eden bir kadın ve bir adam, karşılarında ise sevgiye, aşka tüm kalbi ile inanan bir başka kadın ve adam. Bu dörtlünün iç hesaplaşmaları ve tahlilleri. Sevgiyi, insanı, zenginliği, lüksü, iç ve dış güzelliğin felsefesinin yapıldığı bir roman. Cumhuriyetten 20-25 yıl sonra zengin kesiminin toplumsal yaşamını güzel betimliyor aynı zamanda. Çok severek, çok merakla okudum kitabı. Sara ve Nazan zihnimde yer edecek iki roman karakteri oldu sanırım.
Kendine Tapan Kadın
Kendine Tapan KadınSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2018288 okunma
341 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Doğal ebeveynlik terimine son zamanlarda her yerde rastlıyorduk ama doğal doğum terimine bu kitapla hakim oldum. Sarsıldım. Ürperdim. Bunca zaman nasıl bu kadar duyarsız, nasıl bu kadar cahil kalmışız doğum anına. 'Zehirlenen Çocukluk' kitabında azda olsa bahsediliyordu doğum anının öneminden, bilgi sahibiydim bu nedenle ama bu kitapla kafama sağlam bir balyoz indi. Doğum pozisyonunun çıktığı saçma 14. Louis fantezisi, doktorların doğum sonrası kordon düşmanlığı nereden tutsan elinde kalıyor günümüz doğumları. Kitabın 10. bölümünde (Matrisi Oluşturmak) o kadar duygulandım ki gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Ugandalı bebekler ve çocuklar ile ilgili yapılan altın değerinde Marcella Geber çalışmasına kitap boyunca değiniliyor. Zorlu bir okumaydı. Yorucuydu ama değdi.
Sihirli Çocuk
Sihirli ÇocukJoseph Chilton Pearce · Görünmez Adam Yayıncılık · 2020186 okunma
Reklam
348 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
O kadar uzun bir inceleme yapmıştım ki, kaydetmeden siliniverdi. Sonra düşündümde uzun uzadıya yazmaya gerek yok bu kitabı. Okuduğum en leziz kitaplardan biriydi. Her sayfasında heyecanla çevirdim sayfayı, sonuna kadar merakımı taze tutmayı başardı kurgu. Nermin Yıldırım'ın dili desem zaten şahane. Kelimelerle oynamayı sevdiği malum. Ama bence bu kitap, en güzel cümleleri kurduğu, en çok altı çizilecek, bir yerlere yazılıp saklanacak, durup düşünülecek cümlelerle dolu kitabı. Hepimiz aynı kitapta, ayrı sayfaları çevirip, aynı vuslata yürüyoruz. Kapağı kapattığında hangi sayfada olduğunun bir önemi kalmıyor, aynı cins kağıttan, birbiriyle iç içe geçmiş halde, aynı cildin içindesin işte. Tıpkı dünya gibi.
Saklı Bahçeler Haritası
Saklı Bahçeler HaritasıNermin Yıldırım · Hep Kitap Yayınevi · 20182,201 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hasan Ali Toptaş’ın okuduğum ilk kitabı oldu “Gölgesizler”. Küçücük bir berber dükkanında başlayıp; bir köyü, sıra dağları ve koca çınar ağacını içine alan bir hikayeye. Kurgu girift ama dil bir o kadar yalın. Köyün berberi Cıngıl Nuri’nin kaybolması ile karışan ortalık bir daha iflah olmuyor ve ardı arkası kesilmeyen olaylarla köy sürekli bir hareket halinde yaşıyor. Cıngıl Nuri neden, nereye, nasıl gitti soruları bir çözüm bulamadan, köyün en güzel kızı Güvercin kayboluyor. Kitabı okurken hiçbir karaktere kendimi ait hissedemedim, ki bu çok nadir olur. Hakikaten bu köy kimsesiz, ıssız, gölgesiz. Peki sence sen var mısın? Nefes almak, varım demeye yeter mi? Görebiliyor musun? Farkına varabiliyor musun çevrende olup bitenin? “Masum ulan o, vurmayın!” diyebiliyor musun gariban haksızlığa uğrarken? “Bırakın Güvercinleri uçsunlar” diyebiliyor musun? Kitap ile ilgili yazacak o kadar çok şey var ki ama sanki ne yazsam bir yerden okuma heyecanını bozacak tüyo vereceğim gibi geliyor vazgeçiyorum. Son olarak; “Ayı”larınızdan da “dayı”larınızdan da bıktık artık.
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,6bin okunma
88 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kısacık öyküler ama asla bir çırpıda bitmiyor. Kasvetli, ağır bir havası var. Sanki bir çıkmazın içindeymişim gibi hissettim bir de sürekli yağmurlu bulutlu birgün gibi. Bu hissiyatı verebilmesi bile sağlam bir edebiyat olduğunu göstermiyor mu? Tarzı seversiniz sevmezsiniz o ayrı ama kötü bir kitap asla değil. Çırak, kalfa, usta metaforu çok iyiydi. Durup düşündüm çoğu öyküde. Ben ve benden ayrı ben.
Bir Dükkanı Beklemek
Bir Dükkanı BeklemekUğur Nazlıcan · Yapı Kredi Yayınları · 2018211 okunma
174 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İlk 50-60 sayfa fazlasıyla karışık gelmişti. Çok sıkılacağımı düşünmüştüm ama sonrası hiç öyle olmadı. Girift bir kurguya sahip, ki ben aşırı severim böyle kurguları. 2 farklı karakterden okuyoruz kitabı. Ve araya o kadar çok kişi giriyor ki onların başka başka hikayeleri dolayısıyla asla durağanlaşmadan ilerliyor. Yazarın eşcinsel olduğunu okumuştum; kitapta fazlasıyla belli oluyordu bu tercih. Ayrıca 12 prenses masalının "ya sonra"sını kurguladığı bölüme bayıldım. Masalların günümüz yorumlarını ve ya sonralarını okumak ayrı bir keyif veriyor bana. Bir de kitap boyunca feminist bakış açısı yakaladım. Bu ara fazla feminizm okuması yapıyorum ondan mı yoksa yazarda bir feminist mi bilemedim. son olarak keyifli bir okuma olduğunu söyleyebilirim.
Vişnenin Cinsiyeti
Vişnenin CinsiyetiJeanette Winterson · Sel Yayınları · 20191,713 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kitapta ayrıntılı olarak biyografi nedir? Biyografi ne kadar gerçek ne kadar kurgudur? gibi sorular incelenmiş. Ve aydınlatılmaya çalışılmış. Başlangıcın böyle olması kitabın gidişatı hakkında fikir veriyordu aslında. Kitabı bitirdiğimde daha önce adını bile duymadığım Ayşe Leman Karaosmanoğlu'na ait birşeyler öğrenmiştim evet ama esasında biyografi okumanın zevkine vardığımı hissettim. Öyle zorlamadan, hayatını öğretmeye çalışmadan fikir alışverişleri ile kısacık anlatıp bitirilmiş kitap. Bana biyografi sevgisi aşıladığı ve biyografi nedir, edebiyata mı dahildir tarihe mi diye sorgulattığı için bile çok değerli buluyorum. Feminist biyografi diye alırken ben bu sefirenin feminist bakış açısına sahip olduğunu düşünmüştüm ki alakası yok eğer o niyetle okuyacaksanız aklınızda olsun.
Müphem Bir Kadının Feminist Biyografi ile Kurgulanışı Ayşe Leman Karaosmanoğlu
Müphem Bir Kadının Feminist Biyografi ile Kurgulanışı Ayşe Leman KaraosmanoğluBahar Gökpınar · İletişim Yayınları · 20152 okunma
Reklam
192 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Aralık ayında yeni çıkanlar listesinde gördüğüm, hap bilgiler içermesi ile ilgimi çeken aynı zamanda kapak ve sayfa tasarımına bayıldığım için edindiğim bir kitaptı. Dolu dolu bir içeriğe sahip; ağaçlar, çiçekler, kuşlar, balıklar, böcekler, ekoloji, evren . Evet başta da dediğim gibi hap bilgiler ama daha derine inmek istiyorsanız size yeni isimler ve yeni kitapları işaret ediyor. Ben çok keyif aldım okumaktan, çok şey öğrendim, yer yer hayret ettim, yer yer büyülendim. Hayvanların ve bitkilerin insandan daha ileri görüşlü olduğuna kanaat getirdim. Alakargaların geleceğe yatırım yaparken koca meşe palamutu ormanları kurduklarını, kuşların yuvasına ya da yavrusuna dokunduğunuzda o kokuyu alıp yavrularından ya da yuvalarından uzaklaştıklarının bir şehir efsanesi olduğunu, metamorfozun ayrıntılarını, besin piramidinde alt katmanın üst katmandan nasıl daha önemli olduğunu.. Yazmadan geçemeyeceğim bir şey daha var ki çevirisi de çok iyi. Yazar sohbet edasında, yer yer esprili bir dille kale almış kitabı ve çeviri bunu hiç bozmamış. Kısacası konularla ilgili derin bir okuma değil de şöyle etrafımda ne olup bitiyormuş, bu mantarların şekli niye böyle imiş efendim, bu geyiklerin boynuzları neyi ifade ediyormuş, ağaçlar neden meyve verirmiş diyorsanız okuyunuz.
Doğa Kitabı Bitkiler, Hayvanlar ve Gezegenimiz
Doğa Kitabı Bitkiler, Hayvanlar ve GezegenimizMarianne Taylor · Maya Kitap Yayınları · 2019134 okunma
277 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
“Yazmak, kaydetmek ve yazdıklarımızın üzerine düşünmek önemli. Bilgi ve haber selinin tutsaklığından ancak kendi haber ve düşüncelerimizi yazmakla, paylaşmakla kurtulabiliriz. Özel olaylara ve düşüncelere ilişkin günceler, hatıra defterleri tutabilir, bant kayıtları yapabiliriz. Bu yalnız, olup bitenler üzerinde düşünme olanağını bize sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda, gelecek kuşaklara bizler tarafından hazırlanmış bir açıklama niteliği taşıyacaktır. “ Yukarıdaki alıntı kitabın 95. Sayfasında geçiyor. Okuduğumda derinden sarstı beni. Belki de uzun zamandır içten içe aynı düşüncede olduğumu bilmemdendir. Bu yüzden defterlerime toplumsal olaylarla ilgili notlar yazıyor, yorumlar yapıyorumdur kim bilir. George Orwell’in 1984 isimli distopyasında baskıcı hatta ötesi diktatör bir yönetim var ve bu yönetim gazete haberlerini saniyeler içerisinde değiştirebiliyor. Eski haberi bir borudan yollayıp sonsuzluğa gönderip yerine düzeltilmişini koyuyor arşive. Eski haberi ola ki bir hatırlayan varsa kendi kendine kuşkuya düşse bile sonunda sürü psikolojisine yenilip, empoze edileni kabul ediyor. Evet bu bir distopya en azından şu anlık. Ama günümüzde de bunca manüpile edilmiş haberin, olayın ve kişilerin içinde kendi doğruna sahip çıkmak zor değil mi? Gündüz Vassaf’ı tanımayan varsa lütfen daha fazla vakit kaybetmesin. Kitabın her sayfası altın değerinde. Ne yazsam az kalır.
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 20209,8bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İyi Aile Yoktur kitabını bitirir bitirmez İyi Toplum Yoktur'a başladım. İyi ki de öyle yapmışım ardı ardına okumak hem Nihan Kaya'nın fikirlerini net olarak anlamamama ve pekiştirmeme hem de içselleştirmeme kolaylık sağladı. Bu kitabın ana konusu kadın. Kadınların toplum tarafından konumlandırıldığı yer. Eğer size de bu yerleşik düzende, bu kabullenişte bir saçmalık var gibi geliyorsa bu kitabı okuyun. Şiddetle tavsiyemdir.
İyi Toplum Yoktur
İyi Toplum YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20192,953 okunma
300 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
10/10
"ya başkaları, ya çocuğunuz" benim kitaptan çıkarttığım ana tema. Çocukları ne kadar küçücük bir alana mecbur bıraktığımızı, dünyamıza sonradan gelen bu küçük varlıklara sanki başka bir dünyaya ait bir yaratıkmış gibi baktığımızı ve onlara bunu nasıl sinsice ve haince hissettirdiğimizi gördüm. Mükemmel bir kitaptı, okumaya karar vermek verdiğim en doğru kararlardan biriymiş diyorum şimdi. Nihan Kaya varlığın bu ülkeye, bu ülke çocuklarına ve annelerine armağan. İyi ki varsın
İyi Aile Yoktur
İyi Aile YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20186bin okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Çocuk gelişimi alanında okunabilecek en iyi kitaplardan birisi. Okunmalı, okutulmalı. Kitapta yapılan tespitlerin tamamı konuyla ilgili yapılmış akademik çalışmalara dayandırılmış. Kitabın yarısının altını çizdim galiba. Her zaman rahatsız olduğum, etrafımdakilerle paylaştığım konuların tam olarak baktığım açıdan değerlendirilmiş olması mutluluk vericiydi.
Zehirlenen Çocukluk
Zehirlenen ÇocuklukSue Palmer · İletişim Yayınları · 2015226 okunma