Gabriel Garcia Marquez'in diğer kitaplarının gölgesine kalmış bir şaheseri vardır; Labirentindeki General. Bu kitap, Güney Amerika bağımsızlık mücadelesinin en büyük generallerinden Simon Bolivar'ın son aylarını anlatır. Güney Amerika'daki İspanyol hegemonyasını kırıp atan Bolivar'ın omuzları, tek ve güçlü bir Güney Amerika devleti hayaliyle kurulan Büyük Kolombiya'yı taşıyamayacak, Büyük İskender'den dahi çok toprak ele geçirmiş, ve bunu -tarihte nadir görülecek şekilde ele geçirdiği toprakları fethetmek için değil özgürleştirmek için yapmış olan Bolivar git gide bir otokrata dönüşecektir. İşte Labirentindeki General de bu "otokrat" Bolivar'ın son aylarını anlatır.
Dune Mesihi de Paul Muad'dib'i "Labirentindeki İmparator" olma yolunda görüyoruz ve öğreniyoruz ki zamanın ve mekanın bağlamadığı, insanlığın tüm bilgisini bir akarsuyu izler gibi görebilse bile insan yine insan.
Hasılı bir bilim-kurgu trajedisi okumak istiyorsanız buyrun; sonunda Dune ile büyüyüşüne ve yükselişine şahit olduğunuz "şahinin" yere çakılışına, kanatlarının kırılışına gözyaşları dökeceksiniz...