"tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver."
Hani bazı anlar olur ya, insana kendi bile fazla gelir. Kimseyi görmek, konuşmak istemez. Kimseye tahammül edemez. Oysaki tüm canlıları, insanlar da dahil seviyordur. Fakat hayat öyle şeyler yaşatır, öyle boşluklarda bırakır ki insanı, an gelir o çok sevdiğimiz insanlara bile tahammül edemez oluruz.
Oğuz Atay
Ağaç dalındaki, gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? Hep öteye öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır.
Kuru ağacı canlandırma niyetiyle suluyabileceğin gibi. Onu çürütmek için de sulamanın yolu açıktır. Üstelik her ikisi için gerekli olan eylem birbirinin aynıdır.
Rasim Özdenören