Hayatta olmak, sevinç ve mutluluk kadar mücadele ve umutsuzluğu da barındırır. Mükemmelliği talep etmek gerçek hayata, tüm insan deneyimine sırtımızı dönmektir.
Başarılarımız ve başarısızlıklarımız gelir ve gider; onlar bizi ne tanımlar ne de değerimizi belirler. Onlar sadece canlı olma sürecinin bir parçasıdır.
Eş seçmeyi bilmiyoruz, arkadaş olmayı bilmiyoruz, aile olmayı bilmiyoruz, hayatı doğru düzgün yaşamayı bilmiyoruz, insan olmayı bilmiyoruz ve kul olmayı bilmiyoruz... Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki, lakin bilmediğimizi asla kabul etmiyoruz. Bu sebeple bir çıkmazda debelenip duruyoruz.