Aklımda kayalar kopuyor, duvarlar yıkılıyor
Yüreğimde, kuruyan bir ırmağın yatağındaki
boşluk
Ayak izlerimi bırakmaya çalışıyorum taşların
üstünde
Kimsenin arayıp bulamayacağı bir adresim var artık.
Dostlar da çekilip gidiyorlar hayatımdan
Yürüdükleri yollarda arıyorum anları,
Sevdikleri kıyıların gözlerinde
Kendi sularınca boğulan bir denizim ben
Kendi taşlarınca zapt edilen bir kale
Başımı avuçlarıma alıp sıksam ne olur
Çıkarabilir miyim beynimdeki o kara suyu?
Bir çiçek tarlasına dönüştürebilir miyim?
“Belki sana anlatırım bir başka gün
anlatmak da ucuzlatıyor ya işi
ne bekliyorsun karşındakinden
o acıyı gidermesini mi
en iyisi susmak,
susamıyor da insan."
“seni gecenin boyunduruğundan aldım çocuk
kalbindeki kuşları saymakla bitiremedim
zamanı değil mutluluğun, biliyorum
ama ben hayatla her gün nikah tazeledim”
Ahmet Erhan, Hatıra
“acımı
anlamıyor musun yüzümden?
yüreğimi yansıtan
bir aynaya döndü.
aklımdan
azat oldu da dillim
yaşamın arkasından konuşarak
özgürlüğünü kanıtlıyor şimdi.
acımı
anlamıyor musun yüzümden?
bir kez olsun duy beni
sözcükler
araya girmeden!”