Bazen düşünürüm , ne garip mahluklarız. Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz ; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız.
Haritasız ve dümensiz kalmış , gideceği limanı olmayan bir gemiydi. Kendini akıntıya bırakıp sürüklenmek , en azından hareket etmek , hayatta kalmak demekti ki içini acıtan şey zaten buydu ; yaşamak.
‘Güzelliği , güzellik için sev ‘ diye nasihat etti …. Bana bak Martin Eden , denizine ve gemilerine dön….. insanların şu hastalıklı , çürümüş şehirlerinde ne yapıyorsun sen ?