M. AKÇA

216 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kitabı değerlendirmeye kitabın adıyla başlarsak "Kuru Kız"da “kuru” olan sadece baş karakterin vücudunun aşırı zayıflığı, kuruluğu ya da evlenmemiş oluşundan veya yaygın söylenişiyle evde kalmışlığından dolayı bir “kız kurusu” olmasından da ziyade kupkuru bir hayata -hayatsız bir hayat- sahipliğini, içinde bulunduğu çevrenin ve bu
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,307 okunma
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kitaptan önce Mircae Eliade'nın "Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi" çalışmasının ilk cildini okumuş, ikinci cilde geçmeden araya bir şeyler sıkıştırayım diye de bu kitaba başlamıştım. İyi ki de öyle yapmışım zira "Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi"nde de önemli bir yer tutan ama uzun bölümler, alt başlıklar, tahliller ve farklı kültürler/medeniyetler üzerinden kitabın yapısı gereği biraz dağınık olarak ele alınan/anlatılan evren, yaratılış ve köken mitleri bu küçük kitapda son derece derli toplu, hikâye/masal havasında ve birkaç sayfa içinde çok güzel bir şekilde ele alınıp özetlenmiş âdeta. İki kitap arasındaki bilgi uyumu da hayli üst safhada. Bu sayede ilk kitaptaki dağınık birçok bilgi zihnimde daha derli toplu hale geldi ve pekişti. Evren, yaratılış ve köken mitlerine, genel olarak da mitolojiye ilgi duyanlar için tam bir "giriş seviyesi" çalışması olmuş.
Evren, Yaratılış ve Köken Mitleri
Evren, Yaratılış ve Köken MitleriMahir Şanlı · Ötüken Neşriyat · 2019223 okunma
144 syf.
7/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
İki evli insan: Nuri ve Nedret. İki evlilik de onlar için mutsuz. Hayatları neşesiz, tatsız ve tuzsuz... Sevmek ve sevilmek ihtiyacındalar. Her insan kadar. Ve hayat bu iki insanın yollarını bir yerde kesiştiriyor. Yazar, hikâyeyi her iki karakterin de ruh tahlilleri ve hikâyeleri üzerinden işliyor, irdeliyor. İnsanların tatmin edilmemiş duygularının zaman içinde hayatlarını nasıl zehirleyip monoton ve sıkıcı bir hâle getirdiğini, onları hayata ve çevrelerine yabancılaştırıp bunlardan uzaklaştırdığı temeli üzerine kurulan roman; hayatın zevksizliğinin, neşesizliğinin yine aynı hayatın dayatmalarından, toplumsal normlardan, rollerden ve insanın bir vakitler alıp sonra sonra yaşadıkça pişman olduğu ama artık geri çeviremediği kararlardan neşet ettiğini fakat bir yanıyla da bunların bir o kadar insani/normal olması yüzünden suçlunun bizatihi insan olmaklığımız olduğunu dile getiriyor. Evet, hayat böyle bir şey; insan da bu hayatın içinde onun kurallarına çoğu zaman mahkûm, iradesi varmış gibi görünen ama o iradeyi hayat karşısında ne kadar tecelli ettirebildiği tartışılır bir varlık olarak hem sonuna kadar masum hem de alabildiğine suçlu. Hülasa, suçumuz insan olmak.
Suçumuz İnsan Olmak
Suçumuz İnsan OlmakOktay Akbal · Doğan Kitap · 2018467 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
192 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"İbrani Masalları", Kapra Yayınlarının masallar serisinden şu ana kadar okuduğum -Hint, Kızılderili ve İbrani masalları- masallar içinde en beğendiğim oldu diyebilirim. Her şeyden önce bu masallarda bir oturmuşluk ve ayağı yere basma hissediliyor. Biliyorum, "ayağı yere basma" pek masallar için kullanılacak bir ifade gibi durmuyor. Masal dediğin uçuk kaçık olur, diye düşündüldüğünü de bilirim elbet. Burada da öyle esasında fakat buna aynı zamanda bir miktar "vahiy kültürü" ve "hikmet" de sinmiş. Verilmek istenen mesajlar insanın gözünün içine sokularak değil de daha çok ihsas ettirilerek/hissettirilerek verilmiş gibi. Bu seri masal okumanın yanı sıra farklı kültürlerin ve inanışların izlerini görmek adına da yer yer güzel malzemeler çıkarıyor insanın karşısına. İlgilisine tavsiye olunur.
İbrani Masalları
İbrani MasallarıAnonim · Kapra Yayıncılık · 2022291 okunma
117 syf.
7/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
İnsan Yalnız Bir Ormandır
Kırklı yaşlarında bir gazeteci. Evli. İki çocuk babası. Eşiyle tartıştıkları bir akşam evin anahtarını eşinin suratına atarak evi terk ediyor. Bu ilk değil. Sokakları arşınlamaya başlıyor. Taksim, Beyoğlu, Haliç... Karşılaştığı ya da hatırladığı her insanla birlikte anılarına dönüşler yapıyor sürekli. Bir nevi geçmişinin bir muhasebesini, geçip/yitip/bitip gidenleri yad ediyor. Onların hayatındaki yerlerini, geride bıraktıkları boşluklarının mahiyetini anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyor. Tüm bunlar arasında kendini boşlukta hissediyor. Anlamsızlık sarmış hayatını. Hayatı; içine girebildiği, katılabildiği bir düzlemde değil de daha çok alışkanlıklarının itkileriyle devam ettiriyor. Evliliğinde çok mutsuz. Eşine karşı hiçbir şey hissetmiyor. Artık onun için bir yabancı. Bu minvalde başlayan bu küçük novella "Akşam, Gece ve Sabah" adlı üç bölümden geriye dönüşler ve zaman sıçramalarıyla ilerliyor. Son bölümde yazarın hayatına Zehra giriyor ve tüm fon değişiyor. Açıkçası başlarken bu tarz bir eserle karşılaşacağımı düşünmemiştim. O yüzden sürpriz oldu bir miktar. Yer yer çok güzel, sade ama derinlikli içe dönüşler ve tahliller var. Anlatımı başta biraz yoruyor okuyucuyu, biraz kopuk ve daldan dala zıplıyor fakat sayfalar ilerledikçe alışıyor insan. Kısa kısa cümleler, bol bol hatırlamalar, durum tahlilleri, yalnızlığın türlü türlü halleri ve insana ettikleri... derken bitiverdi.
İnsan Bir Ormandır
İnsan Bir OrmandırOktay Akbal · Cumhuriyet Kitapları · 2009129 okunma
Reklam
168 syf.
8/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Bir Şermin Yaşar kitabının artık yazarla özdeşleşmiş birçok hususiyetini bünyesinden taşıyan bir öykü kitabı "Kalk Yerine Yat". Adı gibi sıcak ve bir yanıyla da hüzünlü… Öyküler çok farklı mikyaslarda okuyucuyu farklı duygu ve düşünceler arasında bir seyahate çıkarıyor. Yeri geliyor gülümsüyor, kıkırdıyor ya da gülüyorken yeri geliyor
Kalk Yerine Yat
Kalk Yerine YatŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20214,053 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Taşranın Türlü Türlü Hâlleri
"Her Şey Mümkün"den sonra ara vermeden okuduğum ikinci kitabı olan "Perdesi Yırtık Dünya" ile Tuncay Günaydın "adamlarım" dediğim ve takibe aldığım yazarlar zümresindeki yerini aldı benim için. İçim cız etti tüm kitap boyunca mütemadiyen. Tatlı bir hüzün eşlik etti okuma sürecinde bana. Taşranın türlü türlü halleri arz-ı endam ettikçe içimdeki taşralı çocuğun da bir yerleri acıdı durdu. Her yanımı bir âşinalık ama bir o kadar yitip giden şeylerin arkasından hissedilen derin hüzün kapladı. Günaydın'ın her "perde"sinde birbiriyle bağlantılı fakat farklı bir karakterin dünyasında okuyucuyu gezintiye çıkardığı 13 hikâyede tarşanın aşklarını, hüzünlerini, ayrılıklarını, hasretlerini, acısıyla tatlısıyla envai çeşit hallerini gördükçe yüreğim kabardıkça kabardı. Karakterler çok sahici, hikâyeler olabildiğine gerçekçi, dokunaklı ve insanı etkisi altına alacak şekilde birbiriyle içiçe geçiyor. Bu açıdan kurgusal olarak da yazar şapka çıkartacak bir başarının altına imza atmış. Değişen dünya, değişen insanlar ve bunların taşradan yansımaları çok güzel resmedilmiş. Bir önceki kitapta olduğu gibi aralarda öyle cümleler kuruyor ki yazar, ister istemez okucuyu derin düşüncelere salıyor. Bundan sonra -ömür oldukça artık- yeni kitabınının yolunu gözleyeceğim bir "yol arkadaşı" daha buldum. Ömrü uzun ve hayırlı, eserleri çok olsun...
Perdesi Yırtık Dünya
Perdesi Yırtık DünyaTuncay Günaydın · Pruva Yayınları · 03 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Taşradan İçli Bir Ses
Taşranın içli, yanık, buruk seslerinden bir ses "Her Şey Mümkün". İçinde 13 tane hikâye var. Hepsi okunası, hislenilesi, üstüne düşünülesi; kâh gülünüp çokça efkârlanıp ağlanası. Hele bir "Kör Sedefkâr" var ki insanın ciğerini söküp eline veresi. "Her Şey Mümkün"le de sanki teselli edesi. Tuncay Günaydın ile tanışma kitabım. Zaten kendisinin de ilk eseriymiş. Günaydın; taşradan, güney illerinden -kendisi aslen Aydınlıymış- ses veriyor bize. Anadolunun sesleri, sevinçleri, kederleri, acı tatlı türlü türlü halleri ve renkleri kitap boyunca resmigeçit yapıyor âdeta. Aralarda kısa kısa ama öyle vurucu cümleler var ki insanı derin derin düşüncelere, elemlere salıyor. Essahlık/sahicilik ise tüm hikâyelerde kendini hissettiriyor. Şimdi sıra hiç soğutmadan ikinci kitapta: "Perdesi Yırtık Dünya".
Her Şey Mümkün
Her Şey MümkünTuncay Günaydın · Türk Edebiyatı Vakfı · 201910 okunma
690 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitap Hakkında Bilgilendirme
Kitabı edinme sebebim Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar?" öyküsünün çizgisindeki öykülerini derli toplu halde okumaktı. Kitap bu amaca hizmet de etti. Fakat bu kısmı kitabın ancak üçte birlik bir bölümünü teşkil ediyor etmiyor. Tolstoy yurtdışına seyahate çıktığında buna "Avrupa okulları seyahati" adını vermiş ve dönüşte bir
Bütün Eserleri 10
Bütün Eserleri 10Lev Tolstoy · Alfa Yayınları · 202014 okunma
448 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Arzın merkezine yolculuk
Farklı türlerde ve değişik yazarlardan okumayı seven ve bunun için özel bir çaba sarf eden bir okur olarak bu zamana kadar okuduklarıma hiç benzemeyen bir eserle karşılaştım bu kitapta. Şurasını burasını değişik yazarlara ve kitaplara benzetmek mümkünse de -mesela Kafka ve "Davası", Orhan Pamuk ve "Kara Kitap"ı gibi- son kararda kendi tarzını, dilini ve kurgusunu çok ögzün bir şekilde ortaya koymuş Ali Teoman. Dil inanılmaz zengin. Yer yer çok ağır -eski kelimeler fazlasıyla kullanılmış-, bazı bazı zorlama/kasıtlı bir öz Türkçe, zaman zaman deneysel, biraz biraz da ecnebi lisanlarla halhamur olmuş bir vaziyette. Zamana ve zemine göre yazar ordan oraya zıplayıp duruyor ve okuyucuya tam bir ziyafet çekiyor. Bunun dışında kitabı anlatmak pek mümkün değil esasında. Hem hakkında sayfalarca yazabileceğiniz hem de sizi lâl edip bırakacak cinsten bir eser. Anlatılmaktan ziyade yaşanılası. Her bünyeye hitap etmeyeceğini de peşin peşin söylemek lazım. Benim için Ali Teoman'la tanışma kitabı oldu "Uykuda Çocuk Ölümleri". Hiç soğutmadan Konstantiniyye Üçlemesi'nin ikinci kitabı olan "Kara Delik Güncesi"ni okuma isteği uyardıracak kadar da tesir etti bana. Kendi namıma önemli bir keşfe vesile oldu. Bakalım bu keşif daha neler çıkaracak karşıma...
Uykuda Çocuk Ölümleri
Uykuda Çocuk ÖlümleriAli Teoman · Yapı Kredi Yayınları · 2018139 okunma
Reklam
600 syf.
9/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Pekçok okuyucu için rahatsızlık verecek ayrıntılarla dolu bir tuhaf girdap. Bir panayır yeri, bir karnaval kadar da renkli; değişik, ayrıksı, uçarı, benzersiz ve yer yer de tahammülfersa bir kitap. Eski ile yeni, zaman ile zamansızlık iç içe. Birbirinden değişik, garip, acayip ve tuhaf karakterin fink attığı bir roman. Şıkır şıkır, fıkır fıkır, cıncık gibi imbikten geçmiş bir dil. Anlatılmaz ancak yaşanır fakat zinhar her bünyeye uymayacak, sindirilmesi zor bir eser.
Karadelik Güncesi
Karadelik GüncesiAli Teoman · Yapı Kredi Yayınları · 202065 okunma
212 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Fikrimce isminin hakkını veren bir çalışma olmuş. Öz ve imbikten süzüldüğü her halinden belli olan düşünce ve fikirlerle esasında deve dişi gibi olan mevzuların son derece sade, anlaşılır ve güzel bir şekilde ele alındığı kitapta yazarın konulara yaklaşımı son derece kuşatıcı ve rasyonel. Okumaya başlarken böyle bir kitapla karşılacağımı düşünmemiştim ancak kitap beni olumlu anlamda şaşırttı ve yazarın diğer kitaplarını da okuma konusunda bir referans oldu.
Dini Özünden Okumak
Dini Özünden OkumakHasan Elik · Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları · 20042 okunma
134 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında çıkan ve 7 cilt olarak yayımlanan "Hadislerle İslâm" eserinden derlenen kitap, merkezine çocuğu alarak değişik başlıklar altında çocuğun dindeki ve toplumdaki yeri, önemi, hakları, onların terbiyesinde dikkat edilmesi gereken hususlar gibi konular etrafında ilerliyor. Sade, oldukça derli toplu ve akıcı bir kitap. Kitabı bitirdiğinizde Peygamberimizin çocuklara yaklaşımı, onların eğitimleri ve onlara nasıl davranılması gerektiği konusundaki örnekliği üzerinden en temel ve gerekli bilgileri edinmek mümkün. Kendisi önce yetim sonra da öksüz kalıp baba ve anne hasreti ve yokluğunda büyüyen, çocukları olunca da biri hariç beşi kendisinden önce vefat eden ve onları kendi elleriyle toprağa veren çileli bir insan olan Peygamberimizin o engin şekfatinden çocukların da bol bol hissedar olduğunu kitap boyunca müşahade ederken onun gönül ufkunun genişliğini insan bir kere daha anlıyor. Bıraktığı mirası ne kadar sahiplenebildiğimiz ve onun bıraktığı yerden ileriye götürebildiğimiz ise maalsefe hayli su götürür bir mevzu.
Hadislerle Çocuk
Hadislerle ÇocukKolektif · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 2019103 okunma
149 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında çıkan ve 7 cilt olarak yayımlanan "Hadislerle İslâm" eserinden derlenen kitap, eksenine kadını alarak değişik başlıklar altında kadının dindeki ve toplumdaki yeri, konumu, önemi, hakları, görev ve sorumlulukları gibi konular etrafında ilerliyor. Sade, müdellel (delilli) ve akıcı bir kitap. Kitabı okumaya başlayıp sayfalarda ilerledikçe İslâm'ın ve özelinde onun tebliğ edicicisi ve örnekliğini somut hâle getiren Peygamberimizin, zamanı için âdeta devrim niteliğinde bir değişim ve dönüşüme imza attığını fakat ümmetin -maalesef- bunu onun bıraktığı yerden ileriye götürmek bir yana gerilettiğini görüyorsunuz. Bu gerçekliği tüm açıklığıyla özetleyen ifadeler ise kitabın 29. sayfasında yer alan Abdullah b. Ömer'e ait şu itirafta mündemiç: "Biz Hz. Peygamber zamanında hakkımızda vahiy iner de azarlanırız korkusuyla kadınlarımıza karşı kötü söz söylemez ve istediğimiz gibi davranamazdık. Ne zaman ki Hz. Peygamber vefat etti, işte o zaman ağır konuşmaya ve rahatça dilediğimizi yapmaya başladık." (Buhârî, Nikâh, 81)
Hadislerle Kadın
Hadislerle KadınHuriye Martı · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 2019237 okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Geçmiş Zaman Olur ki...
İnsanı zaman dehlizinde seyahate çıkaran, meşhur şair, hikâyeci ve romancıların evlerine konuk eden, gülümseten, hüzünlendiren, şaşırtan ve bir döneme tüm canlılığı, nahifliği, sadeliği ve sıcaklığıyla ayna tutan bir kitap "Eşlerine Göre Ediplerimiz". Kimler kimler yok ki bu kitapta: Reşat Nuri Güntekin, Refik Halid Karay, Peyami Safa,
Eşlerine Göre Ediplerimiz
Eşlerine Göre EdiplerimizSermet Sami Uysal · Timaş Yayınları · 201010 okunma
224 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ne yalan söyleyim, öylesine hoşça vakit geçirmek için başlamıştım kitabı okumaya. Çok bir beklentim yoktu anlayacağınız. Ünlülerden bir ünlünün "kitap yazma furyasına" katılarak çıkardığı bir kitap olarak görüyordum kitabı. Fakat kitap beni şaşırttı hatta bir miktar ön yargımdan dolayı mahçup oldum. Bir defa genel olarak çok eğlenceli ve komik bir kitap. Öyle ki bazı yerlerde ciddi ciddi güldüm. Bir de işin içine anlatılanların kurgu değil gerçek olduğunu katarsak, hele hele olayların başından geçtiği insanların da tiyatro, sinema ve müzik dünyasının önde gelen, çoğu eski ama eskimeyen sanatçıları, üstatları olduğunu eklersek kitabın güzelliği ayrıca taçlanmış olur. Algöz'ün tanıdığı, mesaisinde bulunduğu insanlarla olan "menkıbeleri" veya onlara dair şahitlikleri ve sunduğu bilgiler insanı zaman zaman tatlı bir noltalji duygusuyla birlikte hüzünlendirse de çoğu zaman gülümsetiyor, neşelendirip keyiflenmesini sağlıyor. Ayrıca kendisinin de ne kadar mütevazı, değerbilir ve "bizden biri" olduğunu kitapta müşahede ettim. Ömrü uzun, çalışmaları bereketli ve kalıcı olsun...
Haşırt Dı Bilekbord
Haşırt Dı BilekbordZafer Algöz · İnkılap Kitabevi · 20172,372 okunma
Reklam
232 syf.
5/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Aşağıda verdiğim linkteki diziyi çok ama çok başarılı bulunca ve dizinin bu kitaptan mülhem olduğunu öğrenince kitabı alıp okuma istediği uyandı ister istemez. Dizi o kadar başarılı gelmişti ki bana, kitaba bigâne kalmak imkânsız gibiydi. Gelgelelim kitap hiç de dizinin bıraktığı etkiyi bırakmadı. Yazılan bütün yorumları okudum ve kitap hakkında dizilen methiyeleri de anlamaya çalıştım fakat ben çoğunluk gibi düşünmüyorum. Kitaplar hakkında -ki önemli yazarların kitapları allayıp pullayan havalı sözlerinin tamamen bir pazarlama stratejisi olduğu aşikâr- onu yere göğe sığdıramayan sözler söylenmesi de bana pek bir anlam ifade etmedi. Ne geriyor, ne şaşırtıyor ne de "psikolojik olarak" bir şey vaadediyor. Vaadediyorsa da ben bulamadım. Naçizane tavsiyem diziyi izleyin. imdb.com/title/tt6763664
Tepedeki Ev
Tepedeki EvShirley Jackson · Siren Yayınları · 2017875 okunma
224 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Şebnem Burcuoğlu kitapları kolay okunuyor, gülümsetiyor ve türünün benzerlerinden farklı olarak bunları "bayağılaşmadan" yapmayı beceriyor. Gündelik hayatın içinde de çoklukla kullandığımız bazı kalıp ifadeler dışında dili son derece temiz. Hikâyeye ise sıcak bir yolculuk ve dönüşüm hikâyesi. Büyük şehirlerin birçok şeyinin ve insanlarının sahteliği, iş hayatının bireyleri robotlaştırması ve bunu yaparken "güçlünün zayıfı yediği" bir ortama terk etmesi, taşranın saflığı, temizliği, modern hayatın açmazları... gibi birçok konuya da öyle çok didaktikliğe kaçmadan kısa ama öz değinilen kitapta, bütün bunlara tabii ki bir de aşk hikâyesi yerleştirilmiş. Bazı şeylerin çok siyah ve beyaz tarzda ele alındığı aşikârsa da kitap insana kendini bir şekilde iyi hissettirmeyi başarıyor.
Çevrimdışı Aşk
Çevrimdışı AşkŞebnem Burcuoğlu · Dex Plus Yayınları · 2017424 okunma
184 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tanıdık Tatlar, Bildik Nağmeler
Pucca'yı al, Kocan Kadar Konuş ile bir kaba koy, şöyle bir karıştır ve ondan bir şey çıkart ortaya: Benden Ne Olur. Kolay okunuyor, haliyle hızlı ilerliyor, yormuyor ama günün sonunda damakta kalıcı bir tat bırakmadan geçip artık piyasada benzerlerini çokça gördüğümüz muadilllerinin yanındaki yerini alıyor.
Benden Ne Olur
Benden Ne OlurAslı T. Kızmaz · İnkılap Kitabevi · 20191,335 okunma
604 syf.
6/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Kitabı ilk çıktığı aralar yoğun bir şekilde kitap satış sitelerinde gördüğüm için merak edip almıştım. Okuduktan sonra öğrendim ki o dönem hayli reklamı yapılmış ve kitap güzel bir pazarlama örneği ile okuyuculara sunulmuş. Sonrasında benzer konuları ele alan pek çok bilhassa yabancı ve birkaç yerli yazara benzerlikle, özenmeyle ya da onları
Tekvin
TekvinArif Ergin · Doğan Yayınları · 20181,940 okunma
·
Puan vermedi
Masum değiliz, hiçbirimiz
Bir roman düşünün ki hem döneminin toplumuna, ruhuna ışık tutsun hem de insan denen girift mahlukun ruh dehlizlerinde sizi gezdirsin. “İçimizdeki Şeytan” söyledikleri, düşündürdükleri ve ihsas ettirdikleriyle çok katmanlı bir roman. Son derece karamsar, bedbin ve bir yanıyla da kötücül. Hepimiz kötü müyüz? Değiliz, diyenler sadece uygun zaman ve
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,6bin okunma
416 syf.
6/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Olmasa da Olurmuş
"Lucky"nin devamı olan "Farfara", baştan söylemek gerekirse, bana okuma süreci boyunca "olmasa da olurmuş sanki" diye düşündürdü. Yazarın kitaplarını büyük keyif alarak kâh hüzünlenip kâh kahkahalar atarak ve bölümleri sonrasında ne olacak merakıyla okurdum hep. Bu kitap öyle olmadı. Sanırım bundaki en başat sepep ağırlaşan, daha doğrusu galizleşen dil ve üslûp oldu. Tamam; argoya, küfre sözüm yok ama yazar burada gerçekten kantarın topuzunu fenasıyla kaçırmış, hatta ortada bir kantar ve topuz yok dedirtmiş resmen. Öyle ki kitapta birçok bölümde insanın midesini kaldıracak ya da yüzünü kızartacak cinsten pek çok detay arz-ı endam ediyor mütemadiyen. Zaten hikâye zorlama, karakter anlamında ilk kitaptan farklı olarak pek de öyle dişe dokunur yeni katkılar sağlayacak birileri de pek girmemiş kitaba. Bana fazlasıyla zoraki ilerleyen ve gereksiz yere uzatılmış bir kitap gibi geldi o yüzden. İlk defa bir Sezgin Kaymaz kitabı için "Keşke hiç zorlamasaymış ve ilk kitabı tadında bıraksaymış." dedim. Hani ölen komik meşhurların arkasından "Bu defa güldürmedi!" diye kullanılan bir klişe vardır ya ilgili klişeyi bu defa Sezgin Kaymaz için uyarlayayım: Bu defa memnun etmedi!
Farfara
FarfaraSezgin Kaymaz · April Yayınları · 2017309 okunma
Reklam
227 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitap, adından da anlaşılacağı gibi bir 40 hadis derlemesi. Üç farklı bayan yazarın farklı zamanlarda kaleme aldıkları dergi yazılarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. Klasik ve didaktik/öğretici tarzda kaleme alınan türünün benzer örneklerinden farklı olarak yazarların ele aldıkları hadisi merkeze koyarak konu hakkında âdeta birer deneme hüviyetindeki yazılarından müteşekkil bir kitap. O yüzden yer yer edebî tatlar da alınan kitap, bu yönüyle okunması daha zevkli bir mahiyette. Kitapta öğretmekten, dikte etmekten daha çok hissettirmek, düşündürmek odaklı bir tavır ön planda ve bunu da başarıyla yapıyor. Tabii öyle çok felsefî ya da sanatsal düşünce ve duygulanımlar da beklememek lazım. Mütevazı amacına ziyadesiyle hizmet eden, sıcak ve güzel bir derleme.
Hikmetin kırk kapısı 40 hadis 40 yorum
Hikmetin kırk kapısı 40 hadis 40 yorumElif Erdem · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 2017107 okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Derman Ararken...
Dua mecmuaları ya da derlemeleri söz konusu olduğunda işin ucunun kaçtığı pek çok "İslâmî(?!)" kitap dolaşımda maalesef. Ayrıca son yıllarda televizyonlarda boy gösteren bazı hocaların da ön ayak olmasıyla neredeyse "her derde deva, her hastalığa şifa" kabilinden o kadar çok "sırlı, gizli, büyük, mühim..." dua boy gösteriyor ki bunlara bel bağlayıp da muradınıza ermeyi bırakın bir kenara, fikrimce insanın dua edip dinden, diyanetten ve son kararda -Mevlâ saklaya- Allah'tan uzaklaşmasına sebebiyet verecek bir yol açılmış bulunmakta. Öyle ki aslı, esası olmayan şeylere dört elle sarılıp sonra "İsteklerim yerine gelmedi, Allah dualarımı kabul etmiyor/etmedi!" yollu düşüncelerle en hafifinden insanın maneviyatı sarsılabiliyor. Bunun bir başka ayağı olarak "evren, enerji, güç..." gibi Uzakdoğu ve newage kaynaklı akımlarla bizim tasavvufun batini, hurufi ve ezoterik yanlarının harmanlandığı ayrı bir kol da hayli müşteri bulmakta; din ve insanın o vesileyle Allah'la olan ilişkisi bir de burdan yara almakta. Bu kitap bu yolların hiçbirine tevessül etmeden öncelikle dua nedir, ne değildir konusunda kısa ve öz bir sunumla meselenin çerçevesini çizdikten sonra Kur'an'da ve sünnette geçen duaları merkeze alarak duanın ne olduğunu ve haliyle ne olmadığını gâyet anlaşılır bir dil ve üslûpla ortaya koyuyor. Bunu yaparken kesinlikle uçmuyor, kaçmıyor ve coşup da bol keseden ortalığa inci mercan saçmıyor. Ayaklarını yere gayet sağlam basan, delilleri makul, sade ve anlaşılır bir tarzda konuyu ele alıp bolca sahih/doğru örnekle konuyu aydınlatıyor. Gönül rahatlığıyla ilgililerine tavsiye olunur...
İbadetin Beyni Dua
İbadetin Beyni DuaMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 2017382 okunma
493 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Tipik bir Sezgin Kaymaz kitabından ne beklerseniz hepsini ziyadesiyle veriyor: Birbirinden farklı ve orjinal karakterler, gülmekle ağlamanın at başı gittiği durumlar, hayatın türlü değişik halleri, gerçekle gerçeküstünün iç içe geçtiği bir kurgu, şıkır şıkır, fıkır fıkır, fokur fokur; imkânları had safhada kullanılmış bir Türkçe ve vurucu bir final... Ömrü de eserleri de ziyade olsun!
Lucky
LuckySezgin Kaymaz · İletişim Yayınevi · 2018535 okunma
455 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yazarın "Banknot Üçlemesi" adını verdiği ve merkezine parayı aldığı serinin son kitabı "İyi Yolculuklar". Diğer iki kitaba kıyasla oldukça farklı, özgün ve şaşırtıcı bir tecrübe yaşattı bana. Her şeyden öte şaşırttı. Gerek kurgusu, gerek hikâyesi ve bu hikâyeyi ele alış tarzı, gerekse oluşturduğu atmosferle benim için süprizlerle dolu bir yolculuktu. Yazarın hayal dünyasına ve kurgu becerisine şapka çıkarttım. Gerçekle gerçeküstünün içi içe geçtiği, fantazi ile masalın harman olduğu bir kitap "İyi Yolculuklar". İlgilisine gönül rahatılığıyla tavsiye edebileceğim bir özge tat.
İyi Yolculuklar
İyi Yolculuklarİsmail Güzelsoy · Everest Yayınları · 200741 okunma
185 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kan uyuşmazlığı
Zülfü Livaneli'den okuduğum 4. kitap "Son Ada". Dört kitabını okuduktan sonra yazar hakkında üç beş kelam etsem ve bunu biraz da eleştirel (olumsuz eleştiri) kabilinden yapsam sanırım yazara haksızlık etmiş olmam. Livaneli; olayları kurgulamada, hikâyede akıcılığı ve merak unsurunu yakalamada son derece başarılı. O yüzden kitapları
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200951bin okunma
107 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Ah mercimeğim"... Mustafa Çiftci'yi okuyun, okutun... Taşranın kalbinin ta içinden hüzünler, sevinçler, yarım kalmışlıklar, korkular, gönül kırıklıkları, fakirlikler/yokluklar... O kadar içten, o kadar candan ve o kadar bizden hikâyeler ki... Bir taşra çocuğu olarak anlatılan pek çok detayı âdeta iliklerimde hissettim birçok hikâyede. Ömrü uzun, kalemi velud olsun yazarın...
Ah Mercimeğim
Ah MercimeğimMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 20171,289 okunma
Reklam
200 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
SALİH'İ NASIL BİLİRDİNİZ?
"Rukas", İsmail Güzelsoy'un "Sincap"tan sonra "Banknot Üçlemesi" serisine eklediği ikinci kitap. Üçleme dediysem de bunların birbirinin devam olduğu gelmesin akla. Romanlar birbirinden bağımsız ama merkezindeki "para/banknot" değişmiyor. Kitap çok rahat okunuyor ve başından sonuna dek merak duygusunu canlı tutmayı başarıyor. Bunu kurgusuna ve iç içe geçen pek çok hikâyeyi bir eksen etrafında mahirce yürütmesine borçlu. Yıllar önce bir cinayete kurban gitmiş olan Salih'in hikâyesinin etrafında dönen olaylar ele alnırken sis perdesi yavaş yavaş açılıyor, geçmiş ve bugün iç içe geçiyor, kurgu durmadan takla atıyor ve kitabın iç dinamiklerine uygun bir sonla da bitiyor. Yazarın kurgusu gerçekten çok hoş ve etkileyici. Kitapta Salih hakkında her biri birbirinden farklı anlatılan pek çok hikâye var. Hepsi de bir yanıyla çok sahiciyken diğer yanıyla akıl almaz gibi. Hikâye ile masal arasında gidip geliyor kitap böylece. Başarısı ve sürükleyiciliği de biraz burada. Her bir hikâye gerçeğin bir yanına ışık tutarken bir yanına da perde olup onu çarpıtıyor, gölgeliyor. "Rukas", üçlemenin son kitabı olan "İyi Yolculuklar"ı okumaya da teşvik ederek dimağda hoş bir tat bırakan bir roman. İlgilisine naçizane tavsiyemdir...
Rukas
Rukasİsmail Güzelsoy · Everest Yayınları · 200686 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
DERMAN ARARDIM DERDİME
Kitap bir nevi "el kitabı" mahiyetinde hazırlanmış. Öyle uzun uzadıya açıklamalar, teorik ya da felsefi açılımlar yok. Hap gibi bir yanıyla. Önce insanın nefsinde/ruhunda var olan hastalığın adı kısaca konduktan sonra "Çare" ara başlığı altında ilgili hususta kişinin ne yapması lazım geldiği söyleniyor. Âdeta hastalık bu, reçetesi de bu, kabilinden bir tertip söz konusu kitapta. Çare kısmında yer yer ayet ve hadislerden, çokça da tasavvuf yolunun önde gelen şahsiyetlerinden iktibas edilen sözlerden istifade edilmiş. Yalnız metnin aslında olmayan ve çevirmen tarafından eklenen bazı alıntılar da var. Bu eklemeler eserin ruhuna gölge düşürmeyecek mahiyetteyse de eserin içinde değil de ayrı bir bölümde -mesela dipnotta- verilse daha iyi mi olurdu, diye düşünmeden edemedim. Gerçi dipnot olarak verilen ek bilgiler de söz konusu ama bu ek bölümler metnin içinde yer almakta. Son olarak kitabı bir aynaya benzetmek uygun olur galiba. Her bölümde o aynaya sizin de bakmanızı ve "Bende bu hastalık var mı?" ya da "Bende bu hastalık nasıl tezahür ediyor?" acaba diye kendinizi sorgulamanızı sağlıyor. Meraklısının bigâne kalmaması gereken, hacmi küçükse de değerli bir kitap.
Ruhun Hastalıkları ve Çareleri
Ruhun Hastalıkları ve ÇareleriEbu Abdurrahman Es-Sülemi · Sufi Kitap · 20191,341 okunma