Deniz

Stresli olduklarında ya da duygusal olarak uyarıldıklarında, olgunlaşmamış insanlar, kendilerini zamanın süzgecinden hayatın akışına bırakarak yaşamazlar. Onlar var olan anı, birbirinden kopuk, doğrusal olmayan birşey olarak algılarlar, tıpkı rastgele yanıp sönen küçük ışıklar gibi. Bilinçleri bir tecrübeden diğerine atladığı için bilinçsizce davranırlar. Onlara geçmişteki davranışlarını hatırlattığınızda, çok fazla kızmalarının bir nedeni budur. Onlar için geçmiş geçmiştedir ve şu anla hiçbir ilgisi yoktur. Aynı şekilde, gelecekle ilgili ihtiyatlı davranırsanız sizi başlarından savacaklardır çünkü gelecek su anda yaşanmamaktadır. Duygusal olarak olgunlaşmış insanlar ise, zamanı farkında olarak yaşarlar. Eğer yaptıkları bir şeyden pişmanlık duyarlarsa, zaman onlarla birlikte akmaya devam eder ve suçluluk veya utanç gibi duygular onlara eşlik eder. Eğer gelecekte yapacakları bir şeyi riskli görürlerse, olabilecekleri öngörebilirler ve farklı bir şey yapmayı seçerler. Yaşamlarındaki anlar birbiriyle ilişkilidir, birbirlerini etkiler ve tüm etkileşimler diğer insanlarla olan ilişkileri de etkiler.
Reklam
...Ancak duygusal olarak olgunlaşmamış insanlar, affetmenin ne anlama geldiği konusunda gerçekçi olmayan bir fikre sahiptir. Onlara göre affetme sanki tamamen yeni bir başlangıç mümkünmüş gibi tüm çatlakları kapatmak demektir. Büyük bir ihanetten sonra güvenin yeniden inşa edilmesi için zamana ya da duygusal bir sürece ihtiyaç duyulduğunu farketmezler. Herşeyin yine normal olmasını isterler. Onlar için, başkalarının acıları küçük ama mide bulandıran bir sinek gibidir ve eğer herkes yaşanan durumla ilgili duygularını görmezden gelirse problem çözülür.
Duygu fobisi olan ebeveynlerin çocuklarının çoğu, ağlamaya başladıklarında asla duramayacaklarına dair bir korku geliştirirler. Bu korku o duyguyu tam olarak ifade edebildiklerinde ağlamanın kendiliğinden durduğunu öğrenmelerine asla izin verilmediğinde ortaya çıkar. Üzüntülerini bastırmayı öğrenen ebeveynler tarafından büyütüldükleri için, bu çocuklar asla ağlama eyleminin doğal ritmini ve nasıl azalacağını deneyimleyemezler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duygusal yalnızlık öylesine acı verici bir şey ki bu duyguyu deneyimleyen bir çocuk ailesiyle bir bağ kurmak için gerekli olan herşeyi yapacaktır. Bu çocuklar başkalarının gereksinimlerine öncelik vermeyi bir ilişkiye kabul edilmenin bedeli olarak öğrenebilir. Başka kişilerin kendilerine destek olmasını veya ilgi göstermesini beklemek yerine, onlar bu kişilere yardım etme rolünü üstlenebilir ve herkesi kendi duygusal gereksinimlerinin az olduğuna ikna edebilir. Maalesef böyle bir durum daha büyük bir yalnızlığa neden olur, çünkü en derin ihtiyaçlarınızı örtpas etmeye çalışmak diğer kişilerle gerçek ilişkiler kurmanızı engeller.
Neyse ki duygularınız onları bastırmak yerine dinlemeye başladığınızda, başkalarıyla güvenilir bir bağ kurmanız için sizi yönlendirir.
Reklam
Reklam
101 öğeden 61 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.