Zavallı çocuklar! Sizin o minimini elleriniz, kadim Asya vahşetinin kullandığı ve birkaç asırdan beri insanlığın tahakkümü altında inlediği esaret zincirlerini kırmak için değil, belki kendiniz gibi küçük kuşları, güzel çiçekleri okşamak içindir.
- İstemeyüz!
-Ne istemiyorsunuz?
-Ben ne bileyin! Mahalleli "İstemeyüz" diyor, ben de öyle diyorun. Elbette mahallelinin öyle demelerinde hakkı vardır.
- Ay! Mahallelinin neden hakkı var?
- Hakkı olduğunu pek iyi bilürün. Ama bak, doğrusu neden hakkı olduğunu bilemem.
- Öyleyse bilmediğin șeye neden karışıyorsun?
- Vay! Neye garışmıyan? Ben de bu mahallenin galbur üstüne gelenlerinden değül müyün?
- Sen kim oluyorsun?
- Daha hala benim kim olduğumu bilmiyom musun?
- Hayır!
- Öyleyse sen de bilmedüğünü niye soruyonsun? Hay cahil hay! Şimdi tutup da sana anlatacak mıyın ki, ben de öteki mahallede kiracıyın ve bu mahallede çöpçü başıyın diye?
- Hay saşkın hay!
- Senin de aklın olaydı benim gibi şaşkın olurdun. İşte ne varmış? Haydi oradan süpürüver bakayın!