“Vazonun zarif kıvrımları, gizemli yeşil rengi… Erik sürgünlerinin keskin köşeleri, neşeli beyaz çiçeklerin tam ortasındaki siyahlıkları… Biri insan yapımıydı, biri doğa; kil topraktaydı, dal gökyüzünden… Ağaçkulak’ın bedenine ve zihnine bir tür huzur yayıldı. Vazoya ve dalına bakarken dünyada hiçbir şey ters gidemez gibi geldi.”