Nasıl olsa değiştiremiyoruz hayatın akışını.Tüm yitirdiklerimiz öykülerde yaşayabilir.Kim bilir belki ilerde sinema da yaşayabilir...Düşünsene Yakup,sinema da yaşayabilir.İstediğimiz an dönebiliriz o köylere, o insanlara...İstediğimiz an...İyi ki böyle bir tesellimiz var...Sinema biraz da bu değil mi zaten ? Parmaklarımızın arasından su gibi dökülüp giden zamana karşı cılız da olsa bir direnme ? Ölüme karşı aczimizden doğan bir karşı koyuş ? Bir gün bir sinemamız olur.Bu kirlenmiş.bu sevmediğimiz dünyayı çerçevemizin dışına hapsederiz...Değil mi Yakup , konuşsana?
"Zayıflık muhteşem, güç önemsizdir.İnsan doğduğunda zayıf ve işlenmeye müsait olur.Öldüğündeyse güçlü ve nasırlaşmış,taşlaşmıştır.
Ağaç yaşken esnek ve yumuşaktır,kuru ve sert olunca ölür."Sertleşmişlik ve güçlülük ölümün eşleridir.Eğilip bükelebilirlik ve zayıflık tazeleğin ve gençliğin işaretleridir.Büyümüş,katılaşmış hiçbir şey,bu yüzden zafere ulaşamayacaktır"
(Lao-Çe, Leskov ' un Pamfalon Soytarısı, ? Giriş"
Bölümünden bir alıntı,1978).