Artık dağların ötesindeki dünyaya dalabilirdim.
Akşam haberlerine bakabilir ve dünyanın cehennemin dibine yol alışını seyrederken kendimi dışlanmış hissedebilirdim.
...sabahın dört buçuğunda bir apartman dairesinde jaluzinin aralıklarından sadece bir çiçek kadar harikulade ve sessiz karanlık geceye bakarken kısık radyodan haydn dinlemek mest edici. Yanında bir içki elbette, bir sigara ve gürül gürül yanan bir soba, gürül gürül yanan bir haydn. Milyonların yaşadığı kentte belki otuz beş kişi vardır senin dinlediğin gibi dinleyen, duvara bakarak, sessizce sigara içerek, hiçbir şeyden nefret etmeyerek, hiçbir şey istemeyerek. cıvamsı mevcudiyetinle ölü bir adamın müziğini dinliyorsun, sabahın dört buçuğunda.