EsEs, futbol ortamının “demokratikleşmesini” isteyenlerin ilk hücum borazanıydı. Türkiye'nin 1960'lar/70'ler dönümündeki canlılığına, yerleşik yapılara meydan okuyan toplumsal dönüşüm heyecanına denk düşen bir “olay”dı.
-Seni bu hale getiren aşkını tanımıyor musun Kays! Donüp bir bak bana! Ben Leyla'yım!....
Mecnun anlaşılmaz bir gülümsemeyle cevaplıyor....
-Leyla mısın? Sen nasıl Leyla olursun? Leyla benim içimde Sen Leyla isen ben kimim, o zaman? Benim içimdeki ne?
Leyla hiç ummuyordu böyle olacağını, yüreği eziliyor, bir türlü inanamıyor...
“Yaşandığı sırada çok güzel geçmiş ama artık anıları bile silikleşmiş bir tatilin, bir turizm şirketinin ayarladığı eski bir yaz tatilinin, kış ortasında önüme gelen son taksiti, son faturası gibi duruyor karşımda.”