Iko bir adım öne çıkıp Kai'ye bir yulaflı bisküvi kutusu uzattı. ''Sana bir hediyemiz var.''
Kai kutuyu evirip çevirdi. ''Teşekkürler. Acıkınca yerim.''
''Açsana,''dedi Iko, parmak ucunda yaylanarak.
Kai kutuyu açıp ters çevirdiğinde,avucuna gümüş zincirli bir madalyon düştü. ''Amerika Cumhuriyeti 86. Uzay Bölüğü. Vay canına.''
''Eski askeri üniformalardan birinde bulduk,'' dedi Iko. ''Sana bizden biri olduğunu hatırlatsın istedik.''
Kai gülümsedi. ''Süpermiş.'' Zinciri boynuna takıp madalyonu yakasından içeri attı. Cress'e çabucak sarıldı. Sıra Iko'daydı. Iko önce hafifçe bağırdı, sonra donup kaldı.
Kai geri çekildiğinde, Iko bir ona, bir Cinder'a baktı. Birden gözleri kaydı ve yere yığıldı.
Kai korkuyla sıçradı. ''Ne oldu? Kapama düğmesine filan mı bastım?''
Cinder kaşlarını çatarak yaklaştı. ''Iko ne yapıyorsun?''
''Kai bana sarıldı,'' dedi Iko. Gözleri hala kapalıydı. ''Bende bayıldım.''
Kai bir kahkaha atarak Cinder'a döndü. ''Sen de bayılmayacaksın değil mi?''
''Garanti veremem.''
Kai kollarını beline dolayıp onu öptü.