İylikten olduğunu düşündüğümüz hayvan sevgisinin büyük bir kısmı kibirden ve kendini yüce görmekten kaynaklanır, bu nedenledir ki ölmüş bir yavru kurbağa görmek ile ölmüş bir yavru köpek gördüğünde hissettiğin duygu arasında dağlar kadar fark vardır. Evcil hayvanları "kendimize" benzetiriz, "bizi" anladıklarını düşünür, sevgi dolu olduklarını söyleriz. Halbuki asıl olay o hayvanların (kedi,köpek) egomuzu tatmin ettiklerinden ve bize itaat ettiklerinden dolayı severiz. Kim parazit olmayan bir canlıyı köpekten daha çok sever ki?
Felsefenin yaygın bilinen ama yanlış yorumlanan açılımı, Yunanca 'philo-sophia' kavramlarından türetilen 'bilgi sevgisi'dir. Sevgi sevilenin muhafazasını va' z eder. Sevilenin azalması ya da yitirilmesinin kaygısını hatta dehşetini ima eder. Oysa philo sophia sevgiden ve sevgiyle sarılmaktan kaçınma eylemidir. Daha da radikal bir ifade ile sevilenin reddini ve imhasını öğütler. Zira felsefe hep sorgular
Felsefe beriyi öteye, öteyi beriye bağlar ama bağlanmaktan kaçınır: Hikmetin maşukudur ama sevgiyle, aşkla, şevkle bağlanmayı kendi varoluş nedenine aykırı bulur.
Felsefenin temel sorunları Varlık/yamlık ve yokluk/ hiçlik ilişkisi arasında şekillenir. Insanın bu mutlak kutuplar yani tamlık/hiçlik arasında asıl taşıdığı sorunsal ne tam ne hiç olması eksik ve bozuk olmasıdır