Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Deniz Çakır

Mustafa Deniz Çakır
@Denizckir
“Okuduğumuz kitap bir yumruk gibi tepemize inip bizi uyandırmadıktan sonra neye yarar?”
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
ANKARA
06 - ANKARA, 7 Nisan 1993
657 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Reklam
Gericiliği artık bilmeyen kalmadı.Her köyde bir Kur'an kursu,falan filan... Bunların altında,hepimiz biliyoruz ki,temiz din duygularının rolü hiç yoktur.Finans kapitalin,gericiliğini,halk yığınlarını kandırarak onlara dayatması araçları haline gelmiştir bunlar...
Bugün, isteyelim istemeyelim, dindar olalim olmayalım; Din'e bağlılıkların her yerde gevşediğini görmemezlikten gelemiyoruz. Din ihtiyacı, en çok fakir ve geri ülkelerin ezilen halk yığınlarında kalmıştır. Halk yığıntıları Din’e dört elle sarılmakta haklıdır. Çünkü hayatın binbir sancısına katlanmak için, Din tesellisinden daha kolay bulunur ilaç yoktur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''İvan Karamazov'' Hakkında uzun uzun cümleler yazmanın en zor olduğu karakterlerden bir tanesi sanırım...Dostoyevki'nin yaratmış olduğu bir karakterin kendisinden çok ön plana çıkıyor olması sanırım İvan'ın bizzat Dostoyevski'nin bu karakteri yaratırken kendisinden yola çıkarak ,kendi içsel düşünce sistemini İvan aracılığı ile aktarmak istemesi olarak düşünülebilir... Büyük engizisyoncu bölümü belki de edebiyat tarihinin en ilginç bölümlerinden bir tanesidir.Romanı okuyanlar ve özellikle İvan Karamazov'da takılıp kalanlar bu bölümün uyandırdığı etkiyi hissetmişlerdir.İvan'ın Alyoşa ile yaptığı o konuşmada Tanrı'nın varlığını sorguladığı konuşmaları okuduktan sonra çoğu okuyucu için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayabilir,olmasında. Zaten Tanrı ile kavga eden insanlar her zaman dikkatimi çekmiştir.Bu sebepten İvan Karamazov,Dostoyevski'nin yarattığı en derin karakterdir.
Liberal ekonomi, ulusal-toplulukları çözüştürerek düşmanlığı genelleştirmek, böylece insanlığı yırtıcı hayvanlar -rakipler bundan başka nedir?- herbirinin çıkarı bütün öbürlerinkinin aynı olduğu için, yalnız bunun için birbirini yiyen bir hayvanlar sürüsü haline getirmek için elinden geleni yaptıktan sonra, bu önçalışmadan sonra ona amaca ulaşmak için yalnız bir adım atmak, aileyi çözüştürmek kaldı. Bunu başarması için, ona, kendi güzel buluşu, fabrika sistemi yardım etti. Ortak çıkarların son izleri, ailenin mal ortaklığı, fabrika sistemiyle silindi ve -hiç değilse burada, İngiltere'de- şimdiden silinip çözülme halindedir. Çocukların, çalışabilir hale gelir gelmez, yani dokuz yaşma basınca, ana-baba evlerini yalnızca bir pansiyon olarak görmeleri ve ana-babalarına beslenme ve barınma için belirli bir ödemede bulunmaları tümüyle gündelik bir şeydir. Başka türlü nasıl olabilir? Ticaret özgürlüğünün temelinde yattığına göre, çıkarların yalıtılması başka ne sonuç verebilir? Bir ilke bir kez harekete geçirilirse, işletmeciler hoşlansalar da hoşlanmasalar da, kendiliğinden işleyerek bütün vargılarına ulaşır. Ama işletmeci neye hizmet ettiğini kendisi de bilmez. Bütün bencil düşünüşüyle insanlığın genel ilerleme zincirinde yalnızca bir halka oluşturduğunu bilmez. Ayrı çıkarları, çözmekle, yüzyılın gitmekte olduğu büyük devrime, insanlığın doğayla ve kendisiyle uzlaşmasına yalnızca yolaçtığını bilmez.
Reklam
Ey ömrünü destan gibi yürüyenler Yaşayan kimdir gerçekte,ölen kim Yaşarken bile tükenenler mi ? Yoksa çekilip tarihin burçlarına Bayrak bayrak ölümsüzleşenler mi ?
Devlet,gerekirse ve mecbur kalırsa,işçi sınıfının yararına,kapitalistlere karşı hareket edebilir. Bu yada şu özel çatışma noktasında boyun eğer;Çünkü işçi sınıfından gelen baskı öylesine büyüktür ki,ödün verilmesi zorunlu olur (örneğin Fransa'daki sarı yelekliler olayı).Aksi halde "yasa ve düzen"tehlikeye girer. Hatta egemen sınıf açısından daha da kötüsü,sosyal devrimler patlak verebilir. Ancak hatırlanması gereken önemli nokta şudur; Bu gibi dönemlerde ne gibi ödünler koparılmış olunursa olunsun,bunlar mevcut mülkiyet ilişkilerinin sınırları içinde kalır. Kapitalist sistemin içinde işlediği çerçevenin kendisine dokunulmaz.Verilen ödünler her zaman bu çerçeve içinde kalır. Egemen sinifin burada yaptığı,bütünü kurtarmak için,bir yerde,bir ölçüde gerilemektir. Devlet bir sınıfın diğer bir sınıf üzerinde egemenlik kurmasına ve bu egemenligi sürdürmesine hizmet eden bir araç olduğundan,ezilen çoğunluk için hakiki özgürlük gerçekte var olamaz.Şu yada bu ölçüde bir özgürlük içinde bulunulan koşullara bağlı olarak tanınır ama son tahlilde SINIFLI bir toplumda "özgürlük ve devlet" sözcükleri biraraya gelemez.
Babalar oğullarına doğru adam olacaksın derler,doğru yolu gösterirler,eğitimcilerin de yaptığı budur.Ama doğruluğu doğruluk için degil,insana iyi ün kazandırdığı için överler. Doğru görünüp böyle yüksek mevkilere ulaşmasını,iyi evlenmesini,Glaukon'un demin sayıp döktüğü nimetleri sağlamasını isterler. Onlar için önemli olan ün kazanmaktir
Sayfa 47
İşçi kendisini kiralayan kapitalisti istediği an terkeder,ve kapitalist de,artın onun sırtından kar elde etmediği anda kendisine yolverir. Ama yaşamının biricik kaynağı kendi emek gücünün satımı olan işçi kendi yaşamından vazgeçmeksizin alıcılar sınıfının tümünü yani kapitalist sınıfa aittir ve dahası,kendisini satmak,yani bu burjuva sınıf içinde bir alıcı bulmak ona düşer. #marksizim #leninizim
Düşüncelerimde acı çekiyorum, sefil bir yaratığım...
Reklam
İtiraf etmeliyim ki insanlar özgür olduktan sonra bile kendilerinde açtıkları yaraların iyileşmesi ağır ağır gerçekleşti.
Kimselerin giremediği yollara gir ve yürü, kimselerin düşünmediği fikirlere aç kafanı...
Fakat bilmelisiniz ki, şimdiki nesilleri oluşturan bizler, güçlü ve sağlıklı bedenlere sahibiz ve basit bir hayat sürdürüyoruz. Hayatlarımızı doğayla makul bir mücadele içinde geçiriyoruz. Yalnızca bir yönümüzü değil, tüm yönlerimizi geliştiriyoruz. Dünyadaki yaşamımızdan alabileceğimiz en büyük zevki alıyoruz. Bu yüzden de bizler için Ben merkezi olmamak, bir insan mutsuz oldu diye tüm dünyanın sonunun geldiğini düşünmemek çok önemlidir. Bunun için bu duygu ve duyarlılık konularını abartmanın saçma, hatta, çok fena olduğunu düşünüyoruz. Vücut ağrılarımızı nasıl sevmiyorsak, aynı şekilde kalp ağrılarımızı da kabullenmiyoruz ve artık hayatta sevişmekten başka zevklerin de olduğunu biliyoruz...
Kurtuluş için girişilen eylemler insanlık içinken; bu uğurda ölümü göze almak “olmazsa olmazdı.
İnsanlar kargaşa, sürtüşme ve düzensizliğin hakim olduğu dönemlerde tarihe ilgi duyarlarmış ve görüyorsunuz ya işte dedi Dick, dostane bir tebessümle, bugün bizler hiçte böyle değiliz. Hayır, kesinlikle değiliz.
1.773 öğeden 1.756 ile 1.770 arasındakiler gösteriliyor.