Hayat bana bu yaşıma kadar tek bir şeyi en iyi şekilde öğretti. Elindeki ân’ına sahip çık! Yaşa. Hisset. Okuyarak, idrâk ederek, tefekkürle yaşa. Her ân sonuna gelebileceğin bir ömrün var. Kıymet bil, kıymet ver. Bunun için her şeyin tamamlanmasını bekleme. Çünkü hiçbir zaman tamamlanmayacak. İbrahim Tenekeci’nin bu eserde işlediği asıl mesele de bu
Her bir yaradılanı sevmiş. Her seferinde heyecanlanmış. Dağı, taşı, suyu , çiçeği izlemiş. Kilometrelerce yol gitmiş dostlarıyla, gökyüzündeki yıldızları izleyebilmek için. Tabiatın bağrında soluklanmış her seferinde. Turist değil seyyah olmuş. Bakmamış sadece, tüm incelikleri görmüş. Bazen bir mısra gözlüğüyle yaklaşmış doğaya, bazen kitâbi bilgilerle. Nihayetinde 15 yıllık gezi notlarının, dostluk yazıların, hatıralarından ve heveslerinden toparladığı; sade,berrak ve naif bir dille yazdığı bir eser olmuş
Yazıları aynı içtenlikle okuyabilirseniz, yazarı anlayabilir ve cümlelerini seversiniz. Bana sorarsanız bazen bir kitabı sadece bir cümleyi barındırdığı için sevebilirim
“ Neyi seversen sev, ayrılacaksın. Bu yüzden mülkiyet duygusunu pekiştirecek her türlü merak ve çabaya karşıyız. Sadece şu:’Benimdir deme, yanımdadır de.’
Bu meşakkatli dünya yolculuğu sırasında, bizi dinlendirecek meşgalelere, renklere ihtiyacımız var. Kısaca tatlı mola diyelim. Durmak dinlenmek hepsi bu.”