... Zihnindeki umutsuzluk gövdesine ve kollarıyla bacaklarına da sirayet etmiş gibi, bütün benliği pişmanlık ve acı içindeydi. Umutsuzluğu her bir zerresini sömürgeleştirmiş gibi.
Anne olmak onu ölesiye korkutuyordu. Daha derin depresyona gireceğinden korkuyordu. Daha kendine bakmayı beceremezken, başka birine nasıl bakacaktı ki?