Bu kadar dolu bir polisiye roman okuyacağım asla aklıma gelmezdi ama Patasana kitabında bunu yaşadım. Akıcılık, sürükleyicilik, heyecan, gizem ve kurgu en üst düzeyde ve kitabın sonuna kadar azalmadan devam ediyor. 400 sayfalık olmasına rağmen 2 günde elimden neredeyse bırakamadan bitirdim kitabı. Gaziantep’te tarih için çok önemli buluşlardan birine imza atmakta olan akademisyenlerden oluşmuş bir arkeolog ekibinin çalışmaları sırasında işlenen cinayetler konu edilmiş romanda. Bir yandan günümüzdeki olaylar ilerlerken bir yandan Hitit döneminden kalma tabletlerdeki yazılar bağlantılı olarak konuya ekleniyor. İçinde Ermeni olayları, terör örgütleri, birbirine geçmiş diller, dinler, tarih, Fırat nehri, Antep yemekleri ilmek ilmek işlenmiş sayfalar var. Sonunda da ilginç bir motivasyonla ölümleri gerçekleştiren sürpriz katil ortaya çıkıyor. Kitabın ortaya koyduğu fikir ve Ahmet Ümit’in ülkemiz için çok hassas konular olan bazı olaylara korkusuz yaklaşımı çok başarılı. Tarih öncesi dönemlerin anlatıldığı tabletler ve karakterlerin anılarını anlattığı kısımlarda kullanılan dil de biraz daha otantik olabilseydi hayatımda okuduğum en güzel roman diyebilirdim rahatlıkla ama o da kusuru olsun bu muhteşem kitabın. Arkeoloji, tarih ve polisiye severlerin çok seveceğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.