Ey nankör! Daha sen nerede hak kazanıyorsun ki, Cenâb-ı Hakkın sana verdiği mahz-ı nimet olan vücut mertebelerine mukàbil şükretmeyerek, imkânât ve ademiyat nev’inde ve senin eline geçmediği ve sen lâyık olmadığın yüksek nimetlerin sana verilmediğinden, bâtıl bir hırsla Cenâb-ı Haktan şekvâ ediyorsun ve küfrân-ı nimet ediyorsun?
"Sen çocuğu havaya fırlatırsın , o sana güler. Çünkü onu bırakmayacağından emindir. Kader de seni savurup fırlattığında , seni bırakmayacak bir Rabbin olduğundan asla şüphe etme."
Abdülmetin Balkanlıoğlu
Rızâsını dileyerek sabah akşam rablerine dua edenlerle olmak için elinden gelen çabayı göster. Dünya hayatının çekiciliğine meylederek gözlerini onlardan çevirme! Bizi anmaktan kalbini gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme!
Kehf/28
"Bir kimse istiğfara devam ederse, Allah ona her darlıktan bir çıkış yolu verir, her kaygıdan azat eder ve onu ummadığı yerden rızıklandırır .”
(Tirmizi)
Hiç yara almamayı dilerdik hayatta ve üzülmeden büyümeyi, yaşlanmayı .Oysa o güzel
bahçeleri var eden şey; suyun uzak dağlardan inmesi, göğün gürlemesi, zamanın sabretmesi,
tohumun çatlaması ve toprağın yarılmasıdır.
Hepimizin ortak ve acı tecrübesi: İnsan yara
alarak büyüyendir.