Yapabileceklerimin bir sınırı yok.
Başarılar sanki sıraya geçmiş beni bekliyor.
Ama inanın içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor.
Bir süre inzivaya çekilip içinde bulunduğum anın ve duyguların farkına varmak istiyorum.
Dönüşüm belki bir kitapla olur bilemiyorum.
Daha önce hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
Kalemim eksik kalıyor içimdekileri dökme konusunda.
O yüzden bir süre izin istiyorum yazar kimliğimden.
Kalbimde günden güne derinleşiyor sevgin,
her geçen anda daha fazla nasıl sevilir öğreniyorum seninle.
O kadar güzeliz ki birlikte kalbime denk gelişini sevdiğim.
Varlığının şükründeyim sevgilim
Sen olmasan nasıl tanışırdı kalbim aşkla
Ben de diğer herkes gibi inanmıyordum aşkın varlığına
Ta ki kalbim kalbine denk gelinceye dek
Düşündüm de,
Sen aşkın en özel ispatısın.
Her mısramda, her hecemde sen.
Hayallerimi süslüyor, varlığınla büyülüyorsun.
Ne gecem güne kavuşuyor ne de ben sana...
Şiirlerimin sana çıktığı vakitlerdeyim.
Özlüyorum.
Kalemime dökülüyor mesafeler.
Satır satır yazıyorum, sensiz geçen her anda ne hale geldiğimi...
Her ayrılık içinde sevda barındırır. Bu her şeyi özetliyor aslında. Senden sonra sendeleyerek ilerlemem, bende açtığın güven kırıklıkları, kalbimi sorgulamam hep bu yüzden. Merak ettiğim tek bir şey var "vicdanın". Onunla baş başa kaldığında, o sessiz gecelerde düşünceler seni boğuyorken o zaman da ben haklıyım diyebildin mi? Hiç pişman oldun mu? Tamam anlıyorum yol alman gerekiyordu, gitmen gerekiyordu ama beni eksilterek olmamalıydı bu gidiş. Gerçi sen de haklısın ayrılık, sonu mutlu biten bir hikaye değil. Her bir köşesi eksik, yarım bırakmalarla dolu ve de sancılı. Güvendiği yerden sınanıyor insan. Ben kalbime çok güvenmişim bütün mesele bu.
“Her ruhu doğru zamanda, doğru yerde Aşk, doğru kişi aracılığıyla bir gün mutlaka bulacaktır!” demiştim. Ben bu satırları yazarken aşkı bulduğumu sanıyordum. Yanılmak da insan olmanın bir hilesiymiş. Geç fark ettim.
Sahip çıkamayacağınız bir sevginin elinden tutmayın. Kimseyi sorunlarınızla ve çaresizlikle baş başa bırakmayın. Sevginize sahip çıkın. Çıkamıyorsanız bırakın. Gerçekleştirmeye gücünüzün ve yüreğinizin yetemeyeceği hayaller kurdurmayın kimseye. İnandırıp hayal kırıklığına uğratmayın bu vebali almayın üstünüze.
Sonra da demeyin seven gider mi diye.
İhtiyaç duyana yardım etme şansınız varken, sevabını kazanmak yerine ahını ve günahını alıyorsunuz. Öfke ile ve hiddetle hayata karşı olan tepkinizi masum insanlardan çıkararak insani değerinizi azaltıyorsunuz. Kimseye bir şey yaptığınız yok, en büyük zararı yine kendinize veriyorsunuz. Çok merak ediyorum aynaya nasıl bakıyorsunuz? Ya da şöyle sorayım, aynaya baktığınızda ne görüyorsunuz?
Ayrılığın acısı,
kora döndürdü yüreğimi
Paramparça oldum
Her bir parçası ayrı yerde kalbimin
Yarısı sende, yarası bende.
Sığamıyorum hiçbir yere,
Her mevsim aynı şimdilerde.
Bedenim üşüyor
ah ayrılıklar
dumanı tüten ahlarım
acı düştü yüreğime
ah ayrılıklar
düştü peşime ayrılıklar
sensiz bir çareyim şimdilerde
ah ayrılıklar
ne arayan, ne soran
ne de saran var
ah ayrılıklar
yarası hala kanar
ah ayrılıklar
Dumanı tüten demli şarkılar dinliyorum. Ruhumla çiçek besliyor, sevgimle yeşertiyor, onlarla bahar oluyorum.
Ben hayatı, yaşamayı, yaşatmayı seviyorum. Zorluklar, engebeler lezzetini artırıyor mutlulukların.
Kadınlığımla muhabbet doğuruyor, gönülden gönüle köprüler inşa ediyorum. İnsanları kırmamaya özen gösteriyorum. Kırılanı onarıyorum, temkinli davranıyorum. Gönül yapmak meşakkatli, yıkmak çaylaklık işi. Kendini bilince kişi, bilir ki özür sadece teferruat işi. Arkası doldurulmadıktan sonra her söz boş, her şey anlamsız. Çaba gerektiriyor yaşamak! Birilerinin hayatında yer etme, var olma çabası da aynı şey.
Ucu bucağı olmayan keder denizinde, kapıldım rüzgarına gidiyorum. Hayat nereye savurur bilmeden. Daha kaç acı sığar heybeme, kalbim ne kadar yük çeker bilmiyorum. "Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına" diyor ya hani Müzeyyen Senar, bendeki de o hesap işte...
Mutluluk, insanın içinden ve elinden gelen bir duygudur. İnsan gerçek mutluluğu bir kez tattığında hayatında bu tadı bozacak hiçbir duyguya ve dahi insana yer vermeyecektir. Hayatımızı içine aldığımız insanlar şekillendirir. Hayatı çekilmez kılan insanları modası geçmiş kıyafetler gibi atalım. Yerlerine yenilerini, kalbimizi hislerle zenginleştirenleri alalım ve yaşadığımız hayatı böylece anlamlı kılalım.
Sevelim, sevilelim ve mutluluğumuzu paylaşıp çoğaltalım. Tebessüm çukurlarımız derinleşsin. Kendimizi de sevelim. Çünkü kendini sevmeyen bir insan kimseyi dozunda sevemez! Bunu da unutmayalım.