Ebrustaynbooks

Narsist biri ise sürekli sahnede, sürekli görünmenin, onaylanmanın peşinde olduğu için etkinliklerinde hep huzursuz hep bir performans kaygısı içindedir. Benlik değerini güzel ve genç görünmek, popülarite, maddi servet, mülkiyet ya da zeka ve bilgi birikimi üzerinden belirler. Ve gözü hep kendisinin hak ettiğini düşündüklerine sahip olan insanların üzerindedir.
Reklam
Sağlıklı narsisizmi olan birey boş vakitlerinde merak ve ilgi ile kitabını okuyabilir, filmini izleyebilir, gözlerden uzak bir tatil yapabilir, sakin bir hafta sonunu evde huzur içinde geçirebilir, sahil yolundan geçerken denize bakar, gün batımını seyreder, martılara simit ufalar ve bütün bunlardan haz alır. Sağlıklı insanda az çok tatmin ve doygunluk hissi vardır, aldıklarıyla, sahip olduklarıyla, yaşadığı kadarıyla yetinebilir; yaşlandıkça derinleşir, olgunlaşır, bilgeleşir

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nikâhta keramet vardır diye boşuna dememişler, işte sana keramet, işte gerçeğin ayan oluşu, insanın, yalnız duramayan insan serpintisinin kendini yanındakinde görüşünden ve bundan kaçamayışından âlâ keramet olur mu? Hiç kimseye bir şey karısı ya da kocası kadar kendiyle ilgili bir ayna tutamaz, bunlar hep keramet.
Bekârlık sultanlık derler. Doğrudur, amma bekar olmak için de sultan olmak gereklidir. Sen sultan mısın, yoo, rezilin erzelin tekisin o zaman evleneceksin. Bekarlık müptezelliğini artırır, yani müptezelin müptezelliğini ama öyle olmayanın da şanını, şerefini, ilmini, derecesini artırır.
Reklam
Bugünün eğitim sistemi ise maalesef büyük oranda obsesif öğrenmeyi destekler. Gençlere özellikle ülkemizde söylenen şudur: “ 23-25 yaşına kadar bir masanın başında otur, önüne konulan her şeyi oku, hatmet, ezberle, sonra mezun olunca ne yapacağına bakarsın!” Zihinsel şişme ve eylem açlığıyla belirlenmiş, üstüne bir de kapitalist propagandayla narsist değerler yüklenmiş bir gencin hayata atıldığında kendine güvenmesini nasıl bekleyebiliriz?
Sayfa 180Kitabı okudu
Duygusal zekanın kökeni, antik Yunan felsefesinden bu yana en temel terapötik telkin olan “ kendini bil” ilkesine dayanır. Kendini bilmek, sadece kendini tanımak, neyi neden yaptığını bilmek değil, aynı zamanda kendini güçlü ve zayıf yanlarıyla, yetkinlikleri ve yatkınlıklarıyla, başarıları ve başarısızlıklarıyla kabul etmek; varlığının içeriği kadar varlığının haddini( sınırlarını, yetki ve değerini) de bilmek ve ona göre davranmaktır.
Sayfa 168Kitabı okudu
“Sen özelsin, her şeyin en iyisine layıksın, daha fazlasını iste ve oldur!” propagandası, bireyi ötekinden koparan nesneleştiren, izole eden, dolayısıyla bireyin özneliğini, etkinliğini, gelişimini, huzur ve tatminini baltalayan bir öz yıkım döngüsünün mottosudur.
Sayfa 111Kitabı okudu
Sağlıklı insan onay ekseninde hibrit bir canlıdır. Hem güneş enerjisi ile yani iç referansla hem de gazla yani dış referansla çalışır. “Ben yaptım, oldu” diyen yanını, ötekinin “Sen yaptın, oldu” diyen yanı ile dengeler. Narsist birey ise, güneş enerjisi modülü bozuk sadece gazla çalışan bir canlı gibidir. Sanıldığının aksine, kendi kendine “ Bu halimle iyiyim, güzelim” ya da “ Ben yaptım, oldu” diyemez. Bu yüzden sürekli narsisistik yakıt ikmali yapmak zorundadır.
Narsist birey, hiçbir bedel ödemeden, çaba göstermeden, emek vermeden, sadece var olduğu için her şeye layık olduğuna inanır. Bu inanç günümüzde kapitalist propagandayla fazlasıyla desteklendiği için bireyin sorgulamadan kabul ettiği bir norm haline geldi ve maalesef özgüvenin ve benlik değerinin sahte ölçütlerinden biri oldu. Her şeyi hak ettiğine inanmayanların özgüvensiz, yetersiz, değersiz bulunduğu, “ ezik” olarak etiketlendiği bir çağda yaşıyoruz.
Reklam
Son yıllarda bazı bireyler için “ Egolu/egosu büyük/egosu yüksek/egosu çok” dendiğini duyuyoruz. Kibir, her şeyi kendine hak görme, eleştiriye tahammülsüzlük, övüngenlik, saldırganlık ve egosantrik(ben merkezci) düşünce, halk arasında yüksek ya da büyük ego olarak tanımlanıyor. Bu yanlış anlama üzerinden “ iyi” ya da “ ideal” insanın egosuz olması gerektiğine dair çarpık bir inanç geliştirenlere de rastlamak mümkün. Oysaki bütün bu nitelikler güçlü bir egonun değil, patolojik narsisizme özgü büyüklenmeci sahte benliğin karakteristik özellikleridir.
Felsefeden metafor ödünç alırsak; insan ormandaki ağaçsa, otantik benlik onu gören kimse yokken de ağaç olduğunu bilir ve bir ağaç olarak var olabilir. Türüne göre yeşerir, çiçek açar, yaprak döker; göreni azsa daha az gelişir belki ama yaşar. Kişilik bozukluğu düzeyindeki narsist birey ise, ona bakan, onu gören, onu seyreden yoksa, kendi gözünde yok olur. Benliğini hissedemez.
Dehşet verici bir deneyimdir doğmak. Samuel Beckett’in net bir dille ifade ettiği gibi; yeryüzündesindir ve bunun tedavisi yoktur artık artık.
Normal(sağlıklı) narsisizm; benlik değerinin, benlik saygısının, hoşnutluk veren öz onayın, yaşam tatmininin kaynağıdır ve her şeyden önce entegre olmuş bir benlik deneyimine, güçlü ve tutarlı bir benlik yapısına bağlıdır.
Sağlıklı narsisizm aydınlık yanımızsa, patolojik narsisizm içimizdeki karanlıktır. Işığın yokluğudur.
Resim