Rıdvan Yavaş

Dünyaya uyum sağlayamadığını hissetmek seni şaşırtmıyordu da dünyanın, içinde yabancı gibi yaşayan birini yaratmış olmasına şaşıyordun. Bitkiler intihar eder mi? hayvanlar umutsuzluktan ölür mü? Onlar ya işler, ya yok olurlar. Sen belki de evrimin en zayıf halkası, kaza sonucu ortaya çıkmış bir iziydin. Bir daha canlanmamaya yazgılı, geçici bir anomaliydin.
Reklam
Baban başkalarına sert davranırdı. Annense başkalarının acılarını paylaşırdı. Günün birinde sana kalan o sertliği kendine yönelttin. Baban gibi çektiren de annen gibi çeken de sen oldun."
Peru'ya gitmedin, siyah potinleri sevmedin, pembe çakıllı bir yolda yalınayak yürümedin. Yapmadığın o kadar çok şey var ki insanın başı dönüyor, çünkü bizim de yapamayacağımız ne kadar çok şeyin olacağını gösteriyor. zamanımız yetmeyecek. Sen beklememeyi seçtin. Sonsuz sanıldığı için yaşama tutunulmasını sağlayan gelecekten vazgeçtin. insan tüm yeryüzünü kucaklamayı, tüm meyvelerin tadına bakmayı, tüm insanları sevmeyi isteyebilir. Bizi umutla besleyen bu yanılsamalara sırt çevirdin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sızıyı gideren su. Suyun sızladığını kimseler bilmez...
Bu dünyada hiç kimse, sevilen bir varlığın hayatı ya da kendi hayatı dahi olsa bir şeyler kaybetmeye razı olmadan hiçbir şey kazanamaz.
Reklam
Münafıklar genelde toplumun ileri gelenleri arasından çıkarlar. Bu sebeple giyim kuşamları, hatta beden yönüyle görüntüleri göz doldurur. Konuşmayı ve kendilerini dinletmeyi de gayet iyi beceriler. Bir mecliste yan yana oturduklarında dizilmiş koca kütüklere benzerler. Çünkü onlarda insanlık özü ölmüştür. Karaltıları vardır ama ruhları yoktur. (Münafikun Suresi tefsiri)
Sayfa 240
"Bazen, içkiyi fazla kaçırdığımda sövüp saymaya başlıyorum; ona, beni unutan öteki edebiyatçılara, karanlıkta peşime düşen kiralık katillere, hatta kayıplara karışan dizgicilere de, evet hepsine sövüyorum, ama sonra sakinleşiyorum ve gülmeye başlıyorum. Yaşayacaksın, hepsi bu kadar basit.Bunu bana geçen gün La Mala Senda barından çıkarken rastladığım bir dilenci söyledi. Edebiyat beş para etmez."
Kur'an okuyorlar fakat Kur'an onları etkilemiyor. Allah'ı zikrediyorlar ama kalpleri ürpermiyor... Bir de dini emirlere bağlı olduğunu söyleyen ve dinî cemaatler olarak bilinenler arasında yer alan kimseler var ki kendi cemaat liderlerinden söz edildiğinde kalbi ürperir ama Allah'tan söz edildiğinde o ürperti ve saygıyı göremezsiniz. Allah ve Resulünün sözleri, kendi cemaat liderinin sözü kadar onları ilgilendirmiyor ve bu sözlerden etkilenmiyorlar... ( Hadid Suresi tefsiri)
Biri öldüğünde, ölen o kişi değildir yalnızca, hayatta kalanlarla olan tüm bağları da ölür. Kopar. Hepsi hayatta kalanın beyninde asılı kalır ve işe yaramaz bir bilgi gibi ağırlık yapar. Öldükten sonra ben de birinin hayatına ağır gelebilseydim bu hoşuma giderdi, anlıyor musun? Senin hayatına ağır gelecek miyim?
Sayfa 288Kitabı okudu
Reklam
Düşündüm de, belki eski lekeler de insanlar gibi olabilirdi, pes etmeye, kaybolmaya karar verirlerdi günün birinde, durduk yere.
Sayfa 256Kitabı okudu
Küçüklüğümden beri, kaçmaktan başka bir şey yapmadım; koştura koştura geziniyordum ki, güzel bir sabah - çok güzel bir sabahtı, güneş gözüme giriyordu- bir kelebeği kovalarken dünyanın kenarından aşağı düştüm.
Fakat iman kuru ve işlevsiz bir inanç değildir. Dillerinizle " inandım " demekle olmaz. Gerçek iman mutlaka sahibini harekete geçirir, onun davranışlarına yansır. (Saff Suresi tefsiri)
Sayfa 231
Daphné biraz güldü ve söylediğini Almancaya çevirip yeniden güldü. Gülüşü her iki dilde de aynıydı.
Sayfa 207Kitabı okudu
Kur'an, "nur" olarak nitelenmektedir. Zira Kur'an'sız insan karanlıklar içerisindedir. Nereden gelmiştir? Nereye gidecektir? Bu soruların doğru cevabını Kur'an'da bulur, böylece şaşkınlıktan kurtulur. Aklın cevabına ulaşamayacağı gaybi konularda yolu aydınlatan Kur'an'dır. Aslında bu nur, hayatın her safhasında insanın yolunu aydınlatmaktadir. ( Teğabun Suresi tefsiri )
Sayfa 251
146 öğeden 121 ile 135 arasındakiler gösteriliyor.