Rıdvan Yavaş

372 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Ne çok isterdim Rum, Ermeni, Yahudi komşularımız olsun, evlerimiz birbirine baksın, çocukluktan gelen dostluklarımız olsun. Düğünler, bayramlar, cenaze törenleri, farklı yemekler derken bir dünya vatandaşı olur çıkardık. Ama mümkün olmadı malesef. Bu toprakları bırakıp gitmek zorunda kaldı çoğu, kalanları da çok dindar ve milliyetçi geçinen birileri kovdu 6 7 Eylül olayları ile. Herkes kötü biz çok iyiyiz öyle mi? Nah iyiyiz. O şöyle, bu böyle diye diye artik kendimize bile düşman olduk. Millet birbirini boğazlıyor. Sivas'ta onlarca insanı diri diri yakıyor, Başbağlar'da bunun intikamını alıyor kimileri, Alevi, Sünni, Kürt, Türk derken kimsesiz kaldık. Kendi derilerimiz içinde ıpıssız hayatlar sürüyoruz...Emanet Çeyiz, Honazli bir Rum ailenin mübadele sırasında kaçarken, kızlarının çeyizlerini Türk komşularına emanet etmesini, ve torun Kemal Yalçın'ın bu emaneti karşı tarafın torunlarına ulaştırmaya çalışmasının öyküsü. Gerçek hayat bazen kurmacadan daha şaşırtıcı ve gizemli olabiliyor. Çok can acıtan , kederli bir öykü bu. Selamlar saygılar...
Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları
Emanet Çeyiz Mübadele İnsanlarıKemal Yalçın · Birzamanlar Yayıncılık · 2006151 okunma
Reklam
874 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
2006 yılında okumuştum bu kitabı, o zamanlar çocuktum daha:) Gülün Adı ile kıyaslanabilecek, tarihi ve karanlık bir hikaye. Bir yandan polisiyeye göz kirparken bir yandan da alternatif bir tarih anlatısı sunuyor. Ayrıca yanında bir de CD vardı kitabın, kitap soundtracki:) Yazarlar Vatikan tarafından afaroz edilmiş, kitapları "tehlikeli" kategorisine sokulmuş. Yobaz her yerde yobaz işte. Baskısı var mı yok mu bilmiyorum ama bulursanız okumanızı öneririm. Selamlar saygılar...
İmprimatur
İmprimaturRita Monaldi · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 200464 okunma
512 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Javier Marias, kitaplarınin isimlerini Shakespeare'in eserlerinden seçiyor. Yarın Savaşta Beni Düşün, Ufkun Öte Yanı, Beyaz Kalp gibi gibi... Yarınki Yüzün üçlemesi de onlardan biri. İlk kitap Dans Ve Rüya, ikinci Kitap Ateş ve Kılıç ve son kitap da Zehir, Gölge, Veda. Yarınki Yüzün üçlemesi, kişisel listemin üçüncü sırasında yer alacak kadar önemli benim için. Okumayan birine anlatabilmek çok zor. O kadar detaycı, o kadar ince işlenmiş bir kitap ki. Bazen cümlelerin iki üç sayfa sürdüğü olabiliyor. Ama asla laf kalabalığı yok. Jaime Deza asıl karakterimiz. İnsan davranışı yorumculuğu yapıyor. Bir video ya da bir fotoğraf üzerinden insanların yarın ne yapabileceğini tahmin etmeye çalışıyor. Karısından ayrılmış, bunun acısını içinde taşıyor. Bir tarafta ise karanlık adam Tupra karakteri var. İstihbarat şefi gibi bir şey. Gizemli, tehlikeli biri. İlk iki kitabı bitirmiş ve son kitabın çevrilmesini beklemeye başlamıştım ki o ara askere gittim. Üçüncü kitap askerliğin sıkıcı günlerine gün gibi doğdu:)) Ayrıca Roza Hakmen'in müthiş çevirisi önünde de saygıyla eğiliyorum. Son olarak da benim zihnimde kitapla özdeşleşen bir şarkı bırakmak istiyorum: Radio Tarifa, Maňaňa. Selamlar saygılar...
Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, Veda
Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, VedaJavier Marias · Metis Yayınları · 2012111 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
1048 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Zaman Çarkı serisi on dört ciltlik, ciltlerin hepsi de tuğla kalınlığında, devasa bir seri. Fantastik edebiyatın en önemli eserlerinden. Ben dördüncü kitabı bitirdim ama dizisi çıkmadan seriyi bitirmeyi düşünüyorum. Birlikte okuyalım diyen biri olursa gaz vermesi açısından iyi olur aslında:)) selamlar saygılar...
Gölge Yükseliyor
Gölge YükseliyorRobert Jordan · İthaki Yayınları · 2020828 okunma
214 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Sıradan bir değirmenci bir devrimciye nasıl dönüşür? Bu kitap tamamen gerçeklerden, engizisyon mahkemesinin kayıtlarından hareketle yazılmış. Ve mikro tarih türünün en başarılı örneklerinden biri...Şimdi bizim bu değirmenci Menocchio zeki ve basiret sahibi biri, bu oldukça açık. Ortaçağ'da, küçük bir köyde yaşayan alelade biri. Ama okuyor. Eline ne geçerse okuyor. Hatta o dönemde artık nerden nasıl bulduysa Kur'an tercümesini bile okuyor. Sonra bakıyor ki insanın insandan farkı yok, kilise yalanlar söylüyor. Din adı altında insanları aldatıyor. Ve buna meydan okuyor. Kitaba adını veren peynir ve kurtlar meselesi var bir de. Bir peynir tekerleği, bunun üzerinde çoğalan kurtlara bakarak bir evren tasavvuru geliştiriyor. Demiştim zeki adam Menocchio. E tabi meydan okumanın bir bedeli var her dönemde olduğu gibi: Engizisyon tarafından öldürülmek. Hiç de umrunda olmamış ölüme yürümek. Bugün engizisyon yalan oldu ama Menocchio ve onun hikayesi hala hatırlanıyor. Selamlar saygılar...
Peynir ve Kurtlar
Peynir ve KurtlarCarlo Ginzburg · Metis Yayınları · 2021583 okunma
Reklam
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Hangi kitabındaydi tam hatırlamıyorum bir hikaye anlatır Galeano: Bir gece, bir ara sokakta, bir erkeğin bir kadını dövdügünü görür. Gidip ayırmaya, kadını kurtarmaya çalışır. İşte tam o anda kadın ve erkek birlikte saldırırlar Galeano'ya. O gece, ömrüm boyunca unutamayacağım bir ders çıkardım diyor yazar ama o dersin ne olduğunu da hâlâ öğrenemedim diyor:) İnsana bakış açısı, hassasiyeti, kelimeleri kullanma gücü ile harika bir adam Galeano. Latin Amerikanin çıkardığı en büyük kalemlerden biri. Selamlar saygılar...
Kucaklaşmanın Kitabı
Kucaklaşmanın KitabıEduardo Galeano · Can Yayınları · 2020618 okunma
327 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Ali Şeriati, büyük insan, aktivist, düşünür, mazlum. Almış eline bir balta kırılmadık put bırakmamış. Kısacık hayatında, doğuyu batıyı, İslam'ı, sosyalizmi, liberalizmi hepsini özümsemiş ve bir anını bile boşa geçirmeden var gücüyle devrinin ve her devrin firavunları ile mücadele etmiş. İktidar sahibi muhterislerin kitlelere din diye dayattığı saçmalıkları gün yüzüne çıkarmış. Ne Sünnilere yaranabilmiş ne Şiilere. Hem neden yaransın ki zaten? İnsan neden birine yaransın, neden dimdik durabilmek varken dayanak noktası arasin. Bunu başaran insan sayısı az. İlk aklıma gelen de Ali Şeriati. Bugün, yarın her zaman okunması, başucu edilmesi gereken bir yazar. Selamlar saygılar..
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20091,358 okunma
119 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Pavese, İtalyan irfanı diye bir hayalin peşine düşseydi sözgelimi, İtalyanların bilhassa da kırsal kesimde yaşayan mübarek insanlarının, çok misafirperver, cömert, cesur falan filan olduğuna inanıp onlara güvenseydi, siz deseydi bu milletin efendisisiniz deseydi, onların her pazar kiliseye gittiklerini, tanrının adını ağızlarından düşürmediklerini görseydi, bunlar derdi,çok iyi insanlarmış. Ama mizansen bu ya bir aydınlanma yaşasaydı mesela, onların biraz ikiyüzlü olduklarını, çıkarcı, sinsi,arkadan vuran tipler olduklarını görseydi, sürekli ahlak namus deyip her pisliğin içine boğazlarına kadar battıklarına şahitlik etseydi, iki eltinin yufkaci Umberto ustaya aynı anda kaçtıklarını sağdan soldan duysaydi derin bir hayal kırıklığı yaşardı muhtemelen. Allah'tan baştan beri biliyormuş da bu tür büyük beklentiler içine girmemiş:)) Selamlar saygılar...
Senin Köylerin
Senin KöylerinCesare Pavese · Can Yayınları · 2013375 okunma
376 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Heba, kendim için yazdığım dediği romanı Hasan Ali Toptaş'ın. Biz de okumuş olduk sayesinde:) Severdim kendisini, sadeliğini, samimiyetini, bu toprakların öyküsünü anlatmasını. Son üç kitabi biraz hayal kırıklığı oluşturdu ama normaldir olabilir dedim. Ancak o son "Eril Faillik" açıklaması hiç olmadı, yakışmadı kendisine. Güzel şeyleri bozmamak lazım. Selamlar saygılar...
Heba
HebaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20164,598 okunma
90 syf.
·
Not rated
Herkes, hepimiz bu kadar politize değilken, sen şucusun sen bucusun diyerek birbirimizi bu denli etiketlemezken, meyveler bile daha lezzetli iken dünya nispeten daha güzel bir yerdi. İnsan hep aynı insan, hiç büyük beklentilerim olmadı, çok umutlu biri de sayılmam zaten. Ama bu kadar da kötülük çok değil mi gerçekten:( Hani Yüzüklerin Efendisi'nde Arwen Hanım, Mordor'un gölgesi Orta Dünya üzerine çöktükçe ölüme bir adım daha yaklaşıyordu. Vallahi tam olarak ben de bu kadar kötülüğü kaldıramıyorum, nefes alamıyorum saygıdeğer bir arkadaşımın dediği gibi. İnsanın canını en çok acıtan şeylerden biri de , çok saygı duyduğu, idealize ettiği insanların üç beş kuruşluk menfaat için sağa sola yanlamalari. Her devrin adamı denen tiplerden bahsetmiyorum onlar belli zaten. Ama Mustafa Kutlu, Alev Alatlı, Nuri Pakdil, Mazhar Alanson gibileri de yapınca bunu iyice dermanı kesiliyor insanın. Yaklaşık yedi sekiz senedir okumuyorum Mustafa Kutlu ve türevlerini. Demek ki Bu Böyle değilmiş. Selamlar saygılar...
Bu Böyledir
Bu BöyledirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20227.7k okunma
Reklam
303 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Joseph Conrad Dostoyevski'yi hiç sevmezmiş, sebebi nedir bilmiyorum. İster sev ister sevme diyesi geliyor insanın:) Yalnız şu var, bu romanı Dostoyevski romanlarından yoğun izler taşıyor. Belli bir seviyeye ulaşmış arkadaşlara muhakkak okuyun, hatta nolur okuyun demek isterdim ama tarzım değil malesef:) Razumov'un öyküsü, karanlık, kötücül, nefretle dolu bir kitap. Şunu da söyleyeyim bendeki eski baskısı. Yeni baskısı Batılı Gözler Altında olarak yapılmış. Selamlar saygılar...
Razumov'un Öyküsü
Razumov'un ÖyküsüJoseph Conrad · Yeni Alan Yayıncılık · 198672 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Batılıların doğuyu kendilerine göre yorumlayıp anlamaya çalışmasına Oryantalizm diyoruz ya da Şarkiyatçılık. Bu konuda Edward Said büyük bir otorite. Doğuluların batıyı kendilerine göre yorumlamasına ise Oksidentalizm adı verilmiş. Bu alanın kurucusu ise Mısırlı yazar Hasan Hanefi. Dünyayı anlamlandırma adına önemli çalışmalar bunlar.. Kuzeye Göç Mevsimi, sömürgecilere ve düşünce sistemlerine yönelik, İslam dünyasından çıkmış en önemli edebi eser. Akademik eserleri saymıyorum. Kitap 1966 yılında yayımlanmış ve Arap Edebiyatı Akademisi tarafından 20. Yüzyılın en büyük eseri olarak kabul edilmiş. Yoğun, derinlikli ve can yakan bir çığlık adeta. Selamlar saygılar...
Kuzeye Göç Mevsimi
Kuzeye Göç MevsimiTayyib Sâlih · Ayrıntı Yayınları · 2016382 okunma
198 syf.
1/10 puan verdi
Okuyup da pişman olduğum ender kitaplardan biri Hakkari'de Bir Mevsim. Ferit Edgü ise tam bir kibir abidesi. Çoğu kişi katılmaz muhtemelen bana ama ben böyle düşünüyorum. Ferit Bey'in İstanbul modern sanat müzesi ile ilgili tutumlarını, her şeyin en iyisini ben bilirim pozlarını derin bir şaşkınlıkla takip ettim. Eskiler fazla tevazu kibirdir demişler, tam uymuş yani. Yazdıklarını tarafsız bir gözle okursanız ergen sayıklamalarının çok da ötesinde olmadığını görebilirsiniz. Yine mesela zorlama sözcükler; ansımak, devinim, tansık vs vs. Türk entelijansiyasinın neden halktan bu kadar kopuk olduğunun bariz örneklerinden biri Edgü. Orhan Pamuk çok mu farklı mesela, gider gariban adama "merhaba poğaçaci" der , Genco Erkal mesela, kurban ibadeti ile alay eder. Sonra da bu halk bunları neden sevmiyor? Neden sevsin ki? Siz bu toprakların insanlarına vebalı muamelesi yaptınız, bütün değerleri ayaklar altına aldınız. Elitizmden beslenip havalı pozlar kestiniz. Var böyle daha çok tipler. İsim isim anmak bile zül geliyor açıkçası. Neyse çok uzattım. Selamlar saygılar ..
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 201710.2k okunma
239 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Kara, kapkara roman türünü çok seviyorum. Cinayet var ama polisiye yok. Katil belli ama suçlu belli değil. Bu insanları bu noktaya kadar getiren nedir? Yaşama uğraşı bunca zor olmak zorunda mıdır? Jim Thompson, Leo Malet ile birlikte bu türün en başarılı örneklerini vermiş. Herkese hitap etmez kesinlikle, tercih meselesi. Selamlar saygılar...
Öldür Gitsin
Öldür GitsinJim Thompson · Mephisto Yayınları · 201614 okunma
302 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bugün Oğuz Atay kitaplarını, kitap okumanın sünnetlerinden biriymiş gibi kahve fincanlarinin yanında fotoğraflayıp, dünyayı kurtardıklari sosyal medya hesaplarından büyük bir ciddiyetle paylaşan müptezel tipler bilmeli ki ellerine yeni bir malzeme verilince nasılsa unutacaklar Oğuz Atay’ı. Nasılsa en iyi becerdikleri şey unutmak ve sterilize edilmiş hayatlarına devam etmek. Eh o zaman biz kaldığımız yerden devam edeceğiz ona sahip çıkmaya. Okumaya,üzülmeye, yaşayamamaya, anlam verememeye, insan olma mücadelesinden bir an bile vazgeçmeyenlere selâm olsun...
Günlük
GünlükOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20205.7k okunma
91 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.