Gülseren Budayıcıoğlu'nun çok sevdiğim kitabı ile karşınızdayım. Okurken çok etkilendim. Düşünürken sorguladım, sorgularken kanılara ulaştım.
Kesinlikle bu kitabın dizisi yapılmalıydı dedim. Kitap sizi o kadar sürüklüyor ki kitap bitince ister istemez üzülüyor etkisinden hemen çıkamıyorsunuz.
Kitabın dili, Gülseren Hanımın diğer kitaplarında da olduğu gibi oldukça sade basit bir anlatımı var. Bu yüzden toplumum her kesimi rahatlıkla okuyabilir. Yine yazarın diğer kitaplarında olduğu
gibi bu kitabında da tekdüze anlatım hakim. Olaylar ve olay örgüsü o kadar kuvvetli ki kitaptaki bu tekdüze anlatım sizi hiç sıkmıyor. Yazarımızın psikolog olmasından kaynaklı ki bu anlatım tarzı hiç bir kitabında değişmiyor. Okurken edebî bir dil ya da edebî sanatları göremiyoruz.
Handan, Fadi ve Kenan' ın hayatını anlattığı, psikolojik destek aldıkları süreci bizlere yansıtmış. Kitabı okurken Kenan'a çok kızdım. Kendini beğenmiş ve kadınlara sürekli kendini beğendirme derdinde olan kadınların sürekli onu arzuladığını düşünen psikopat biri. Handan , Kenan' ın karısı Fadi ise sevgilisi. Bunlarla da yetinmeyip sürekli bir kadın sirkülasyonun içinde olan Kenan'a hayat öyle oyunlar oynar ki olanlara Kenan bile inanamaz, inanmak istemez.
Gerçek yaşanmış bir olaydan bahseden bu kitabı mutlaka okumalısınız. Size ve hayatınıza birçok şey katacağına eminim.
Keyifli okumalar :)