Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

EDEBİYAT MIZRABI

EDEBİYAT MIZRABI
@Edepyahu
Ömür kısa, okunacak çok kitap var.Her kitabı okuyacak kadar vaktimiz yok.O yüzden nitelikli eserler okumalıyız.
459 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
Sanatçı Fikret Kızılok, Âşık Veysel’in şiirlerini ve türkülerini Batı müziği sazlarıyla ve yeni düzenlemelerle söylüyordu. Bir gün Veysel’e şöyle der: — Veysel baba, şu sazımı akort edi ver. Ben sizden ilham almak istiyorum. Bunun üzerine Veysel şu cevabı verir: — Ben sözümü halka göre akort ediyor ve ilham-ımı halktan alıyorum. Sizde böyle hareket ederseniz, sazınız akortlu demektir!
Sayfa 293 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Reklam
Âşık Beysel Şatıroğlu, 1972’de rahatsızlanmıştı. Ankara’ya Yüksek İhtisas Hastanesi’ne götürürler. Doktorlar muayene etmeye başlar. Sıra Veysel’in kalbine gelince âşık buna izin vermez ve şakayla karışık “Müsade etmem, kalbimin içini açar bakarsınız sırlarımı da görürsünüz.” der. Bir şiirinde “Murat yalan ölüm gerçek “ diyen büyük ozanın son sözleri adeta çevresindeki yakınlarını teselliler gibidir. “Cenabı Allah salih amel işleyenlerden eylesin. Nutkuma sabır, buna da şükür…“ der ve gözlerini kapatır. Ozanın bir belgeselde okuduğu son şiiri ise şudur: “Gelmez yola gidiyorum.“
Sayfa 295 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Küllük, 1940’lı yılların efsane kahvesi.Beyazıt cami yanı bitişiğinde.Şair, yazar ve sanatçıların uğrak yeri. Sanmayın avare bülbüller gibi güllükteyiz Biz yanık kor gibi akşam sabah küllükteyiz (Sıtkı Akozan)
Sayfa 265 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kafiyeye düşkün olan Osman Bölükbaşı, “Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, politikacıyı kör inat batırır.” derdi.
Sayfa 233 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
‘Keçinin meşeye ettiğini, kül derisinden çıkarır’ denilmiştir.
Sayfa 41 - İthaki Yayınları - 4. Baskı Ocak 2018
Reklam
‘Katırlar tepişti mi arada fıkara eşeklere olan olur’ denilmiştir.
Sayfa 35 - İthaki Yayınları - 4. Baskı Ocak 2018
Hükümat oldun mu vereceksin. Çünkü en büyük ağa hükümattır ve de ağalık vermekledir.
Sayfa 16 - İthaki Yayınları - 4. Baskı Ocak 2018
Ne denilmiştir, ‘Karıncaya bile binilir ama, belini incitmeyerekten’, denilmiştir.
Sayfa 15 - İthaki Yayınları - 4. Baskı Ocak 2018
“Temel vaaz veriyormuş.Kürsüye çıkmadan önce cemaatin cebindeki bütün paraları toplayıp ceplerini dolduruyormuş. Konuşma bitince de paraları sahiplerine dağıtırmış. Bunun sebebini sorduklarında şu cevabı vermiş: “İnsanın cebinde para olunca daha rahat ve güzel konuşuyor!”
Sayfa 212 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Kemal Tahir’i zaman zaman ziyaret ediyordum.Bir gün sohbetimiz esnasında konu roman ve romancıdan açılınca şöyle dedi: “Biz romancılara “deli” diyorlar. Tabii deliyiz. Olmayan insanları yazıyor, onlar için acılar çekiyoruz.” (Selim İleri)
Sayfa 155 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Reklam
Sadrazam Keçecizade Fuat Paşa, Paris’te iken elçiler arasında hangi devletin daha kuvvetli olduğu tartışılıyormuş. Herkes fikrini söyler, sıra Paşa’ya gelince elçilere şöyledir: “En kuvvetli imparatorluk, Osmanlı imparatorluğu’dur. “ Herkes bu hüküm karşısında şaşırırken Paşa sözüne şöyle devam eder: “Doğru, Osmanlı imparatorluğu o kadar sağlam ve kuvvetli ki, siz dışardan, biz içerden çalıştığımız halde bir türlü yıkamıyoruz.“
Sayfa 152 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Ortaoyuncu Kavuklu Hamdi, zengin olmuş eski bir çocukluk arkadaşıyla karşılaşır. Zengin adam Kavuklu Hamdi’ye sorar: — Sen hala çulsuz musun? Kavuklu hamdi şu cevabı verir : —Çulu eşekler örtünür. Kürk giymiş olan arkadaşı yine sorar: — E, sende o bile yok. Fazla ileri giden arkadaşının abartılı giyimini süzen Kavuklu Hamdi şöyle cevap verir: — Bize bir şey bırakmadın ki, hepsi sırtında.
Sayfa 151 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Kanuni Sultan Süleyman, vefatından evvel yakınlarına şu vasiyet etmiştir: “Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki, padişah olan Kanuni bile bu dünyadan eli boş gitmiştir.”
Sayfa 150 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Tulûat sanatkârı İsmail Hakkı Dümbüllü bir oyunda rol gereği bağırıyordu: —Bana atımı getirin, bana atımı getirin! Arka sıralardan bir münasebetsiz bağırdı: — At yerine eşek olmaz mı? İsmail Dümbüllü bu sözün altında kalır mı, hemen karşılık verdi: — Olur, olur, çabuk gel!
Sayfa 142 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
897 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.