Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Edward.Who

Zayıf insanlar mutluluktan bile korkar. İplikle bile yaralanırlar.
Reklam
Eğer acıdan kaçınılabiliyorsa, yapılacak anlamlı şey nedenini ortadan kaldırmaktır, çünkü gereksiz yere acı çekmek, kahramanca değil, mazoşistçe bir tutumdur.
Sayfa 159Kitabı okudu
Bir insanın ruhsal durumuyla -cesareti ve umudu ya da bunların bulunmayışı- vücudunun bağışıklık durumu arasında ne kadar yakın bir ilişki olduğunu bilenler, umur ve cesaretin birdenbire yitirilmesinin öldürücü bir etkisi olabileceğini anlayacaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başarıyı amaçlamayın. Bunu ne kadar amaç haline getirip bir hedefe dönüştürürseniz, kaçırma olasılığınız da o kadar artar.
Hiçbir nesilde, tarihî değişim sürecinin hiçbir döneminde ve yeryüzünün hiçbir noktasında dinsiz insan olmamıştır.
Reklam
Tek kurtuluşum uyuyup güzel rüyalar görmek.
Bencil insan sorunsalı
Başkalarını düşünüyormuşsun gibi davranıp sonuç olarak kendinden başka bir şey düşünmüyorsun.
Böylece, otuz yıl önce, l975'in bir Pazar sabahı hepsini, Noel Baba'yı, Başsız Binici'yi, Pamuk Prenses'i, Rumpelstiltskin'i, Ana Kaz'ı bir kütüphane duvarına yasladılar -ah, feryatları gitmiyor kulağımdan- ve onları kurşuna dizdiler. Kâğıttan şatoları, peri masallarının kurbağalarını, yaşlı krallarını ve 'sonsuza dek mutlu yaşayan insanları' yaktılar (çünkü hiç kimsenin sonsuza dek mutlu yaşayamayacağı bir gerçekti elbette!), 'Evvel zaman içinde'ler, 'Asla!' oldu. Hayalet Çekçek'in küllerini, Oz Diyarı'nın molozlarıyla birlikte savurdular, İyi Glinda ve Ozma'nın etini kemiğinden ayırdılar ve çok renkliliği bir tayfölçerde ayrıştırdılar, Biyologların Ziyafeti'nde krema eşliğinde Balkabağı Jack'in servisini yaptılar! Fasulye Sırığı, dikenli bir bürokrasi böğürtlen çalısı tarafından kurutuldu. Uyuyan Güzel, bilim adamının öpücüğüyle uyandı ve onun şırıngasının ölümcül batışıyla göçüp gitti. Alice'e bir şişeden öyle bir meret içirdiler ki, 'tuhaf ve daha tuhaf' diye bağıramayacağı kadar ufaldı ve Ayna'ya balyozu indiriverip, onu, Kırmızı Kral'ı ve İstiridye'yi bin bir parçaya ayırdılar!"
Sayfa 176Kitabı okudu
İnsandan ne beklenir ki..?
Onun da sırası gelecekti; yoğunlaştırılmış süt kutularının mağrur Mars Kanalları'na fırlatılacağı; yalnız ve gri Mars denizlerinin diplerinde New York Times sayfalarının uçuşup, savrulup hışırdayacağı, eski Mars vadi kasabalarının hazin sesli, narin harabelerinin, piknik kâğıtları ve muz kabuklarıyla dolacağı zaman da gelecekti. Bunlar için çok vakitleri vardı. Ve bu düşünceyle içi hafifçe titredi.
Reklam
Özetle Yüzüklerin Efendisi,belki ırkçı, cinsiyetçi birçok suçlamayı püskürtse bile Avrupa merkezli bi beyaz adam anlatısı olduğu gerçeğinden kaçamıyor.
Ölüye Serenad
Bir gün bana demiştin ki, Bırakma elimi,korkuyorum. İşte elini elimde tutuyorum. Buz gibisin. .... Yeter artık Ölenle ölünmez.
Ölürken hayıflanacağım şu olacak: Geride hiçbir şey bırakmadım. Hayıflanmamın nedeni birşey bırakmamış olmak değil bırakabilecekken, bir şeyler bırakmamış olmak.
Bir zamanlar bir köpeğim vardı. Tüm insanlara saldırırdı. İnsan olmayanlara havlamazdı bile. Böylece kimin geldiğini bilirdim.
İnsan sadece yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla da insan diye düşündüm
Reklam
Söyler misiniz, her öyküyü ille de bitirmek mi gerek?
Ah! Yıldızlar, bulutlar ve rüzgâr hepiniz benimle alay etmek için varsınız; bana acıyorsanız,duyguyu ve anıları yok edin; bırakın sıfırlanayım; yoksa gidin, gidin ve beni karanlığa terk edin.
Demek ara sıra beni düşündüğü oluyordu, teşekküre değerdi bu. Demek yaşadığımı, acı çektiğimi, ağır yavaş ölmekte olduğumu o bile hatırlıyordu. Teşekküre değerdi bu. Fakat bilmek isterdim, kendisi için öldüğümü biliyor muydu? Bilse mutlu rahat ölürdüm, dünyanın en mutlu insanı ben olurdum.
Ruhlar aleminde beraber olduklarimizla karşılaşacağız bir gün...
Bilincimi yitirmiştim. Sanki ismini eskiden biliyordum. Gözlerinin parıltısına, rengine, kokusuna, hareketlerine öylesine âşinâ idim ki, ruhlarımız önceki bir hayatta, cisimsiz maddesiz bir karşılaşmış da tek asıldan, tek maddeden oluşmuş, böylece bizim yeniden birleşmemiz âdeta kaçınılmaz olmuştu. Ben bu hayatta da onun yanında olmalıydım. Hiçbir zaman el sürmek değildi istediğim; gövdemin görünmez ışınlarının ona değmesi bana yetiyordu. Korkunç macera! İçimde ilk görüşten kalma, âşinâ bir duygu: Ben onu tanıyorum. İki sevdalı hep aynı hisse kapılmazlar mı, birbirlerine önceden Tasladıkları, aralarında esrarlı bağlar olduğu duygusuna kapılmazlar mı? Bu aşağılık dünyada ya onun aşkını isterim, ya da hiç kimsenin! Hem mümkün mü bir başkasının beni etkilemesi?
Her zaman öyle değil midir? Mutsuz olduğumuz zamanlar başkalarının mutsuzluğunu daha bir derinden duymaz mıyız? O zamanlar duygular incelip güçleniyor.
Sayfa 54 - Oda YayınlarıKitabı okudu
"Artık her zaman beraber olacağız, değil mi?" Ah,Nastenka şu anda duyduğum yalnızlığı bir bilsen!
Sayfa 61 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dickens,Thackeray,Jane Austen,Trollope ve benzerlerini ödünç kitap veren sıradan bir kütüphaneye koymak beyhudedir;kimse onları almaz.