Bir şeyi çok fazla istemek iyi değildir. Bazen şans ters dönebilir yoksa. Ayarında istemeyi bilmeli kişi, Tanrı ile ya da tanrılarla iyi geçinmenin yolunu bulmalı.
…
Ama inci bulmak bir rastlantı sonucuydu, inci bulmak uğur getirirdi kişiye, Tanrı’nın, tanrıların ya da hepsinin o kişinin sırtını sıvazlaması anlamına gelirdi.
“Doğru kostümü giyersen; kendini, rolünü yaptığın kişi gibi hissedersin, derdi hep büyükannem. Sanırım yaptığım bu, değil mi? Tel örgünün diğer tarafından biri olduğumu varsaymak…”
*Aslında baktığı her yerde iki farklı tip insan görebiliyordu:Mutlu, gülen, bağıran, üniformalı askerler ve çizgili pijamaları içinde mutsuz, ağlayan, bir çoğu sanki uyuyormuş gibi boşluğa bakan insanlar…
“Keşfetmekte önemli olan, keşfettiğin şeyin bulmaya değer olup olmadığıdır. Bazı şeyler orada kendi hallerinde duruyor ve keşfedilmeyi bekliyor, Amerika gibi. Bazı şeyleri de keşfetmemek daha iyi, bir dolabın arkasındaki ölü fare gibi.”
…
Bir gerçek vardı. Küçük çocuklar, büyük çocuklar, babalar, büyükbabalar, amcalar, herkesten uzak duran ve akrabaları yokmuş gibi olan insanlar…hepsi aynı kıyafeti giyiyorlardı:Gri çizgili pijama ve başlarında gri çizgili bir takke…