Ekin Yeter

Ekin Yeter
@EkinYeter
Ne fark eder?
Hazırsındır insanları sevmeye. Hep birilerine güvenmek, birilerine yakınlaşmak, bir şeyler vermek isteğiyle dolusundur. Güzel bir görüntüyü, güzel bir ezgiyi, güzel bir şiiri, bütün güzellikleri bölüşerek, paylaşacak birileri olsun istemişsindir. Senin yapında vardır bu sevecenlik. Yakınlaşmalarının çoğu yıkımlarla bitmiş olsa da böyledir.
Sayfa 60
Reklam
Yerde kanayan kararmış elini görüyorsun getirdikleri çocuğun. Tınraklarının yerinde kararmış, kabarmış kırmızı et boşlukları. Elinin tırnaklarını sökmüşler; belkide yakmışlardır. "Görüyorsun" diyor. "Bu da senin gibiydi. Sonunda konuştu kurtuldu." Tekmeliyor yerdekini. Yerdeki olsa olsa on yedi-on sekiz yaşlarında. Güzel yüzünü çirkinleştirmek için ellerinden geleni yapmışlar. Ezmişler, çiğnemişler , bitirmişler çocuğu. "Konuş ağabey," diyor yerden, başını kaldırmadan.
Sayfa 194
Gömleği, tabanından sıçrayan kanlarla koyu koyu lekeleniyor. Aldırmıyor. Olanca gücüyle vuruyor. Kıracak kemiklerini, anlıyorsun. Yaptığı bu işten garip bir tat aldığı yüzünün çizgilerinden belli. İşini seviyor. Coşkuyla vuruyor. Cinsel bir istekle. Yabanıl, iri bir hayvan gibi.
Sayfa 196

Reader Follow Recommendations

See All
"Kesin ulan! Beceriksiz herifler! Konuşturmadan öldüreceksiniz çocuğu!"
Sayfa 198
Tabanlarının yanlarından aşağılara sarkmış bir şeyler ilişiyor gözlerine. Demek çoraplarını bile parçaladı sonunda. Belki de vurduğu kalın sopanın parçalarıdır, lifleridir. Ama değil. Çorapların olabilir bunlar. Biri çorapları çekip çıkarıyor ayaklarından. İşte o zaman, beyazlamış, kan içindeki şiş ayaklarından sarkan parçaların, tabanlarının yırtılan kalın derileri olduğunu korkunç bir yılgıyla anlıyorsun.
Sayfa 197
Reklam
160 öğeden 121 ile 135 arasındakiler gösteriliyor.