Elo

Reklam
(Ensar ile muhacir arasındaki ihtilafın(farklılığın) tefrikaya(ayrılığa) dönüştüğü haberini alan Efendimiz (sas) kalkın yürüyoruz emrini vermiş ve 8saat aralıksız yürüttükten sonra mola verdirmişti. Yorgunlukla oldukları yerde uyuyup uyanan Müslümanlar arasında tefrika unutulmuştu.) Müslümanlar olarak birbirimizi yememizin sebebi de budur işte. Kalkıp yürüseydik yiyemezdik birbirimizi. Duruyoruz, durdukça da birbirimizi yiyoruz. İşi olan bir insanın başkasıyla meselesi olmaz. Yetiştirmesi gereken işleri, yaptığı projeleri, Allah'a vereceği hesabın korkusu, namaz kılmayan insanlar için yüreğinde taşıdığı acısı olan bir insanın tefrika konusunda Müslümanlarla nasıl işi olsun ki? Müslümanlar kendisine çelme taksa bile kalkar yine de bu insanın işi Müslümanlarla olmaz.
Büyüklerimize ve nasipse ilerdeki bana hatırlatıcı not
Efendimiz (sas), "Ben her şeyi en iyi bilirim." dememiş, ihtisasa ve ehliyete önem vermiştir.

Reader Follow Recommendations

See All
Biz büyük bir ümmetiz, koca bir aileyiz. Çok büyük zenginliklerimiz var. Dillerimiz, ırklarımız, renklerimiz birer zenginlik olduğu gibi kültürel zenginliklerimiz de var. Şöyle bir hac manzarasına baktığınızda bunu fazlasıyla görebiliyorsunuz. Biz ümmet olarak zenginliklerimizi Allah'ın birer ikramı olarak görmeyip de birbirimize üstünlūk aracı olarak kullanmaya başlarsak münafığın, Yahudi'nin kurduğu o tuzağa düşmüş oluruz. Biz birbirimizi böyle sevmek ve bunu böyle kabul etmek zorundayız. Aramızdaki farklılıkları birbirimizle tanışmak için ilâhî bir ikram olarak görmek durumundayız.
Muhammed b. Ka'b naklediyor: "Resûl-i Ekrem bir defa: 'Şu kapıdan ilk girecek olan cennet ehlinden (cennetliklerden) biridir!' buyurdu. Biraz sonra Abdullah b. Selâm içeri girdi. Ashab-ı kiram,Resûlullah'ın (sas) bu müjdeli haberini kendisine bildirdi ve hangi ameli ile bu dereceye kavuştuğunu sordu. Abdullah b. Selâm ise: 'Ben zayıf bir kimseyim. Benim en kuvvetli ümidim kalp selameti, yani kimseye karşı içimde kötülük beslememem ve boş sözleri terk etmemdir. Bundan başka (beni kurtaracağından ümitli olduğum) bir amelim (işim) yoktur.' diye cevap verdi." [ibn Receb, Câmiu'l-ulum ve'l-Hikem, I, 316] Efendimiz'e Abdullah b. Selâm'ın bu sözü ulaşmış ve Efendimiz bu sözü tasdikleyerek altına nübüvvet mührünü vurmuştu. Bu ne demek biliyor musunuz? "Yüreğinizde hiçbir mümine kin beslemeyin, haset etmeyin; yüreğiniz geniş olsun, bu geniş yürek de cennet kazanmanıza vesile olsun." Bu müjdeyi Allah Resûlü'nden doğrudan alan bahtiyarlardan olamayabiliriz ama Efendimiz bir amele bağlı olarak bir müjde veriyorsa o müjde bizim için de geçerlidir Allah'ın izniyle.
Reklam
428 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.