Aşk, etinden topuğuna kadar işlemiş bir nasırdır. Ya canın acıya acıya adım atacaksın ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. Her iki yolda da tek bir gerçek olacak. Canın çok ama çok yanacak.
İki kişi aynı yemeği tattığında, aynı melodiyi duyduğunda ya da aynı gün batımını izlediğinde, birinin diğerinin ne hissettiğini tam olarak bilmesi mümkün değildir.
Bazen, bize zararlı olduğunu düşündüğümüz şeyin aslında gizli bir lütuf olduğunu fark edebiliriz. Ya da kin tutmanın, sevmediğimiz birinin kafamızın içinde yaşamasına izin vermek olduğunun farkına varırız.