Ölülerin hayatlarını devam ettirdiklerine inanılması —ki bu inanış ilkin rüyalarda teşekkül etmeğe başladı— öylesine kuvvetli idi ki, ilkel insanlar en harfi mânasıyle ölülerine mektup gönderdiler: bir aşiret reisi, böyle bir mektupta neler yazıldığını anlatmak için, mektubu özel olarak ulaştırılması için de kölenin kafasını kesti; ve şayet yazmayı unuttuğu noktalar oldu ise, kafası uçurulmuş bir diğer köleyi dipnot olarak ölüye gönderdi.
Yediğimiz her şeyin evrime dayanan bir geçmişi var. Süpermarketlerdeki rafların her biri evrimin ürünleriyle dolu, ancak süt ürünlerinin üzerinde yer alan etiket bunu bize Jura Devri'nden kalma son kullanma tarihleriyle hatırlatmaz ya da meyve sebze reyonundaki etiketler mısırın Kolomb öncesi dönemde Amerikalılar tarafından 6000 yıl boyunca yapay seçilime uğratıldığı gerçeğini açığa vurmaz. Her alışveriş listesi, her yemek tarifi, her menü ve yemek pişirmek için kullandığımız her malzeme evrimci anlayışın babası Charles Darwin'le akşam yemeğine üstü kapalı bir davettir.
Gənclər qocalardan heç nə öyrənmək istəmir, elm geriləyir, bütün dünya baş-ayaq olmuş, korlar korları idarə edir və onları uçuruma sürükləyirlər, quşlar uçmağı öyrənmədən yuvadan aynlır, eşşəklər çalır, öküzlər oynayır.
Medeniyet, küçük bir azınlığın ince emekleri ve lüks'üdür; beşeriyetin esas kütleleri, bir bin seneden bir diğer bin seneye geçişlerinde hemen hemen hiçbir değişikliğe uğramazlar.
Hırs ve tamahı tutumluluğa, şiddeti münakaşaya, cinayeti mahkemeye, intiharı da felsefeye çevirmek, medeniyetin yüklendiği görevin bir parçası oldu. Kuvvetlinin, zayıfı ancak kanunî yollarla yiyebileceğine ikna edilmesi büyük bir gelişme idi.