Emirhan Kartal

İki insan arasındaki farkın insanların kendilerini nasıl kabul ettikleri ya da başkalarına nasıl tanıttıklarıyla değil gerçekte nasıl olduklarıyla ilgili olduğu gibi, toplumlar arasındaki gerçek fark da toplumların işlevselliği değil onu oluşturan insanlarla ilgilidir. Diğer taraftan toplumların gerçek varlığı ise her bir insanın kişiliğini şekillendiren ahlakı, az ya da çok ölçüdeki insanlığı, karakteri ve vicdanıdır. Adi veya ahlaken çökmüş insanlardan ideal bir toplum oluşturacak mucizevi bir reçete ya da dahiyane bir plan mevcut değildir. Böyle bir toplum, ne şekilde organize olmuş ya da kendisini ne şekilde tanımlıyor olursa olsun, kendi bayağı karakterini dışa vurmak için her fırsatı değerlendirecektir. İnsan toplumuna nizam verme meselesi yine her şeyden evvel insanın terbiyesinden geçiyor.
Sayfa 53 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İki insan arasındaki farkın insanların kendilerini nasıl kabul ettikleri ya da başkalarına nasıl tanıttıklarıyla değil gerçekte nasıl olduklarıyla ilgili olduğu gibi, toplumlar arasındaki gerçek fark da toplumların işlevselliği değil onu oluşturan insanlarla ilgilidir. Diğer taraftan toplumların gerçek varlığı ise her bir insanın kişiliğini şekillendiren ahlakı, az ya da çok ölçüdeki insanlığı, karakteri ve vicdanıdır. Adi veya ahlaken çökmüş insanlardan ideal bir toplum oluşturacak mucizevi bir reçete ya da dahiyane bir plan mevcut değildir. Böyle bir toplum, ne şekilde organize olmuş ya da kendisini ne şekilde tanımlıyor olursa olsun, kendi bayağı karakterini dışa vurmak için her fırsatı değerlendirecektir. İnsan toplumuna nizam verme meselesi yine her şeyden evvel insanın terbiyesinden geçiyor.
Sayfa 53 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
İslam Durağan Değildir
İslam'a savaş yanlısı olduğu iddiasıyla saldıranların İslam'ı "takipçilerinin ibadetlerinde bile hareketsiz durmadığı, insanları Tanrı'nın Krallığı'na hazırlamak yerine dünyayı fethetmeye sevk eden, oruçları tövbekâr bir zühtten çok katı bir disiplinin uygulamalarına benzeyen, güç ve merhametin, takva ve sefahatin umutsuz bir şekilde birbirine karıştığı" bir din olarak tanımladıklarını hatırlayalım. Gayesi bir tarafa, bu saldırıda doğruluk payı var. İslam her zaman iki dünya istemiştir: dış ve iç, ahlaki ve tarihî, mevcut ve gelecek. İslam, bu iki çağrıyla tanımlanabilir. Allah'a ve doğruluğa bağlılığı emreden İslam'ın kötülüğe, şiddete, düşmanlığa, hastalığa, şirke ve hurafelere karşı tek bir mesajı vardır: savaş.
Sayfa 10 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
İslam medeniyetinin neticelerine ilişkin değerlendirmemizin bölük pörçük ve büsbütün eksik olduğunu belirtmek gerekir. Onlarca şanlı isimle değerlendirebileceğimiz İslam felsefesine burada hiç değinilmemiştir. İslam felsefesinin en kısa sunumu dahi birkaç cilt gerektirecektir (Örneğin Fransızca basılan Les Penseurs de L'Islam [İslam Düşünürleri] 10 cilttir). Aynı şekilde burada İslam mimarisine dair tek söz edilmemiştir ki Hindistan'daki soylu Tac Mahal ve İspanya’daki zarif El Hamra bir inci kolyenin sadece iki ucunu temsil eden eserlerdir. Hedefimizi sınırlı tutarken İslam Medeniyeti olarak bilinen olguya ilişkin muazzam miktardaki veriden oldukça az sayıda ve gelişigüzel seçilmiş birkaç şeyi ele almış bulunuyoruz. Tıpkı bir jeologun önündeki kocaman dağın kompozisyonuna ilişkin hükme varmak için sadece bir avuç toprak ya da taş alacağı gibi. Şu hâlde birçokları anlaşılır nedenlerle şu soruyu ortaya atacaktır: Böylesi tarihî gerçekler varken İslam'ın bir fanatizm, cehalet ve şiddet dini olduğuna ilişkin mit nasıl canlı tutulabiliyor?
Sayfa 19 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Müslüman halkların son dönemdeki realitesinin resmi, tamamen olmasa da oldukça karanlıktır. Ortadan kaldırılmak için adeta yalvaran bu içler acısı şeyleri saymaya sonsuza kadar devam edilebilir. Her şeye rağmen, İslam'a inananlar için bir teselli kalmıştır: Mevcut durum İslam'ın tatbik edilmesinin değil İslam'ın reddedilmesinin bir sonucu. İslam'ın varlığının değil yokluğunun sonucu. Ve bu teselli, şu mantığı içerir: Eğer İslam'ın yokluğu geri kalma ve kaosa neden olduysa İslam'a dönüş Müslüman halklar için yeni bir ruh ve yeni ve aydınlık bir devrin zuhuru anlamına gelebilir mi?
Sayfa 26 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
Geri19
146 öğeden 136 ile 146 arasındakiler gösteriliyor.