Açgözlü olduğum tek şey var. O da kitaplar. :)
Ne kadar kitap okuduğumu bilmiyorum. Hatırladıkça okundu listesine ekleyip merakımı gidermek, minik görüşlerimi ve alıntılarımı paylaşmak için buradayım.
"Elodie hâlâ Aurea'nın evlilik sözleşmesinden ne elde ettiğinden emin değildi ama İnophe'un ne elde ettiğini çok iyi biliyordu:
Geride kalıp terinin her zerresini ve ruhunun her parçasını verse bile sunabileceğinden çok daha fazlasını. Kimse bütün bir ülkeyi salt iradeyle doyuramaz."
"Yüzümde maske olduğunda bir çeşit maskot gibi oluyorum kuklalarım için. Maskem ilgili arttırıyor. Belki de bana öyle geliyor ama muhtemelen konsept için taktığım düşünülüyor.
Oysa ben göze daha batar olmak için değil, daha az bakılmak için takıyorum."
"Bir yanda kaldırım kenarlarını kapmada yarışıçı yalnızlar, öbür yanda birtakım hüzünsüz adamlar; kalabalıklar ve yalnızlar. Kuduz köpeklerden kaçar gibi kaldırım çizgilerine basmayıcılar ve o çizgileri ömür boyu fark etmeyiciler..."
yanpasajyayinevi 'nden yine harika bir kitap okudum. Yayınevinin gerçekten özenle seçtiği hikayelerin tümü okura bir şeyler veren, düşünmeye ve kendini anlamaya iten türden. Yani bana göre bir kusur bulan olursa bu kişinin kendi sorunudur. Eh herkes satır arası okumada başarılı olacak değil ya
#marianaçukuru 'nu okurken birkaç duygu geçişini peşpeşe yaşadım. Eski bir acıyı ve bana hissettirdiklerini hatırlayıp depresyona doğru adım atacakken, bir mezarlık randevusu yaşandı ve ağlanacak hale gülmeye başladım. Ana karakter Paula'nin iç dünyası haliyle kötü ama espri kabiliyeti şahane. Zaten konik insanlar daha çok acı çeker iç dünyada... şu çılgın yaşlıların çıplak derneğine kahkaha kopardım bu aradam Ama bu hikaye bir yandan da deniz fobimi depreştirdi. Birkaç küçük boğulma vakam var da geçmişte
Aslında hikayenin ana teması yas süreci. Paul'a bir üniversite öğrencisi ve küçük erkek kardeşine çok düşkündü, kardeşi de öyleydi. Ve bir gün Mariana Çukuru'na düşüyor, boğularak ölüyor. Paula yasın getirdiği suçluluk psikolojisi içerisinde ve terapi alıyor, kardeşinin mezarına gidemiyor.
Ama bir gece mezarlığa gidiyor ve orada Helmut adında yaşlı bir adamla karşılaşıyor. Bu adam karısının küllerini çalmaya gelmiş meğer ve kavanozunu bir yere götürmeye niyetli. Paula ile komik bir isbirligiyle mezardan kaçıyorlar ve kendilerini bu yolculukta buluyorlar. Kim kimin iyileşmesine yardımcı oluyor bilinmez, ama okurun bu yolculuğu okurken hayatindaki pek çok şeyi gözden geçireceği kesin.
Epope dehşet ve ibretle #yanpasajaşktır diyerek kitabı tavsiye eder.
Mariana ÇukuruJasmin Schreiber · Yan Pasaj Yayınevi · 202423 okunma
"Hepimizin içinde tik tak eden bir saatli bomba var. Biz insanlar, tabiri caizse, birbirinden farklı patlama zamanları ve patlama nedenleri olan, sonsuz sayıda saatli bombayız ama bombaların hepsi önünde sonunda patlayacak."