Anı oluşturan ve ona süreklilik kazandıran, onu süre yapan, deneyimin bu niteliğidir. Şimdiyi yukarıda tutan, duygudur. Whitehead de bunu ısrarla vurgular: Duygu zamanın içinde değildir, duygu zamanı oluşturur, zamanı mevcut kılar, mevcut anı oluşturur, etkili bir biçimde deneyimlediğimiz zamanın belirmesinde yaratıcı bir etkendir, yaşanan zamanın kurucusudur. Bilinçli bellek, bu tür bir bellekten, yani yaşanmış deneyim olayının etkinleşmesine katkıda bulunan dolaysız geçmişe ait bir bellekten çok farklıdır. Bilinçli bellek geriye dönüktür, geçmişi yeniden etkinleştirmek üzere şimdiden başlar, oysa etkin bellek ters yönde hareket ederek, şimdiyi harekete geçirmek için geçmişten gelir. Ayrıca başka bir bellek türü daha vardır, Kierkegaardcı bir bellek. Kierkegaard, "ileriye doğru hatırladığımız, fakat geriye doğru çağırdığımız" dan bahseder. Geriye doğru çağırmak,bilinçli hatırlamadır. İleriye doğru hatırlamak ise, geçmişte sıkıştırılmış ve şimdi yeniden etkinleştirilmekte olan bir eğilimin sınır noktası olarak kendini hissettiren bir çekerin, bir bitim noktasının ya da terminus'un hissidir. Bu çeker, bir gelecektir, ne var ki bu gelecek boyutunu ancak geçmişin sıkışmasıyla kazandığı için belleğe benzer. Sıkıştırılmış bir geçmişi, şimdinin potasının içinden, kendisine, bu olayın henüz olmamışlığına doğru çeker. Bu terminus fikrinin, Whitehead'in "ebedi nesne" dediği şeyle de ilişkilendirilebileceğini düşünüyorum