Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Erkan Çelik

Dinler olmasaydı insanlar bu kadar uzun zamandır yoksulluğa katlanmaz, başkaldırır, özgür olurlardı...
Sayfa 158
Reklam
İnsan vatanından çıkabilir, ama vatanından vazgeçemez...
Sayfa 148
- " Ne olursa olsun vatanseverliğin ortadan kaldırılması gerek! Devrimin, yalnız bir ülkenin dar çerçevesinde gerçekleştirilebileceği nasıl düşünülebilir? Gerçek bir devrimci olabilmek için önce bütün bağları koparmak, kendinden koparıp atmak gerek..." - "Dikkat et! Sen devrimciyi, olmak istediğin örnek devrimciyi düşünüyorsun. Buna karşılık doğanın, gerçeğin, hayatın ortaya çıkardığı insanı, genel anlamda insanı gözden kaçırıyorsun.. Kaldı ki bu sözünü ettiğim vatanseverlik, gerçekten yok edilebilir mi? Sanmıyorum. İnsan ne isterse istesin, bir iklimde yetişmiştir. Kökeninden gelen bir mizacı vardır. Etnik bir yapısı vardır. Kendisine biçim veren uygarlığın adetlerine, özel biçimlerine bağlıdır. Nerede olursa olsun kendi dilini unutmaz..."
Sayfa 147

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gözü perdeliydi adeta babamın. Şu dünyadan, seçtiği daracık yolun kenarındakilerden başka bir şey görmeden geçip gitti...
Sayfa 105
Yakınılacak bir şey varsa, o da yeryüzündeki hayatımızın sona erişi değildir. Bu hayatın gerektiği gibi geçirilmiş olmamasıdır...
Sayfa 16
Reklam
Hayat her şeyi yoluna koyardı: kapanmayan yara olmazdı...
Sayfa 538
Bir kimse kendisine insan diyorsa, biricik sınırı vicdanıdır...
Sayfa 524
"Ölecek! Ölecek!" diye bağırdınız... ... insanın içine en çok dokunan bu geçiş anı, hayatın yokluğa dönüşü olan o kavranılmaz düşüş! İçimizde o ana karşı duyduğumuz müthiş bir korku var, bir çeşit kutsal bir dehşet, her an uyanabilen bir korku...
Sayfa 370
Güzel olacağından emin olduğumuz günlerin gelip bizi bulacağına inandığımız hayatımızı yarıladık çoktan...
Sevinçli şaşırmalar insanı genç gösteriyor...
Sayfa 38
Reklam
Pencere bana dar geliyor, dışarının gürültüsüne ise bir türlü anlam veremiyorum...
Pazar günleri, hayatın intikam günleri. Neşeli başlasın ve öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı kötü bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler...
Sayfa 42
Hastanede vücudun hareketsiz kaldığı günleri, ruhumuzun hareketliliği ile süslemeye çalışıyorduk...
Sayfa 108
Anadolu'yu biz Rumeli çocukları, onu görüp tanıyıncaya kadar, yalnız hayalimizde yaşattık. Ve hayalimizin özlediği gibi. Ama, sonra gördük ki, bu hayal ve özlemle, gerçek Anadolu arasında, hiçbir benzerlik yoktur. Bu hayal kırıklığı bizim, hayat boyunca yaşadığımız nice hayal kırıklıklarının, en baş döndürenlerinden biri oldu. Ve sanıyorum ki Anadolu'ya asıl, bütün varlığımızla ilk defa, bu hayal kırıklığı içinde bağlandık...
Sayfa 59
Gözyaşı torbaları hiç çalışmamış olanlara, bütün olaylardan kuru gözlerle sıyrılmış ve gözyaşı kanallarını hiç kullanmamış olanlara ne mutlu. Beyninin kökünü kontrol altında tutan ve varoluşlarının sürekli kendi güveni içinde hiçbir zaman bilgelik dışındaki bir başka varoluş duygusu ile gülmek ya da gülümsemek zorunda kalmayanlara ne mutlu!
346 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.